Biliyor musun bilmem ama gözlerimi ilk seninle açmanın verdiği mutluluğu tarif edecek bir kelime yok. Hayatımın tamamen değişeceğine hemde bu kadar değişeceğine sen bile tahmin edemezdin biliyorum ne şartlar altında tanışmış ne şartlara gelmiştik, ben seni sevmemek için çok uğraştım Albertin, çok uğraş verdim kendi icimde ama aşka bende yenildim benimde adım aşka yenilenler listesine yazıldı hani derler ya "kınadığını yaşamadan gitmez insan" diye ben seni kızları böyle mallarmış gibi ulu orta konuşmandan, lise anılarını anlatmandan bir hayli bunalmış,rahatsız olmuş ve sesimi çıkarmıştım tabi o zamanlar tanışmıyoruz sadece aynı sınıfta bulunan iki kişiydik kızlarla olan diyologlarını dönen sandalyeye ters oturmuş bir şekilde birilerine anlatıyordun işte neymiş efendim sevgilisi değilmiş ama sevgililermiş gibi rahatlarmış diğer bir ifade ile hemcinslerim kız arkadaşları ile iki sevgili gibi adeta, ama ben durur muyum? Konuştum da konuştum çünkü haksızdı ve böyle bir genelleme yapamazdı herkes tüm tanıdığı kızlar öyle olsa dahi ben öyle değildim o sınıflandırdığı kızlardan değildim olmayacaktım. Büyük konuşmuşum...
Sonra ne mi oldu? Buz okeyi oynamalar, akşam dersten çıktıktan sonra Bursayı turlamalar, ekler yemeler ve daha birçok şey,hatta seninle ilk mavi pastanesine gitmiş ve sen ekler söylemiştin hemde beş tane tabi ben senin karşında daha önce hiç bir şey yememiş olmakla birlikte utanıyordum yiyemezdim ilk dört tanesini sen midene indirdiğinde geriye kalam bir taneyi yemem gerektiğini söylemiş yemezsem bir daha buluşmayacağımızı dile getirmiştin tabi ben elime alıp ağzıma attığımda seni kahkaha tutmuş ve ilk kez yediğim ekleri boğazıma dizmiştin ve bilemedim tabi bunun ilk ve son diziliş olmadığını, günler günleri kovaladığında kendimi bir aşk çemberi içinde bulmuş ve döndükçe başladığım noktaya geldiğimi fark ettim yani sana...
Her zorluğun ardında bir kolaylık vardır ayetinde olduğu gibi zorluk var diye pes etmemek lazım, hayatımızda iyi şeyler olduğu gibi kötü şeylerde oluyordu lakin yaşıyorduk yaşamaya devam ediyorduk kendimi hiç tanımadığım ama güven kokan bir adamın yanında iyi hissediyordum aklımın ucundan dahi bu adam bana zarar verir geçmiyordu geçemezdi de düşünsenize sevdiğiniz adamın yanındayken bile ona bakamamayı böyle saf severken sevilmemekte cabası "Yanlış hayalin şehrinde kaldım sevdiği ben değilim anlatamam" demiş Atilla İlhan ne kadar bizi anlatan bir durum, biz demişim oysa sen ve benden başka hiç bir şey olmamıştık olsaydık her şey daha güzel olurdu bana sorarsan şu an imkansız oluşumuzdan belki de bu kadar çok seviyorum seni hani boşuna dememişler en güzel aşk zor olanmış diye ama bir başka seviyorum seni mesela martının balığa olan hasreti gibi ya da Galatanın Kız Kulesine kavuşamadığı fakat başka aşklara yol olduğu gibi....
Sorarım size bir insan ona ait olmayan birini kaç defa kaybedebilir? Ya da soruyu şöyle düzeltelim size ait olmayan birini kazanabildiniz mi? Hiç...
Albertin hiç bir akşam benim olmamış fakat bana benden yakın olmuştu, soğuk bir kış günü içimi ısıtan bir sen vardın o güzelim huzurlu sesinle ve tabi okul çıkışı kendimizi Kristal Çay Bahçesinde bulmuştuk iki lafın belini kırıyor, hayatımda ilk kez sırf sevdiğim adam tavsiye etti diye kivi çayı içiyordum ve daha önce denediniz mi? Bilmiyorum ama tadı hala damağımda ve öyle güzel bakıyordun ki bana tüm sıkıntılar uçup gidiyordu ve ben sana öyle bir bakıyordum ki bakışlarım neler ifade ediyor bilemezdin ama şöyle söyleyim "Ah sana bir sarılsam şimdi,kırılsa yalnızlığımın kemikleri" demiş Özdemir Asaf ve bende onun kelimeleri ile kendimi, bakışlarımı ifade edebiliyordum yalnızca...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Albertin Kayıp #wattys2019
RomanceAlbertini istediğiniz cinsin yerine koyabilme imkanını verir bu hikaye size sahi Albertin nerede? Benim kalbimde peki ya sizin?