Gözlerimi kısarak ne dediğini anlamaya çalışırken sessizce konuştum;
-Elektrik mi? Ama nasıl olur? Büyü elektrikten ÇOK daha güçlü değil midir?
İslnzadi bana baktı;
-Verdiğim dersleri yorumlaman gerek. Hatırlarsan bizim yaptığımız sadace doğru sözcüklerle nesnelere hükmederek kendi isteğimize göre kullanmak. nesne ne kadar karmaşıklşırsa onu kontrol etmek de o kadar zorlaşır. Çünkü Antik dil' deki tam karşılığını bulamazsın. Bu yüzden hakimiyetin azalır. Elektik ise sıradan bir elektik değildi. Özellikle güçlendirilmiş ve büyüyle kuvvetlendirilmişti. Bu yüzden ona hükmedemedin.
Başımla anladığımı belirtir bir şekide onayladım. Amelia sinir krizi geçirecek noktaya gelmişti. Çatışma boyunca sakin kalmak zorundaydı ve duygularını bastırmak ona zor gelmişti. Ona hafif bir rahatlatıcı büyü gönderdim. Gözleriyle teşekkür etii.
O sırada kaldırımda ve yolda yatan insanlar da uyanmaya başlamıştı. Neden yerde olduklarını sorguluyorlardı. Sorgulamaların hedefi olmamak için biz de kontrol edilmiş gibi ve nasıl bu halde olduğumuzu bilmiyormuş gibi yürümeye başladık. Cho uyuduğundan Andre onu kucağında taşıyordu. Buna karşılık Cho ise uykusunda başını Andre' ye yaslamıştı.
İslanzadi' yi izleyerek yürümeye başladık. Grubun en arkasında yürüyordum. Artık bu dairede kalamazdık zaten her yerde bizi buluyorlardı. Düşünceli düşünceli yürürken birden üstüme gelen bir şeyle irkildim ve hançerimi yarıya kadar çektim.
Ama Lea' nın huysuz homurtusunu tanıdığımda gevşedim. Buraya kadar nasıl gelmişti? Ama soru kabul etmediğini açıkça göstererek başını kucağıma gömmüş, hafif bir homurtuyla karışık mırıldanıyordu. Sorularımı sonraya sakladım ve ritmik hareketlerle onu okşamaya başladım. Yavaş yavaş gerginliğimi atıyordum aynı zamanda.
Karla kaplı bir ormanlık alana gelmiştik yaklaşık 1 saat sonra. Ve ben sürekli kucağımda Lea, sırtımda çanta ile yürümüştüm. Murtagh ise çantayı almadı çünkü zaten onda da bir tane vardı. Lea' yı kollarım yorulunca yere bırakmak istedim ama zihnime dalıp patilerini soğuğa basmayı sevmediğini söyleyip homurdandı.
Zihnim her zaman kalın surlarla çevriliyken Lea' nın nasıl olup da içeri kolaylıkla girebildiğini anlamıyorum bir türlü. Ona soracaklarımın yanına bunu da ekledim.
Sonunda kollarımı daha fazla kullanamayacağımı düşünürken karla kaplı ağaçlık bir yerde kamp yapmaya karar verdik. Yere serilen örtü benzeri şeyin üstüne Lea' yı bıraktım.
Ardından diğerlerine hazırlanmalarında yardım ettim. Bir yandan çalı çırpı topluyordum ama Murtagh karşı çıktı.
-Bu düşmanlarına ben burdayım. Gelin ve saldırın demek olur. Bunun yerine elementleri kullanırız.
Bunun üzerine odunları yere bıraktım. Bu sırada Cho da uyanmıştı ve en yakın temiz su kaynağını tespit etmeye çalışıyordu. Ben de yerdeki karları kenara küreyerek oturacak zemin aradım ama ne kadar kürersem altından o kadar kar ve buz tabakası çıkıyordu. Sonra vazgeçerek üstüne oturmak üzere gelirken hazırladığımız çantalardaki örtüleri kullandım. Andre sert esen ve iliklerime kadar donmama neden olan rüzgarı dindirdi. En azından bizim olduğumuz yere geleni. Cho elinde zaferle havaya kaldırdığı su dolu mataralarla döndü. Ben de ateşi herkese ılıklık verip donmaktan koruması için görevlendirdim. Gidip diğerlerinin çember şeklinde oturduğu yere katıldım. Birkaç dakika sonra çevreyi koruma büyüleriyle donatmış olan İslanzadi ve Amelia da çambere katıldı.
Büyük bir aile gibi olmuştuk. Bağdaş kurduğum ve kucağımda mırıldanan Lea olduğu halde Murtagh' a yaslandım. Huzurluydum işte. tüm o peşimdeki canavar ve teknoloji bozuntusu şeyler umrumda bile değildi. Sadece şu an vardı ve ben şu an mutluyum. Tabii ne zaman böyle iyi hisstsem bir şeyler olduğu gerçeği de vardı ama önemsemedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Her Şey
FantasyKlasik Yetenek hikayelerinden sıkıldıysanız aradığınız hikayeyi buldunuz. ilk bölümlere aldırmayın ve okunmaya devam edin. hayal kırıklığına uğramayacaksınız. Kızıl saçları, bembeyaz teni ve sıradan olduğunu sandığı bir hayatı vardı. Ama çok yanılı...