Bölüm şarkısı: Mor ve Ötesi - Güneşi Beklerken.
Kerem'e göre, bir insanı tanımak için ismi gerekli değildi. Ona ismiyle seslenmese de olurdu. Karlina ona taktığı ve yakıştığını düşündüğü bir isimdi.
Ani bir harekette bulunarak, kızın kendisine doğru çektiği bacaklarının üzerinde birleştirdiği ellerinden bir tanesini kavrayarak Zeynep'in afallamasından da oldukça faydalanarak, kolunu kaldırmış ve kızın bacaklarına doğru yatıp genç kadının kendisine doğru çektiği bacaklarının ister istemez uzaklaşmasına neden olmuştu. Zeynep'in, adamın tutup kaldırdığı eli havada asılı kalırken öfkeli birkaç nefes alıp verse de, derin bir nefes alıp sakin olmaya çalıştı.
Sakin ol, bunda bir şey yok diye telkin etti içinden kendisini defalarca. Havada asılı kalan elini ağır hareketlerle aşağıya indirdi ve karla kaplı çimenin üzerine yerleştirdi. Kerem'in yakan nefes alışverişlerini bacaklarının üzerinde hissetmek, kadının tuhaf bir biçimde ürpermesine yol açmıştı. Bacağından tüm bedenine yayılan ürperti, adamın başını kendisine doğru çevirmesiyle bedeninde hissettiği ürperti iki katına çıkmıştı. Yeşil gözlerinde gördüğü ince karanlıktan bir an için nefret edemedi.
"Leş gibi is kokuyorum, karlina."
❄
13.BÖLÜM: "TEMAS"
"Hayat ne anlatır, neleri gizlerken... Yolunu bilmezsin, güneşi beklerken. Dünya bir çadır ve onu kaybettin... Güneşi Beklerken."
Genç kadının bakışları bir ok misali, kucağına uzanmış adama giderken ne yapacağını bilemez bir biçimde derin bir nefes bırakıp sakin kalmaya gayret etti. Zeynep için şuan içinde oldukları durum ne kadar içinden çıkılmaz, sıkıntılı bir hal alsa da Kerem için tam tersiydi. Kerem, içine derin bir nefes çekerken hava ile karışmış is kokusunu duyumsadığında burnunu kırıştırmış ve yeniden bir iki sefer öksürmüştü. Kalbinin oldukça hızlı çarptığının farkındaydı. Onun ölmesini dört gözle bekleyen bir kalbi vardı... böyle düşününce adamın dudaklarında küçük bir tebessüm belirdi.
Zeynep, dizlerine doğru uzanmış adamın gülümsediğini görünce kaşlarını çattı. Kardeşi yanmaktan son anda kurtulmuştu, evi hala yanıyordu ve kendisinin bildiğini genç adam bilmese de, başında hayli büyük bir bela vardı.
Kerem ani bir hareketle başını yasladığı kızın dizlerinin üzerinden ayağa doğruldu ve derin bir nefes alıp bakışlarını ileriye dikerken sağ elini avcunu gökyüzüne doğru çevirip kıza doğru uzattı. Zeynep'e bakmazken istediğini almış gibiydi. Genç kadın kendisine uzatılan ele baktı bir süre, birkaç ay önce olsa o eli tutar ve kırardı. Kimseden yardım almayı sevmezdi, Zeynep. Ama şimdi, yardıma ve sevgiye muhtaç, salak bir kızı canlandırıyordu görevi gereği. Bu yüzden istemeye istemeye kendisine uzanan eli sağ eliyle kavradı ve adamın soğuk eli arasından sağ eline akan kristal tanelerine aldırmadı. Adamın kendisini ayağa kaldırabilmek adına yukarı çekerken derin bir nefes aldı.
İki gencin arasında birkaç saniye süren bu temas Kerem'in göz ucuyla kıza bakmasına neden olmuştu. İkisinin sessizliğine karşın yanmaya devam eden evin çatırdamaları genç kadının dişlerini sıkmasına neden oldu. Adamın eline hapsolmuş elini çekmek için hamlede bulunduğu sırada ileriye doğru çekiştirilmesiyle Keremle burun buruna gelmişti.
Burnundan -sinirle- solumak yerine sakin kalmaya çalıştı, Zeynep. Genç adam elini pantolonunun cebine sokarken kırılmamış olmasını diliyordu. Zeynep bu yakınlıktan rahatsız olduğunu alalen verdiği soluklarla belli ederken Kerem bunu umursuyormuş gibi değildi. Adam cebinden çıkardığı kolyeyle Zeynep'in dudakları aralanırken kahvenin koyu tonunu barındıran irisleri biraz şaşkınlık, biraz da kızgınlıkla adamın etrafı çepeçevre mavi ile sarmalanmış yeşil göz bebeklerine kaydı. “Sana borcumu ödeyeceğim.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonun Başlangıcı: Zemheri
Teen Fiction"Karakış bir aşkın hikayesi!" Bir kadın bakıyor pencereden. Mutsuz. Bir adam geçiyor kaldırımdan. Umutsuz. Aşk tam ortada duruyor... Adam bakıyor, kadın ağlıyor. Aşk geçip gidiyor. (F. Mihayloviç Dostoyevski.) VEYL SERİSİNİN İKİNCİ KİTABIDIR. [Kon...