6. Küçük kız

611 40 2
                                    

Okuyucu sayısı artmış çook mutlu oldum. Okuyucu sayısı arttı ama vote sayıları çok az. Okuyanlar votelerse daha mutlu olurum. Yorum yapmanızı da çok isterim. Yorumlarınız ve voteleriniz benim için önemli. Görüşlerinizi bekliyorumm. Bu arada multimedia daki Andre.

Çantayı bisikletin selesine koyup göle doğru yola çıktım.

Sürmek ilk dakikalarda biraz zorlamış olsa da kısa sürede alışmıştım.

Neler olduğuyla ilgili tek bir fikrim bile yok ki bu fazlasılya normal bir şey. Annemi çok merak ediyordum. İşinin uzadığını söylemişti. Onun Poul'le geziyor olması gerekmiyor muydu? Ama attığı mesajda pek de öyle olmadığı açıktı. Ondan bir haber alabilmek istiyorum ama elimde olan bir şey değil ve bu duygudan nefret ediyorum.

  O an aklımaa geldi ben annemi merak ediyordum ama aynı şekilde beni de merak edenler olabilirdi. Eylül, Andre. Off bunu unutabildiğime inanamıyorum. Telefonumu çıkarıp Eylül'ü aradım.

  Telefonu çok bekletmeden açtı.

-Mia sen nerdesin? kaç kez aradım haberin var mı. Biri seni arıyosa endişelenmiş demektir.

Ona normalde böyle çıkıştığı için sinirlenirdim ama şu an tamamen haklı nedenlerle söylediği için kızamadım hatta hak verdim. Bu arada hatırlatması iyi oldu cevapsız aramalara bakmayı unutmuştum. Annemin mesajını gördükten sonra.

-Eylül sakin ol. Ben iyiyim. Sadece telefonuma bakmayı unutmuşum bir işim çıktı bir yere gitmem gerekti.Ne zaman dönerim bilmiyorum ama iyiyim.

  Eylül biraz da olsa sakinleşmiş gibiydi.

-Tamam, kendine dikkat et. Her nereye gidiyorsan dönünce haber ver. Fazla meraklandırma beni.

  Gülerek ekledi;

-Her zamanki meşhur sakarlıklarından da yapma.

   Haklıydı. Aşırı sakardım. Aynı yerden elli kişi geçse b ir şey olmaz. Ben geçerken ille bir şey olur. Ya başımı çarparım, ya takılıp düşerim. Geçen yaz kampa gittiğimde de öyle oldu mesela. Resmen doğa bana karşı gibiydi. Daha önce hiçbir şey olmayan yerden ben geçerken bitkiler çılıyor, ayaklarıma dolanıyordu. Tabii bunu söylediğimde kimse bana inanmamıştı o ayrı. Herkes üzerinden geçerken sert olan toprak ben geçerken  çamurlaşıyor, içine batmama neden oluyordu ki bu bu çok sinir bozucu. Halisünasyon gördüğüme inandırmıştım kendimi ama bu ayakkabılarımdaki çamuru açıklamıyordu.

 -Hey ordamısın?

  Eylül'ün sesiyle kendime geldim.

- Evet burdayım. Merak etme dalmışım sadece.

  Arkadan annesinin sesi duyuldu.

-Banim gitmem gerek kendine iyi bak hoşçakal.

-Görüşürüz, deyip kapattım.

  Telefonu yeniden yağmurluğumun cebine koymaya çalışırken bisikletin kontrolünü kaybettim ve birisine çarptım. Çarpmanın etkisiyle yola savruldum. Son hatırladığım sert bir şekilde başımı çarpmam oldu. Etraf karardı.

ANDRE'DEN

Hemen Mia'yı bulmalıyım. Misha Teyzem nerde ki acaba? En son mesaj attı ama pek bir şey açıklamadı ki bu çok ilginç Misha Teyzem benden hiçbir şey saklamaz. Yani bildiğim kadarıyla. Zaten aattığı mesajdan da pek bir şey anlamadım. Tek anladığım Mia'yı bulmam gerektiği. Teyzemin Mia'yı nerden tanıdığını bilmiyorum. Ama anlattığı tanıma uyan başka kimse de yok. Ne de olsa etrafımda alev kızılı şaçlı ve mavi gözlü başka kimse yok Mia dışında.

Her ŞeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin