Üç gün olmuştu buraya geleli ve sadece iki günümüz kaldığı anlamına geliyordu bu. İyi haber, kaleye gelmiştik ve büyük bir yığının arkasından kaleyi gözetliyorduk. Kötü haber, çok yorulmuştum ve yanımda fazla Ambrossia kalmamıştı.
Plan hazır sayılırdı. Cho ve Amelia' yı da ordan çıkarıp bedenlerine yerleştirecektik. Ne kadar çok kişi olursak o kadar iyi. Sonra ise Andre ve Cho kalenin surlarına tırmanıp nöbetçileri etkisiz hale getirecekti. Onları sadece uzun süreliğine bayıltmaları konusunda uyarmayı unutmamıştım tabii ki. Kimsenin gereksiz yere zarar görmesini istemiyorum. Sadece annemi alıp gidebiliriz değil mi? Bu kadar kolay olmayacağını bilmekse bunun kötü yanı.
Andre ile Cho önden gidip nöbet.çileri hallettikten sonra ben ve İslanzadi soldan, Murtagh ile Amelia ise sağdan kaleye girecekti.
Hepimiz auralarımızı gizleyeceğimizden olabildiğince az göze batarak kalenin içinde dolaşıp annemi arayacaktık. Malesef kalenin yapıldığı garip madde yüzünden onun zihnini hissedemiyordum.
Murtagh' a güvenmek konusunda hala şüphelerin vardı. onun isteyerek bir şey yapmayacağını biliyorum ama o maskeli garip adamın onun ismini bildiğini düşünürsek çok da güvenilir değil şu an. Amelia' yı bu konuda uyarmayı unutmamıştım tabiki ama bir çatışmada Murtagh' ın Amelia' yı kolaylıkla yenebileceğine süphem yok.
Onu gerçek ismini kullanarak bizim tarafımızda tutmayı bile düşünmüştüm ama düşüncesi bile kötü olduğundan hemen vazgeçmiştim. Ne yapacağını bilmediğim bir duruma düşmüş tüm.
islanzadi' nin sesiyle aklımı yeniden göreve verdim. Tırmanacağımız sur un dibine gelmiştik. Andre ve Cho onun nöbetçileri hallettiğinin sinyalini bekliyorduk.
Çok heyecanlıydım. Başarısız olma gibi bir seçen eğim yoktu. Heyecandan kalbimin kulaklarımda attığını duyar gibiyim.
Nihayet yukardan melodili bir ıslık sesi gelince tırmanmaya başladık. Hepimiz zihinlerimizi tehlikeli olabileceği düşüncesiyle tamamen iletişime kapatmıştık. İslanzadi hariç.
Bir yandan aşağı bakmadan tırmanmaya devam ederken hemen üstümdeki İslanzadi' te neden zihnini kapatmak yerine olabildiğince açık bıraktığını sordum. Cevabı beni şaşırtmıştı.
- Zihnini kapatman onlardan korktuğun anlamına gelir. Ama sen tersine zihnini açarsan bu zihnine saldıracak kişiyi ikinci kez düşündürür. Zihnini saklamaya gerek duymayacak kadar güçlü olduğunu duyurmuş olursun. göz korkutma bir çeşit.
Mantıklıydı ama henüz zihin gücüm onunki kadar gelişmediğinden saklamak benim için çok daha mantıklı bir seçimdi. Yanlışlıkla eğitim sırasında ona karşı kullandığım, saldıranı boşluğa düşüren yöntemi ise çok daha zor zamanlar için saklıyordum. Hem ayrıca Glorden ve Shunny olmadan o yöntemi kullanabileceğimden de emin değilim.
Surların çok yüksek olduğunu düşündüm. Aşağı bakmamaya çalışıyordum. Normalde hava' yı yardıma çağırıp beni düşmekten korumasını isterdim ama bunu yapmak geride enerji kalıntısı bırakacağından yapamamıştım. Düşme riskini göze almak zorundaydım. Fark edilmemiz şuan tam bir felaket olurdu.
Surun üstüne ilk çıkan İslanzadi oldu. Ardından da ben çıktım. Biz zihinlerimizi tamamen kapattığımızdan araştırma işini İslanzadi yapıyordu. Kalenin yapıldığı madde her neyse işini çok zorlaştırıyordu. Aklıma gelen düşünceyle zihnimi sadece bir anlığına zerbest bıraktım ve Cho' nun zihnine dokundum. Beni hissedip o da zihnini açtı. Her an gelebilecek bir saldırıya karşı tetikteydim. Cho' ya sordum;
-Senin görüş yeteneğin olduğundan sana soruyorum. Bir kehanetin veya görüşün gerçekleşmesi zamanında orda olunursa engellenebilir değil mi? Yani kehanet gelecek zamana aitse.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Her Şey
FantasyKlasik Yetenek hikayelerinden sıkıldıysanız aradığınız hikayeyi buldunuz. ilk bölümlere aldırmayın ve okunmaya devam edin. hayal kırıklığına uğramayacaksınız. Kızıl saçları, bembeyaz teni ve sıradan olduğunu sandığı bir hayatı vardı. Ama çok yanılı...