Herkese iyi günler diyerek başlamak istiyorum. Bu bölümü aslında gerçekten zorlanarak yazdım. Sanki içindeymişim gibi hissediyorum , sanki Meryem benmişim de ben acı çekiyorum gibi hissediyorum. Hani bazılarımız okurken ağlıyor ya, İnanın bende yazarken aynı şeyleri hissediyorum. Diyorum ki iyi ki sizler varsınız, ve ben iyi ki gecenin saat üçü gibi okuduğum bir kitaptan hemen sonra gözlerimi kapattığım an Meryem'in bana söylediklerini duydum. Sanki Meryem'in çığlığıydı bu. İyi ki varsınız, siz yorum yaptıkça her gün bölüm atasım geliyor 💕
Bu bölüm gerçekten çokça yorum bekliyorum ve hepinizeee tekrardan teşekkür ediyorum💕
Ruhu can çekişiyordu. İçinde bir can taşırken , canı yanıyordu. Hissediyordu Meryem. Onunda nasıl canının yandığını hissediyordu. Kelimeler teker teker beynini terk etmişti. Cümleler Yok oluyor gözlerinin önünde ve Meryem bayılacak gibi oluyordu. Ama onu güçlü kılan her neyse, tutunuyordu ona.
Zihninde kelimelerin oluşturduğu bir düğüm vardı. Koparılması imkansız o düğümlerin başında elleri kelepçelenmiş bir bebek vardı. Eğer onu öldürürse, bu kez herşey daha kolay olacaktı.
"Meryem" duyduğu sesle irkildi. Hafiften titriyordu. Duyumsadığı tek şey hayal kırıklığının oluşturduğu derin bir acıydı.
Osman dizlerinin üzerine oturup , Meryeme baktığın da Meryem'in titrediğini fark etmişti.
"Yenge, bana bak!" Kaskatı olmuş bedenini haraket ettirdi ve Osman'a baktı.
"Duydun mu dediği şeyi" dediğin de Osman kaşlarını çattı.
"Neyi duydum mu?" Kulakları uğulduyordu osmanın. Duyacağı şeyi tahmin edip tekrar duymak istiyordu. Aslında biliyordu, ama inanmak istemiyordu İşte.
"Hamileyim" düz bir sesle konuştu. Göz temasını kesmedi ama Osman onun gözlerine bakarken , kendisini gördü. Depremde kalmış kendisinin çırpındığını gördü. Birinin gözlerinde , kendi ölümünü görmek nasıl bir acıdır ki.. Herşeyi asıl şimdi kaybetmişti, ve yavaş yavaş tükenip ölüyordu...
Meryem, kalbinin Yumuşamasına izin vermeyen ruhuna acıyor. Herşeyi körükleyip Zihni'ne emirler veriyordu. Doğru olmaması için içinden bildiği tüm duaları ediyordu. Ama doğruydu... ve tüm uzuvları doğru olduğunun kanıtıydı...
"Abi... nefes ... alamıyorum" dediğin de sanki osmanın kırmızı butonuna basmışlar gibi irkildi ve kendine geldi. Hızla ayağa kalkarken, hala güçlü kalan sevdasına şaşırdı. Ve ona sıkıca tutunup Meryem'in kolundan tutarken doktor onları izliyordu .
Sanki kimse yoktu, ne doktor onu izliyor, ne de ölen insanların yakınları ağıt yakıyordu . Sadece acıları vardı ve yavaş yavaş Yok oluşları...
Dışarı da sert bir rüzgar vardı. Çarşafın altında gizlenmiş yüzüne tokat gibi çarpıyordu. Yıkılmış bir beden vardı, acı çeken bir kalbi vardı, ve kendine inandırmadığı o can vardı. O da çekiyor mudur acı, onun da ruhu can çekişiyor mudur?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MERYEM
Teen FictionOn iki yaşında, seksek oynarken kaderi ailesi tarafından yazılıp evlenme kararı verildi. Meryem , bilmedi, direndi, tükendi, ölmekte istedi, ama tüm sokaklar , tüm kapılar kapandı. Şimdi GÖZÜ YAŞLI MERYEMİN HİKAYESİNE VAR MISINIZ? •HİKAYENİN TÜM TE...