40. Cevaplar ve Veda

237 13 36
                                    

Uzun bölümler yazan Arya geri döndü. Bu uzun bölüm bence fazlaca yorum ve vote yi hak ediyor. Yazdığım en üzücü bölümlerden oldu. Keyifli okumalar... 

 Şaşkınlıkla sendeleyerek birkaç adım geri gittim. Gözlerini benden çevirmiş ve ayağa kalkmıştı ama o bakışları unutamıyordum. Saf bir nefretle bakıyordu bana. En iyi arkadaşımın bana o şekilde bakacağı hiç aklıma gelmezdi. Ne buna sebep olmuş olabilir? 

   Bana hazır olduğunu söylemişti. Ama bir tetiklemeye ihtiyacı yok muydu? Andre o an benim tehlikede olduğumu düşünmüş ve o heyecanla mührü kırılmıştı. Ama Cho' nun mührünün kırılmasına sebep olan şey neydi? 

   Sakince doğrulmuş ve mutfağa gitmişti. Andre sevinçliydi, çevredekiler mutluydu ama ben bakışlarını unutamıyordum bir türlü. ''Nefret'' .

   Cho geri geldiğinde elinde süpürge ve kürek vardı. Sakin bir şekilde yere düşürdüğü bardağın kırıklarını temizledi. Sonra da uykusu olduğunu söyleyip üst kattaki misafir odasına çıktı. Kimse itiraz etmemişti. Diğerlerine yatacak yerleri ayarlamak üzere yukarı kata çıktık. Amelia misafir odasındaki diğer yatakta kalmayı kabul etti. Ben annemin odasında kalabilirdim. Murtagh ve Andre ve benim odamda kalabilir. Birisi yatakta, diğeri de yatağın altındaki açılır yatakta kalabilir diye düşündüm. Bu fikrimi onlara sorunca kimse itiraz etmedi. İslanzadi ise yataklarda kalmayı reddetti ve kenine göre bir yer istediğini söyleyerek dışarıdaki çınar ağacına tırmandı.

   Sonraki yarım saat çarşaf, yastık ve örtü ayarlamakla, giyinmekle geçti. Herkesin yerlerinde ve iyi olduğundan emin olunca banyoya gittim. 

   Üstümden onca zamanın yorgunluğunun ve kirinin akıp gitmesine izin verdim. Saçlarımı durularken gri olan kısım sürekli dikkatimi çekiyor ve aklıma Sieanna' yı getiriyordu. Umarım hayatta ve iyidir. Ona yardım edebilmek isterdim. 

   Sonunda yatağıma kıvrılmış gözlerimi kapatırken tüm yaşadıklarımın çok fazla olduğunu düşünüyordum. Gerçekten çok fazla.

    .....

    Mükemmel bir sabahtı. Dışarıdan kuş sesleri geliyor, yatmadan önce açık bıraktığım pencereden tatlı  bir rüzgar geliyordu. Aşağıdansa harika bir kahvaltının kokusu. 

  Annemin yatağından kalktım. Yüzümü yıkamaya üşensem de uykumun iyice açılmasını istediğimden banyoya uğrayıp yüzümü yıkadım.  Yüzümü havludan kaldırıp aynadaki yüze baktım. Ne kadar değiştiğimi fark ederek şaşkınlıkla duraksadım. 

   Çekingen, uysal bakışlar gitmiş; yerine bir savaşçının bakışları yerleşmişti. Saçlarım artık fazlasıyla uzamış dizlerimin bir karış kadar üstüne geliyordu. Aradaki gri kısım saçım uzadıkça gri olarak uzamaya devam ediyordu. Çok az bir şeyler yiyerek geçirdiğim günlerde bayağı kilo vermiştim ve yüzüm zayıflamıştı. Ama bu hali daha çok hoşuma gitmişti. Acelesi olmayan hareketlerle saçlarımı taradım. Toplayacakken vazgeçtim ve özgür bıraktım. Sıcaktan bunalırsam yapacak bir şeyler bulabilirdim sanırım. 

   Banyodan çıkıp merdivenlere yöneldim. Aşağı indikçe kokular belirginleşiyordu. Son merdivenleri atlayarak aşağı indim. Andre hariç herkes benden erken kalkmış, gülüşerek kahvaltı hazırlıyordu. 

   El birliği içinde masa kuruldu, krep hazırlandı, portakal suları sıkıldı ve kahvaltılıklar çıkarıldı. Ben gittikten sonra dolaptaki her şey bozulmuş olmalıydı ama İslanzadi dün yenilerini almıştı. O kadar çok şeyi alacak parayı nerden bulmuştu ki? Bunu ona sormayı aklımın bir kenarına not ettim. 

Her ŞeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin