15.Bölüm

258 20 19
                                        

artık dibe battığımı hissediyordum,yolun sonuydu

Nefesimi tutmaya çalışıyordum, ama artık tutacak bir nefes bile kalmamıştı ciğerlerimde. Her verdiğim nefes baloncuk olup çıkıyordu su yüzüne. Herşeyin bittiğini ve hiç birşeyin de beni kurtaramayacağını biliyordum. Gözlerimi hafifçe kapattım ve çırpınmaktan vazgeçtim. O an Bedirhan'ın bana son söyledikleri aklıma gelmişti

"Zaten senden kurtulmak istiyorum, bu büyük bir fırsat"

Dipteydim her konuda dipteydim. Aniden koca bir el belimi sımsıkı sardı, irkilmiştim ama gözlerimi açamıyordum. Kim olduğunu bilmiyordum, pek bi önemide yoktu zaten. Kendimde değildim, dışarıdan sesleri duyabiliyordum ama hiç tepki veremiyordum. Belimi sanki suyun içinde elinden kaçacak küçük bir balıkmışım gibi sıkıyordu. Vücudu tam olarak benim vücudumla birebirdi. Tenini hissettiğimde elimi istemsizce omzuna götürdüm. Yavaşca suyun yüzeyine çıkıyorduk, yüzeye çıkıp o soğuk havanın bir anda yüzüme çarpmasıyla kendime geldim. Nefessiz kalmıştım, derin derin nefes almaya çalıştım.

"Sakin ol Melisa, sakin olman gerekiyor!"

Bu ipeksi yumuşak ama bi o kadarda demir gibi olan sesi tanıyordum, onu duymam ile gözlerimi açmaya çalıştım, görmek istiyordum onu, Bedirhan'ı...

"Melisa bana bak, gözlerini aç sakin ol Melisa"

Sesinde endişe vardı, korkmuş muydu? Neden? Kölesi ölüp gidecek diye mi? Ben gözlerimi açmaya çalışırken Bedirhan beni hâlâ sımsıkı tutuyordu. Havuzun merdivenlerine doğru götürdü ve beni buz gibi soğuk mermere yatırdı. Kefenler içerisinde buz gibi morgdaymışım gibi hissetmiştim kendimi. Bedirhan beni yatırdıktan hemen sonra havuzdan çıkarak yanıma oturdu.

"Özür dilerim!"

Bu neydi şimdi? Bana ne dedi? Özür mü diledi? Yoksa ciğerlerime kaçan onca suyun etkisiyle hayal mi görüyordum? Ama çok güzel söylemişti, tıpkı küçük bir kızın buz pateni yapması gibiydi, yumuşak, hafif, güzel ve kırılgan. Kendime gelmeye çalışıyordum, çünkü Bedirhan'ın benden özür dilemesi bir seçenek bile değildi. Hayal gücümün bana karşı oynadığı küçük bir oyundan ibaret olduğunu biliyordum. Ve yine

"Melisa, aç gözlerini artık özür dilerim Melisa, hadi ama artık"

Duyduklarımın üzerine ani bi şok etkisiyle gözlerimi açtım. Bedirhan'ın korku ve pişmanlık dolu suratına baktım. Ne yani hepsi gerçek miydi? Hayal gücüm hiç mi devreye girmemişti. Yüzünde nasıl bu iki ifadeyi görürdüm anlayamıyorum, o yaptıklarından pişman olacak birisi değildi ki. Peki Bedirhan'ın bana ani bi atakla sarılmasına ne demeli? Ben gerçekden hayal dünyasındaydım, ya da ölüyordum ve ölmeden önce olmasını istediğim şeyleri mi görüyordum? Kendi içimde büyük bir savaş vardı, yine hiç bir soruyu cevaplandıramıyordum. Ne yapacağımı bilmiyordum. Bende çareyi Bedirhan'a sarılmakta bulmuştum. Sanırım hareket ettiğimi anlamış olacak ki bir anda beni daha çok sıktı.

"İyisin değil mi?"

Kafamı güçlükle onaylar şekilde salladım. Ve gözlerine baktım, o da bakıyordu. Gözlerine bakmak ne güzeldi, dünya yansa umrumda olmazdı şuan. O kadar huzurluydum ki.

"Melisa?"

Bir anda aramıza giren bir ses kulaklarımda çınladı. Ateş bize doğru endişeli adımlarla yürüyordu. Neler olup bittiğini merak etmişti sanırım, ben ise soğuktan titriyordum.

"Ne oldu burada?"
"Seni ne ilgilendirir Ateş?"

Bedirhan'ın Ateş'e böyle bir tepki vermesini beklemiyordum. Ateş'e bakıyordu ve gözlerinden nefret kusuyordu adeta. Bu sefer onun sakin olmasını istercesine elimi kaldırıp Bedirhan'ın göğüsüne koydum. Bedirhan ilk olarak elime sonra da bana baktı. Sakin ol dermiş gibi hafifçe gülümsedim, Bedirhan bir süre bana baktı ve yanımdan hızlı bir şekilde kalktı. Elim sert mermere hızlıca düştüğü için hafif bir şekilde acıdığını belli eden bir çığlık attım. Bedirhan'ın kalkmasıyla Ateş hızlı adımlarla gelip yanıma oturdu. Gözlerim Bedirhan'ı izliyordu. İçeriye girmişti, sinirliydi ama neden? Yine ne oldu?

"Artık bana burada ne olduğunu anlatacak mısınız?"
"Kalkmama yardım edermisin?"

Ateş hemen ayağa kalktı ve beni kucakladı. Ne yaptığını anlamaya çalışırken içeriye doğru yürüyordu.

"Yürümeyi biliyorum"
"Aah.. hadi ama belli ki kötüsün, ve ıslaksın titriyorsun bırakda yardım edeyim."
"Teşekkürler, ama hiç gerek yok"

Ateş homurdanarak yavaşca beni kucağından indirdi. Ve elini belime sardı.

"Bari böyle yardım edeyim"

Kafamı onaylar gibi salladım ve beni içeriye doğru götürdü. Ateş hâlâ meraklıydı aslında bu konu hakkında birşey söylememişti fakat yaptığı hareketlerden belliydi.

"Ateş sana soru sorabilir miyim?"
"Tabi sor bakalım"
"Bedirhan'ın babasıyla ne sorunu var?"
"Sakın Bedirhan'a bundan bahsettiğini söyleme"
"Bahsettiğim  için bu haldeyim"
"Ah Melisa Ah!"
"Artık söyleyecek misin Ateş?"
"Gidip üstünü değiştir ve saçlarını kurut"
"Neden beni başından sağmaya çalışıyorsun?"
"Dediklerimi yap bu konuyu sonra konuşuruz"

Bunları söyledikten sonra omzumu tutarak kalıcağım odayı göstermişti,hâlâ yaşadığımın şokundayken kafamın içine yüzlerce soru işareti yerleşmişti. Bedirhan neden beni kurtardı? Ölmemi isteyen kendisiydi,mutsuzdum ne yapacağımı bilmiyordum.

"Önüne baksana"

Kafamı kaldırdığımda vücudu hâlâ ıslaktı şuan tek odağım geniş omuzlarına yakışan kaslarıydı,omuzuna attığı havlu dahi herşeyi mükemmeldi.

"Kusura bakma fark etmedim Bedirhan"
"Daha iyi misin?"
"Evet gördüğün gibi"
"Odan şurada gidip kurulan"

Hiç birşey söylemeden gösterdiği odaya girmiştim,kapıyı kapar kapamaz derin derin nefes almaya çalışıyordum ve kendimi asla o kas yığınının dış görüşünü aldanma diye avutuyordum. Aslında beni esir alan o değildi,ben kendimi esir almıştım kendine sürekli yalan söylüyordum. Gidemiyorum işte uzaklara ama o bana böyle davrandıkça onu görmek istemediğimi beynime kazıyordum,sürekli aklımdaydı kötü davransa bile çünkü sarılışını biliyordum. Bunları düşünürken kapının tıklanmasıyla olduğum yerde sıçramıştım.

"Ahh.ben ne düşünüyorum böyle? Saçmalama kızım sadece böyle hayal ediyosun. Ne Bedirhan mı? Hayır,hayır biz düşmanız böyle bişey olamaz. Ahhhh.iyiyim evet"

Kapının ikinci kere tıklanmasıyla kapıya yönelip açtım ve kapıda ki Ateş'ti.

"Ne o kendini odaya mı kitledin?"
"Hayır sadece böyle duruyorum,birşey mi oldu?"
"Birşey olmadı sadece merak ettim bu yüzden geldim"
"İyi yapmışsın bende saçımı kurutucaktım"
"Peki sana yardımcı olabilir miyim?"
"Tabi neden olmasın"

Ateş saçımı nazikçe kurturken Bedirhan bizi dış kapıdan izliyordu ve benim gördüğümü fark edince kafasını kapıya çarpıp afallamıştı.

"Ah.kahretsin"

Ayhan ve Samet'in koşmasıyla ben ve Ateş'te odadan çıkmıştık,Ayhan panikle;

"Ne oldu Bedirhan?"
"Yok birşey"

Diyerek bana baktı ve göz göze geldiğimiz de Ayhan'a dönerek;

"Bu gece Yağmur'da kalıcam size iyi geceler"

Bu sözler üzerine asıl afallayan bendim,yine duygularıma yenik düşmüştüm Bedirhan'a bakarak;

"İyi eğlenceler" demekle yetinmiştim.

LADES Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin