12.BÖLÜM

1.5K 111 55
                                    

Ben geldimmmm 💕 Yeni bölümü yayınlamış bulunmaktayım. Yorumlarınız öyle güç veriyor ki bana, öyle çok teşekkür ederim ki hepinize. Tabiki de her bölümde olduğu gibi yorum bekliyorum. 💕Gerçekten herşey için çok teşekkür ederim. Umarım bu bölümü de beğenirsiniz. İyi okumalar ...

Yıkılmak demişti Almanya'da ki öğretmeni. Bir gün eğer yıkılırsanız, düşerseniz, eğer ki tek başına olursanız kalkarken dimdik olun. Çünkü düşeni bir daha kimse düşüremez .

"Yenge sana yemin ederim bir daha asla okulumu aksatmayacağım. Beni buradan kurtardılar ya , ben daha da başka birşey istemem. " derken valizine kıyafetlerini yerleştiriyordu. Gidiyorlardı işte. Tutsaklıktan kurtulup özgürleşiyordu Meryem. Ana rahminden doğup dünyaya Yeni açıyordu gözlerini sanki.

"Meryemmmmm! Yeminle senin adıma öyle çok mutluyum ki Allah'a şükürler olsun"

"Şükürler olsun yengem. Artık herşey daha güzel olacak. Artık kimsenin beni üzmesine izin vermeyeceğim yenge. Tamam on beş yaşındayım ama öyle çok olgunlaştım ki, çektiğim o acı beni büyüttü sanki."

"Aferin yengem. Artık küçük bir kız değilsin" dediğin de Meryem bunun zaten farkındaydı. Nişanlandığı gün, artık küçük bir kız olamayacağını zaten biliyordu. Çünkü Meryem büyümek zorunda bırakılmıştı.

"Düşünsene yenge, artık arkadaşlarımı doya doya göreceğim. Okuluma devam edeceğim, özlemişlerdir değil mi"

"He ya, özlemişlerdir tabi" dediğin de Meryem'in içi içine sığmıyordu. Kalbinde ki o mutluluk öyle güzeldi ki yıllar olmuştu sanki bunu hissetmeyeli. Yada bir ilkti belki de bu hayatında.

"Bak yengem bundan sonra dikkatli olacan. Sadece ders. Daha da başka birşey olmayacak."

"Yok yenge Allah korusun. Allah'ın izniyle sadece okul. Bir daha da buraya adımımı atmayacam."

"Aman atma . Büyür gelirsin mesleğin elinde olur o zaman gelirsin"

Elinde ki kıyafeti katlayarak düşündü o an Meryem. Mesleğini alıp Ahmet'le buraya geldiğini. Sahi, Ahmet onu görse ne yapardı sevinir miydi. Yoksa kızar mıydı, olsun kızsın. Sonra nasıl olsa yine barışırlardı. Gerçek Arkadaşlar hiç birbirlerine küsmezler. Ahmette sonunda anlayacaktı Meryem'in ne kadar suçsuz olduğunu. Zaten çocukta olsa bunu fark edecek olgunlukta.

"Bitti mi gerçekten yenge bu acı, bu isyan, bu göz yaşı, o adam her şey şimdi mi bitti mi gerçekten. " yengesine bakamadı Meryem köşesine çekildi. Ve Ağlamaya başladı. Bu mutluluk muydu yoksa acısının son külleri miydi bilmiyordu işte.

"Yengem niye ağlıyon sen"

"Bilmiyom yenge. Gücüm kalmamış meğer benim. Ben çok acı çektim. Uyumadım günlerce. Gece dostum oldu benim. Gecelere anlattım ben derdimi. " silmek isterken daha çok ağlıyordu Meryem. Bunca acıya karşın kurtuluşuna bile razıydı ama durup düşünürken gerçekten hala canı yanıyordu. Kim bilir ne zaman kapanır bu yara. Kim bilir ne zaman unutur acısını. Sahi iyileşir miydi Meryem?

O gece yengesiyle ,özgürlüğü hakkında uzun uzun konuştular sonra Meryem kardeşinin mamasını vererek uzandı yanına. Uyumadı, sabaha kadar uyuyamadı hatta. Düşündüğü tek şey ahmetti. Acaba ona ne hediye alsa, kitap alsa hoşuna gider miydi. Gerçi kitap alacak parası da yoktu ama Çarşıya çıktığın da babasının hediye ettiği altın küpeye karşın kitap alırdı. Belki o zaman kabul ederlerdi.

Meryem , gözlerini yumarak sabaha
karşın umutla uyudu.

••••••••2GÜN SONRA•••••••
Gün hafiften aydınlanmıştı. Dışarıda güzel bir esinti vardı. İnsanın sanki ruhunu okşuyordu. Sanki beyninde ki tüm yangınları söndürüyordu. Sanki alev almak istese Meryem İzin vermeyecekti. Gözlerini kapattı Meryem. Üzerinde ki battaniyeye daha çok sarıldı ve pencereye esen rüzgarın huzuruna kapıldı. Karanlığa giriş yaptığın da Ahmet yine aklına geldi. Gerçi hiç çıkmamıştı ki. Gittiğin de bu kez onu hiç bırakmayacaktı. Hem dileğe de hiç anlatmamıştı Ahmet'i. Gittiği an hem dileğe hemde Nurten'e anlatacaktı.

MERYEM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin