Ben her nedense hareket edemezken Andre daha da gelişen Koruyucu dürtüleriyle önüme atlamıştı. Hislerim ve duyularım geri geldi. Harekete geçip önüme atlayarak ağa yakalanan Andre' ye büyüyü kırması için yardım ettim.
Bu sırada diğerleri büyüyü yapan kişiye karşı tetikte duruyorlardı.
Baktığımda büyüyü yapan kişiyi gördüm. Başlığı yüzünü kapatan beyaz, işlemeli bir pelerin giyiyordu. Kadın veya erkek olduğunu anlamamı bile engelleyen aşırı bol giysileri vardı. Zihnine ulaşmaya çalıştığımda güçlü bir engelleme büyüsüyle karşılaştım.
Ama etki altında olmadığını anlayabilmiştim. Bu yabancı her kimse düşmanla iş birliğinde değil gibi. En azından ilk izlenimim öyle. Yaklaşık beş metre uzağımda duruyordu.
Büyücü yeni bir elgelleme büyüsü fırlatacakken arkadan tıpkı onun gibi görünen başka bir büyücü koştu. Diğeri ise büyü yapmadan ona döndü. İlk geleninkiyle aynı pelerini giyen büyücünün koşarken pelerininin şapkası açıldı.
Bu.. Marnie?? Onun burda ne işi var.
Marnie gelip bana sarıldı. Ben de ona. Ne çok özlemişim.
Aşağıda devasa bir zanavar ordusu varken ben burda ilk eğitmenimle kucaklaşıyordum. Annem de ilk şaşkınlığını atmış yanıma gelmişti. Onun Marnie ile önceden tanıştığına inanmak zor. Ama o da Konsey üyelerinden. Annemi
Marnie bir bana bir anneme baktı
-Başaracağınızı biliyordum.
dedi kısık bir sesle. Diğer büyücü de başlığını indirmiş yanımıza gelmişti. Başlığı indirince onun saçları yeni beyazlamaya başlamış bir kadın olduğunu gördüm. Pelerinindeki hayali kırışıklıkları düzeltiyor ve bir yandan da neden Marnie' nin onu uyarmadığıyla ilgili homurdanıyordu.
Marnie bizi kısaca onunla tanıştırdı.
-Büyü kurulundan Elizabeth. Elizabeth, bunlar da sana daha önce bahsettiğim öğrencilerim.
Adının Elizabeth olduğunu öğrendiğim kadın memnun oldum siz olduğunuzu bilseydim.. dercesine bir şeyler geveledi. Konuşmaktan hoşlanmıyordu galiba.
Anladığımı göstermek için gülümseyip başımı salladım.
Arkadan altı büyücü daha geldi. Hepsinin pelerinleri bir örenkti. İçlerinden ikisi erkekti. Her yaştan insan vardı. Kimisi Marnie gibi seksenlerinde, kimisi ise yirmilerindeydi. Ama benim dikkatimi en çok çeken en arkasından gelendi.
En fazla 9 yaşında olabilirdi bu gelen. Hepsininkiyle aynı bir pelerin giyiyordu. Sokakta normal giysilerle görsem normal bir erkek çocuğu olduğunu düşnebilirdim. Tabii gözleri olmasa. Altın sarısı gözleri tehlikeli parıltılar saçarak parıldıyordu.
Diğerlerinin yanına geldi. Gözleriyle baştan aşağı süzüldüğümü hissedebiliyordum. Çocuksu ama ciddi bir sesle;
-Burda olmanız iyi oldu. Hepsinin etki altında olduğunu tahmin ediyoruz. Elflerin bile.
Bakışları bir an İslanzadi' nin üzerine durdu. Sonra konuşmaya devam etti.
-Diğer araştırmalarda bizi yanlış yönlendirmeyi başararak etkisini sadece kısa süreli sürdürebildiği izlenimini verdi. Ama bu ordu istediği kadar sürdürebileceğini kanıtlıyor. Bunun esas kuvveti olmadığını düşünüyoruz. Sadece göz dağı vermek için öne sürülmüş olmalılar. Bunun anlamı elindeki gerçek güç veya gerçek ordu her ne ise burdakinden kat kat fazla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Her Şey
FantasyKlasik Yetenek hikayelerinden sıkıldıysanız aradığınız hikayeyi buldunuz. ilk bölümlere aldırmayın ve okunmaya devam edin. hayal kırıklığına uğramayacaksınız. Kızıl saçları, bembeyaz teni ve sıradan olduğunu sandığı bir hayatı vardı. Ama çok yanılı...