46.Zihin Kontrolü

139 11 0
                                    

  Büyük bir sorunun cevabı geliyor. Sadece onun üstüne gelen bir bölüm oldu. Buyrun o zaman. İyi okumalar..

    Uykum gelince odama çekildim. Altın Göz ile hiç konuşmuyorduk ama hep yan yanaydık. Arada sırada aklıma ona karşı bir şeyler hissettiğim geliyordu ama sonra kendimi susturuyordum. O bir çocuk. Evet neredeyse senin kadar yaşlı olması önemli değil . Çocuk. Aklına sok bunu.

  Ama..

Aması yok. Çocuk. Göreve odaklan.

  Aklımda kendi kendime tartışarak yatağa yattım. Sırtımı duvara verip dizlerimi kendime çektim ve kollarımı etrafına doladım.  Cenin gibi. Nedense en rahat bu pozisyonda uyuyordum. Ama işin ironik yanı ben doğmamıştım yani biyolojik annem yoktu. Hiç anne rahminde cenin olmamıştım bu hayatımda.

   Yatarken rahatsız edince kemeri çıkardım ve komidinin üstüne bıraktım. Slytha' yı alıp yastığımın altına koydum. Aklıma Maskeli Adam' ın verdiği disk geldi. Çıkarıp elime aldım. Parmaklarımı soğuk metal zemininde gezdirdim.

   Nasıl konrtol edebiliyordu maskeli adam zihinleri? Bu nasıl mümkün olabilir? Bizim kullandığımız büyü elementler ve diğer birkeç şey dışında nesnelere gerçek isimlerini kullanarak emretmekten oluşuyordu. Ama o kadar çok insanın gerçek ismini bilmesi mümkün değil. Olamaz. Ayrıca sadece insanlar da değil. Diğer yaratıklar da. Hatta birazcık bile olsa elfler de.  O zaman nasıl?

   Bir şekilde yaptığını düşünsek. Neden? Neden yapıyor ki bunu? Birilerine ya da bir şeylere istediğini yaptırınca eline ne geçiyor? Eğer istediği hükmetmek, o gücü elinde hissetmek olsaydı neden herkesi kontrol edip kuklalar gibi sahnede oynatmıyordu? Yapabilir miydi? Mantıksal olarak pekala mümkün.

  Yaptıklarını düşünüyorum. Zihinleri kontrol edip ırklar arası savaş başlatmak. Tam da onun yapacağı şey. Ama nedense bana o kadar da kötü gelmiyor. Gelmesi gerekir. O kadar zarar verdi. Pekçok kez başkaları aracılığıyla saldırdı. Zehirlemeye çalıştı. Ama kötü gelmiyor bana. Sanırım zihnim bulandı. Ya da çok uykum var. İyiyle kötüyü ayırt edemiyorum.

   Esneyerek yeniden yatağa kıvrıldım. Elimde diskle beşik gibi sallanan gemide uyuyakaldım.

  Sürekli olarak kalemin kağıda sürtünme sesi geliyor. Arada sırada gıcırtılar. Rahatsız olarak gözlerimi açtım. Gözlerime inanamadım. Birkaç kere kırpıştırdım ama hayır, aynı yerdeydim.

   En son nerde olduğumu hatırlamaya çalıştım.  Geminin kamarasındaydım. Sonra uyuyakalmış olmalıyım. İyi ama buraya nasıl geldim?

  Şaşkınlık içinde çevremi inceledim.

  Çeşit çeşit masalarda oturan garip yaratıklar vardı. Üstlerinde giysi goktu. Bedenleri giysi gibiydi zaten. Masalara eğilmiş hızlı hızlı bir şeyler yazıyorlardı. İlerilere ne kadar baktıysam da kaç kişi olduklarını anlayamadım. Yüzlerce yaratık olmalıydı burda. Hayır hayır binlerce. Belki milyonlarca.

  Zemin yumuşaktı. Kum gibi ama başka bir şey. Aydınlatma kaynağı yoktu. Işık vardı ama geldiği bir yer yoktu. Çok saçma.

  Buraya neden geldiğimi anlamaya çalışarak aralarında gezindim. Gezindim, gezindim. Ta ki ilerde Maskeli Adam' ı görünceye kadar.

   Hologram olup olmadığını anlamaya çalıştım ama hayır hologram değildi. Gerçekti. Başka bir boyuttaydım ve Maskeli Adam karşımdaydı.

   Temkinli adımlarla yaklaştım. Ama yüz ifadesine bakınca şok oldum. Her zamanki küstah, kendinden emin tavrı yoktu. O da neden burda olduğunu anlamaya çalışıyordu.

Her ŞeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin