1 Ağustos 2016Elle tutulur umutlarım yok olalı ne kadar olmuştu bilmiyordum bildiğim tek şey unutmaya çalıştıkça varlığını hissettiren bir Albertin olması idi. Böyle unutmaya çalıştıkça her yerde onun ismini duyuyor olmam, onunla yaşadığım anıların toz tutmuş kısımlarını hatırlıyor olmam da sevdaya dahil miydi bilmiyorum.
Ruhum yaralı, bedenim çökmüş ve ben bir umut onun beni aramasını bekliyordum her gün aynı saatte işlerini olduğunu biliyor ve beni araması için umut ediyordum gün bittiğinde umut ettiğim gibi olmadığını fark ettim ama daha önümde bir sürü günler vardı elbet arardı değil mi? İkinci günün sabahında aklıma düştü yine gözlerimi açtığım gibi fakat ne bir arama ne bir mesaj yoktu kalbimde varlığı ile günü yarılıyor yine aynı saatte beni aramasını umut ediyordum olmadı çünkü bensiz mutluydu ama ben onsuz mutlu değildim olmayacaktım elim kalbimde ikinci günü bitiyor yarınlar için umutlar ekiyordum kurumuş can tutmaz ruhuma...
Günler günleri kovaladı tam tamına beş gün geçti bu beş gün içinde ne bir arama ne bir mesaj belki de unutmuştu öyle değil mi? Sabahın dördü gibi uyanmış uyku sersemi onun kalbini kıracak belki de beni engellemesine sebep olacak bir mesaj atmıştım pişman değildim çünkü bu beş gün içinde olması gerektiği gibiydi ona göre, kafası rahattı benim ruhum daralırken tabi memlekette iş güç varken beni arayıp soracak değildi ama gelecekti biliyorum ben ben o zamanlar Saklı Bahçe isminde bir cafede çalışıyordum o da arada sırada gelir çalışır günlük harçlığını çıkartırdı bana da bu işi o bulmuştu hakkını yemek gibi olmasın, gelecekti gelmesine ama birkaç gün sonra yine gidecekti memlekete gözlerim onu ararken çalıştığım Cafenin sahibi Yolları gözlüyor demez mi evet yollarını gözlüyor aynı zamanda hasretin ile yanıp tutuşuyordum saat 20.30 civarları Cafenin yoğun olduğu vakitler birinin geldi senin ki demesi ile elimde ki tepsiyi düşürecektim afalladım gelmişti aynı havayı soluyorduk şu an bundan daha güzel bir şey olamazdı bu dünyada, geldi gelmesine ama yorgun olduğunu eve geçip uyucağını söyledi oysa ben ona sürpriz hazırlamıştım uyuyamazdı bir saat kadar onu oyaladıktan sonra Cafenin sahibi olan abiden izin alıp koşturdum ilk aynı evde kaldığı arkadaşlarından anahtarı aldım daha sonra sokağın bir ucuna koşup pasta alıp kocaman bir yokuşu bir atletizm formatında koştum kanatlarım olsaydı uçardım o derece, apartmanın dış kapısını açıp içeri girdiğimde ikinci kata çıkmadan pastayı hazırladım mumları yaktım ve kapıyı çaldım karşısında beni görünce afalladı dediği tek şey otobüs saatin yaklaştı geç olmadan eve git düşünceli ve bir o kadar küstah oysa ben onunla kalacaktım haberi yoktu çocuklardan izin aldım burda kalacağım dediğim de gülümsedi ve gülüşü ömrüme ömür kattı odadan çıkıp beni giyinmem için yalnız bıraktığında onu bir kez daha sevdiğim için gurur duydum kendim ile ve kapıyı tıklayıp içeri geldiğinde beni bildiğin pijama ve askılı tişört ile görmesi daha önce başıma gelen bir şey değildi bugün onun doğum günü değildi ama bugün kutlamıştım bir pasta ile ona verebilecek bir de sevgim vardı bu kadar...
Yatağı açıp çarşafı serdiğinde nerde yatacağımı bilmiyordum tek bir koltuk vardı ve birimiz mecbur yerde yatacaktı bana bakıp sanki benimle uyuyacaksın der gibiydi ışıkları kapattığında o yatağa uzanmış beni bekliyordu yanına kıvrılıp sessizce uyumayı düşünürken yanağımdan sulu sulu öpmüştü hayat işte bir insanı mutlu edecek kadar kısa idi anlayamadık
Albertinin Efilya ile birlikte uyumaya çalıştığı o anlar..
- Temsili Resim-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Albertin Kayıp #wattys2019
RomantikAlbertini istediğiniz cinsin yerine koyabilme imkanını verir bu hikaye size sahi Albertin nerede? Benim kalbimde peki ya sizin?