"Ne oldu karlina?"
Bunu yapmalısın, diye geçirdi içinden Zeynep. Başkanla üzerinde çalıştıkları plan alt üst olmuştu. Dahası bunu yaparsa alt yapısını oluşturacağı planını gün yüzüne çıkarmış olacaktı. Zeynep derin bir nefes alarak yarım adım kadar öne gitti ve Keremle bedenlerinin arasındaki mesafeyi kapatıp parmak uçlarına yükseldi. Kerem'in hiç beklemediği hamleyi yaparak dudakları arasına Kerem'in üst dudağını alırken gözlerini yumdu. İçinden kendini yumruklamak gelse de, kadının başka yapabileceği hiçbir şey yoktu! İçeri tıkmak için can attığı adamı öpüyordu... Sıyırmış olmalıydı.
Şaşkınlık yaşamayan Kerem'in dudakları arasından tuhaf bir ses firar ederken kızın hırçın dudaklarına karşılık vermeye başlamış ve belini sarmıştı.
Polis aracının iyice yükselen siren sesi, insanların fısıldaşma seslerine karışmıştı. İki genç sokağın ortasında kendilerine yaklaşan polisleri umursamadan öpüşüyordu.
Onur'un sinirli bakışları gençlerin arasında gidip gelirken cebinden telefonunu çıkardı ve rehberinin en başındaki kişiye, A'ya bastı ve arayıp telefonu kulağına yerleştirdi. "Başkanım." dedi boğukça karşısında öpüşen çiftin etrafını saran yedi polisi izlerken. "Altın vuruşu yapmak için sizden, hemen şimdi izin istiyorum!"
14.BÖLÜM: "YARDIM"
Zeynep alt dudağını, adamın dudakları arasından kurtarıp yavaş hareketlerle geri çekilirken, yüzleri arasında bir karıştan biraz daha fazla mesafe kaldığı anda kapattığı gözlerini yarım yamalak açtı ve adamın koyu yeşil gözlerinin içine baktı. Bunu yaptığına inanamıyordu, genç kadın! İçinden kendine binlerce küfür ederken, yutkundu ve elini üzerindeki kapüşonlu gri hırkasının altına beliyle pantolonu arasına sıkıştırdığı silahına gitti eli.
Genç adamın bakışları, kızın hareketlenmesiyle beline kayarken, net göremediği ancak silah olduğundan emin olduğu karartı ile kaşlarını çattı Kerem. Bu kızın silahla ne işi olur, diye düşünürken Zeynep aralarındaki mesafeyi bir kez daha kapayıp dudaklarını adamın dudaklarına daha hırçın bir biçimde bastırdı ve bedenini, adamın bedenine yasladı. Kerem yine sadece birkaç saniyelik gelen şoku atlattıktan sonra kıza karşılık vermeye başlarken Zeynep belinden silahı çıkardı ve bedenlerinin birbirine yapışık olmasının avantajını kullanarak silahı adamın beline sıkıştırdı. Alelacele yaptığı bu işlem başarıyla sonuçlandığında ayrılmak için birkaç hamle yaptıysa da, Kerem buna mahal vermemiş, tek elini kızın ensesine kaydırıp öpüşünü daha derinleştirmişti.
Zeynep adamın beline yerleştirdiği silahı oradan alıp adamı vurmamak için direnirken bir yandan da, rolüne devam ediyor adamı istekliymiş gibi öpmeye gayret ediyordu. Birkaç silahın emniyetinin çekilme sesini ard arda duyunca tam zamanı diyerek çekilmek istemiş ama yine Kerem tarafından bu isteği sert bir ısırıkla kabul görmemişti. "Teslim ol, Kerem Alazoğlu."
Genç adam, polislere aldırmayarak, kızın belini kavrayıp -sanki daha fazlası olabilecekmiş gibi- kendisine çekti ve sert öpüşüne devam etti. Nefes almak adına dudaklarını ayırırken kızın dudaklarının üzerine fısıldadı. "Karlina."
Zeynep de içindeki adama yumruk atma dürtüsünü bastırmaya çalışarak aynı şekilde yanıt verdi. "Zeynep," dedi ve kafasını geriye atarak yumduğu gözlerini açtı. "Zeynep."
Kerem'in üst dudağı yukarı doğru bir kıvrım yakalarken "Benim için karlina." dedi ve kızın belindeki elini çekerek Zeynep'in beline sıkıştırdığı silahın üzerinde parmaklarını bir piyanonun tuşlarına dokunuyormuşcasına gezdirdi. "Beni şaşırtıyorsun, karlina."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonun Başlangıcı: Zemheri
Teen Fiction"Karakış bir aşkın hikayesi!" Bir kadın bakıyor pencereden. Mutsuz. Bir adam geçiyor kaldırımdan. Umutsuz. Aşk tam ortada duruyor... Adam bakıyor, kadın ağlıyor. Aşk geçip gidiyor. (F. Mihayloviç Dostoyevski.) VEYL SERİSİNİN İKİNCİ KİTABIDIR. [Kon...