Bilgilendirme + Ön İzleme

501 40 9
                                    

Öncelikle upuuzuuunn bir aradan sonra merhaba... Çok çok çok fazla beklettim biliyorum ama aranızda bilenleriniz de vardır; okulla sınavlarla ve sağlık sorunlarımla cebelleşiyordum. Bir dönem bu sitede neredeyse hiç aktif olamadım ama şimdi buradayım :)

Fazla uzatmayacağım... Zemheri'yi epeyce aksattım farkındayım ve zaten belirtmiştim final bölümüne de 3 bölüm gibi az bir bölüm var. Bundan dolayı, Zemheri'nin final bölümüne bizi götürecek olan o 3 bölümü yazmadan dağa doğrusu sizlerle paylaşmadan önce hikayenin yayımda olan bölümlerini tekrar gözden geçirip düzenleyeceğim. Bölümleri tekrar okurken arada hatalar yaptığımın farkına vardım ve bunları öncelikle düzenlemek istiyorum^^ Düzenleme işlemi tamamlandıktan hemen sonra yeni bölümü paylaşacağım.. yeni bölümün bir kısmı hazır ama diğer final dışındaki iki bölümü de yazdıktan ve dediğim gibi düzenlemeyi tamamladıktan sonra paylaşacağım :)

Ancak yazdığım o kısımdan bir sahneyi aşağıya bıraktım :) Bölüm 'ön izleme' si olarak... hatta epeyce uzun bir ön izleme^^ yarısında kesmek istemediğimden bütün bir sahneyi bıraktım aşağıya... son üç bölüm genel olarak uzun bölümler olacak :) Neyse...

Keyifli okumalar, kendinize iyi bakın^^

*

ZEMHERİ - 25. BÖLÜM / ÖN İZLEME

"Kerem sen ne saçmaladığının farkında mısın?"

Kerem'in yaralı yüzündeki hiçbir mimik oynamazken oturduğu karavanın koltuğundan ağır ağır ayağa kalktı. Yüzüme bakmadan yanımdan geçip giderken ondaki birden bire var olan bu anlamsız değişimi sorguluyordum kendimde. Kerem kendisini dışarıya atarken sinirlerime hakim olamayıp bende ardından çıktım karavandan. "Kerem bana cevap vermek zorundasın!"

Kerem'in bir adım önümdeki bedeni benim sözlerimin ardından duraksarken bana doğru dönmedi. Sağ elini kısa saçlarının arasına geçirip sıkıntıyla gezdirirken daha fazla dayanamayarak önüne geçtim. İfadesiz bakışları beni bulurken "Zeynep." diye mırıldandı sadece. Ne var, dercesine büyük bir sinirle ona bakarken bakışlarını kaçırdı benden. 

"Kerem!" dedim oldukça sert sesimle. Bakışları yeniden beni bulurken sinirime yenik düşmemek adına derin bir nefes aldım. "Emniyetten çıktığımızdan beri benden kaçıyorsun, farkında mısın?! Az önce söylediklerin özellikle... saçmalıyorsun ve ben bunun nedenini bilmek istiyorum!" diyorum sakin kalmayı başararak.

Derin ve sert bir nefes alıyor. "Şimdi gideceksin buradan!"

Dediğini anlayamıyorum önce. Ne diyorsun sen, dercesine ona bakıyorum ama o kadar ciddi görünüyor ki uzun bir zamanın ardından ilk kez kırıldığımı hissediyorum. "Ne demek şimdi bu? Sence bana 'defol git' demek için biraz geç kalmadın mı Kerem?" dediğimde kısık çıkan sesimden dolayı ben bile kendimi zor duyuyorum ama Kerem de duymuş olacak ki yüzündeki ifade bir an için değişiyor.

Önce bir şey diyecek gibi oluyor, dudakları aralanıyor ama daha sonrasında vazgeçerek aramızdaki, az da olsa, mesafeyi kapatarak dirseğimin biraz yukarısından kolumu sıkıca kavrıyor. Bu tavrı canımı yakmaktan çok, içimde oluşan kırgınlığı tetiklerken titrek bir nefes alıyorum ve kolumu sıkan eli arasından kurtarmaya çalışıyorum kendimi ancak bu girişimim başarısızlıkla sonuçlanıyor. "Zeynep!"

"Ne Zeynep ya, ne? Bırak kolumu! Gitmemi istiyorsun ya, hani bu işte artık tek başınasın ya! Bende istediğini yapıp defolup gideceğim buradan! Bırak kolumu!"

Ben debelendikçe Kerem kolumu daha çok sıkıyor. Moraracak artık. 

Nihayetinde sinirime yenilerek bacağımla sertçe bacak arasına denk gelecek şekilde tekme attığımda iki büklüm kalan Keremle ve serbest kalan kolumla derin bir nefes alıyorum. Kerem iki büklüm bir halde acı çeker yüz ifadesiyle bana bakarken yüzünde bir an için sırıtma ibaresi yakalıyorum. Adama bak ya!

Sonun Başlangıcı: ZemheriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin