Bölüm - 15

10.5K 1.3K 1.4K
                                    

Bölüm, yorumlarına aşık olduğum yeni ponçik sevgilim missclaret e ithaftır ♡♡♡ seni yiyeceğim karıcım ajajs

Bir de böyle deneyelim diyorum ve sınır koyuyorum bölüme... Son bolum 28 oy almış o yüzden+28 oyda yeni bölüm gelir ♡ sizi seviyorum keyifli okumalar ~


***

"Siz ikiniz sevgili falan mısınız?"

Tae'nin kurduğu cümleden bir salise falan sonra Jungkook benden, önce gözlerini sonra da tuttuğu elimden elini kaçırmıştı. Hızla ayağa kalkıp bakışlarını Tae'ye çevirdiğinde yanaklarının ne kadar kızardığını görüp içimden buna gülmüştüm.

"O uykusunda rahatsızdı ve ben de..."

"Ve sen de sevgilinin elini tutarak onu rahatlatmaya çalıştın"

Sözü alayla kesilen Jungkook Yoongi'ye ters bir bakış attı ama hala yanakları kırmızıydı. Bana bakmamakta da ısrar ediyordu. Onlar alay etmeye devam edince yüzünü göremeyeceğim bir şekilde bana sırtını döndü.

"O benim sevgilim değil"

Sanki üç dört yaşlarında küçük bir çocukmuş gibi kendini savunması o kadar sevimliydi ki gülmemek için yanaklarımı dişledim. Eğer gülerken Tae-Gi ikilisinden birine yakalanırsaydım bu pek hoş olmazdı. Aslında hiç öyle hissetmesem de rahatsızmışım gibi davranmalıydım.

Yoksa önümüzdeki sekiz asır boyunca alay konusu olurdum.

"Aigoo bizim Jimin'imiz büyümüş de sevgili yapar olmuş"

Yoongi Kook'un üzerine oynayınca Tae de alanı boş bulup bana sarmıştı. Gülmemek için birbirine bastırdığım dudaklarımı "Kes şunu TaeTae" demek için araladım. Dediğimi dinlemeyip benimle alay etmeye devam etti. Ona önümdeki masadan bulduğum boş bir kağıdı buruşturup kafasını isabet alarak atana kadar konuşup durmuştu.

Hoseok ve Namjoon'sa halimize bakıp kahkahalarla gülüyordu. Hoseok'un gülüşü içinizi ısıtan cinstendi ve Namjoon da bunu yaparken iki yanağında sevimli gamzeler oluşmasına neden olmuştu. Hala Jungkook'u sinirlendirmekle uğraşan Yoongi'ye dönüp "Hadi birbirimize rapor verelim" diyene kadar hiç bitmeyeceğini sandığım o tantana devam etmişti.

O kadar gülmenin ardından ciddi meseleler konuşmak bizi biraz zorlayacak gibiydi. Ama yine de profesyonelliğinden ödün vermeyen Namjoon beni kendine hayran bırakan bir ciddiyete bürünüp Baekhyun'un iş yerinde olanları anlatmaya başladı.

"Konuştuğum çalışanların hepsi Baekhyun'un çok uyumlu biri olduğundan bahsetti. Sürekli enerji saçarak ofise girip onları motive edermiş. Ama son iki senedir tuhaf bir şekilde eski şen şakrak hali gitmiş. Yine şakalar yapsa da eski neşesi yokmuş. Sorsalar da pek bir şey bahsetmezmiş."

Söylediklerini sabırla dinleyip "Peki çok yakın olduğu bir arkadaşı falan yok muymuş?" diye sordu Jungkook. Eğer sevgilisi yoksa o suratındaki şaşkınlığa bir arkadaşı ya da akrabası sebep olmuş olabilirdi. Bu tüyler ürperten bir gerçekti. En çok güvendiği insanlardan biri belki de onu o şekilde vahşice öldürmüştü.

"Bunu sordum. Sıkıntılarını paylaşabileceği bir en yakın arkadaşı elbette vardır diye düşünüp çalışanlardan birine sordum ve hepsi de tek bir isim verdi."

Gizemli bir ses tonuyla konuşup ciddiyetinden biraz sıyrılan Namjoon'u sanki onun ikiziymiş gibi Yoongi tamamlamıştı "Kim Jongdae" diyerek. Kafamızı ona çevirdiğimizde poposunu dayadığı masadan kaldırmayıp konuşmayı o devam ettirdi.

"Benim konuştuğum çalışanlar da aşağı yukarı senin anlattıklarını anlattılar Namjoon. Ve hepsinin de söylediği Jongdae ile Baekhyun'un ne kadar yakın olduğuydu."

Give Me Love ° JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin