13. BÖLÜM

1.3K 104 32
                                    

Öncelikle herkesten özür dileyerek başlıyorum. Bir çoğunuz mesaj attınız, yorum yaptınız Yeni bölümün gelmesi için. Ama ben o sırada gerçekten iyi durumda değildim.

Hayatımdaki herşey çok güzel, gitmesi gerektiği gibi giderken bir anda bir şey oldu. Tüm herşeyi alt üst etti. Tüm herşey omuzlarımda kaldı bense ezildikçe ezildim. Sanki araba çarpmışta, oracıkta kanlar içinde kalmışım ama ölmemişim gibi hissettim. Kendime zaman ayırıp, kendimi iyileştirmem gerekti. Ama gerçekten yazamadım. Şimdi, evet şimdi herşey biraz daha iyi. Olması gerektiği gibi değil belki ama olduğu gibi işte.

Güzel , anlamlı yorumlarınızı o kadar özledim ki, size söz veriyorum bölümler artık asla aksamayacak ve Yeni bölümleri eskisi gibi her gün her gün yayımlayacağım. 💕

Meryem, uyanmıştı. Kimse onun bayıldığını bilmemişti. Herkes uyuyor zannediyordu, kimse bakmamıştı bile ne olduğunu.

Gözlerini usulca açtı Meryem. Öyle yorgun, öyle bitkin hissediyordu ki, sanki ölmüşte yeniden dirilmiş gibi. Hafifçe doğruldu yerinden. O anda neler olduğunu getiremedi aklına. Ta ki, etrafına bakana dek.

Geceydi, karanlığın en koyu rengindeydi etraf. Meryem, gözleriyle etrafına bakarken kapıya baktı. O anda anlamıştı olanları, bayıldığını ve tekrar evleneceğini. Bir anda yine gözleri karardı, eliyle duvara tutunduğun da nefesi sıklaşmıştı. Sona varmıştı artık. Meryem evlendirilmeye karar verilmişti.

"Allahım sen yardım et" diline dolan bu kelimeler sanki ona güç vermişti. Ama beyni hala uyuşuktu. Hala ölü gibiydi, hala olanlara anlam veremiyordu.

"Bitmişti, bitmişti ama. En son bitmişti" titreyerek çıkmıştı sesi. Dudaklarını ısırdı Meryem ağlamamak için. Ne kadarda zavallıydı, ne kadarda ölü gibiydi.

Tekrar yerine yattığın da uykusu vardı. Düşünecek tek bir kelimeye ihtiyacı yoktu, düşünmek istemiyordu. Uyuyup, sonsuza dek Yok olmak istiyordu.

••••••••••

"Meryem kalk hadi" uyuşan beyni kendine gelirken derin bir sızıyı da beraberinde getirdi. Beyninin içinde bir fare vardı ve heryeri kemiriyordu sanki.

Gözlerini usulca açtı Meryem. Göz kapaklarına düşen perdeyi usulca kaldırdı. Kendine gelmek için acı çekmesi o an şarttı sanki.

"Hadi yengem hazırlan düğün hazırlığına gidiyoruz" dediğin de Meryem öfkesini diline getirdi.

"Benim yerime karar verdiniz, benim yerime de düğün hazırlığını yaparsınız" dediğin de yengesi diz çöktü.

"Ne yapayım yengem ben, annenlerin sözüne söz mü getireyim. Beni naparlar o zaman sen düşün" dediğin de kafasını usulca kaldırdı.

"Tamam ben gelecem çık Allah'ını seversen yenge" diye sitem etti. Yengesi odadan çıkarken artık göz yaşları akmıyordu tükenmişti sanki.

Ayağa usulca kalkarken önce yüzünü yıkadı sonra da aynadan kendine baktı. Gözleri , sanki içinde kaybolmuştu. Üstelik hem zayıflamış hemde öyle solgun duruyordu ki teni, ölü gibiydi. Yaşayan bir ölü işte.

Meryem daha fazla kendine bakmaya dayanamadı ve odasına doğru gitti. Çarşafını üzerine geçirirken , yüzünün ifadesini kapatması hoşuna gitti yine. Gerçi biri Meryeme bakmak istese gözlerinden de anlardı oysa ki.

MERYEM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin