27.Bölüm

178 8 4
                                    

  Gözümü açtığımda çoktan sabah olmuştu,başımda felaket bir ağrı vardı ve bu kendimi kötü hissetmeme sebep olmuştu. Aklımdan sadece Bedirhan'a görünmeden gitmem gerektiğini düşünüyordum,bir insan neden bu kadar bencil olabilir? Bunları kafamda sorgularken telefonun titreme sesiyle yerimden sıçramıştım,baktığımda ise Beyazıt'ın

"Kahvaltı yaptın mı?"

Mesajını görmüştüm,cevap vermek zorunda olmadığımı düşünmüştüm ama o benim hayatımı kurtardı. Hadi ama Melisa kime naz yapıyorsun? Evet en doğru zamanda ortaya çıkan bir iç ses daha,gerçekten ne yapıyordum? Elime telefonu alır almaz kendimi naza çektim.

"Hayır başım çok ağrıyor ve bu yüzden birşey yiyesim yok"

"Melisa başın ağrıyorsa bunu bana söylemen gerekirdi!"

"Söyledim işte neden kızıyorsun?"

"Senin doktorun benim,ne demek neden kızıyorsun? Hayır,tamam kızmıyorum şimdi bana olduğun yerin konumunu at"

"Neden?"

"Bir kere de dediğimi yapsan olmaz mı?"

Bu iyi bir fikir olabilirdi,hayır Beyazıt'ı kullanmayacağım ama Bedirhan'ın biraz kıskanmasını sağlayacağım.

"Tamam atıyorum"

Dedikten sonra bavuldan kıyafet alıp duşa girmeye karar verdim,Ateş'i daha görmemiştim,sadece iyi bir arkadaştı. Peki ya İdil? Ah hayır şuan hiç birşey takacak durumda değildim. Sıcak bir duşun ardından,odaya tekrar girdim ve Bedirhan yatağın sağ tarafında oturuyordu.

"Bedirhan?"

Ayağa kalkıp yanıma doğru ilerledi,duvara çarpan sırtımın hafif acımasıyla sesim kısık bir şekilde çıkıp odanın tüm bölümüne dağılmıştı.

"Bedirhan çık dışarı"

"Dünden kalan işimi halletmeye karar verdim"

"Ne dününden bahsediyorsun?"

Bu soruyu sorduktan sonra aklıma dün gece gelmişti,bu adam ne halt ediyor? Ameliyat izimi görürse?

"Bedirhan sana diyorum çık dışarı"

Nefesini boynumda hissediyordum,kolumdan tutarak yatağın üstüne savurmuştu bedenimi. Dikiş yerinin acımasıyla vücuduma akan kanın sıcaklığını hissediyordum.

"Bedirhan canım yanıyor"

Bedirhan beyaz havluda bulunan kan lekelerine baktıktan sonra yere diz çökmüştü,gözleri hafif dolmuş olsada yanımda ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Evin zili çaldığından dolayı rahatlamıştım çünkü Beyazıt'ın geldiğini biliyordum,aniden odanın kapısı açıldı ve ben yarı çıplaktım. Bedirhan'ın yaş dolu gözleri öfke ile dolmuştu.

"Sen kimsin?"

"Melisa'ya ne oldu?"

"Sen hangi cürretle evime böyle gelebilirsin?"

"Sana Melisa'ya ne oldu dedim?"

Bedirhan bana baktıktan sonra üstünde ki ceketi vücuduma örttü.

"Ben Melisa'nın arkadaşıyım ve sende Bedirhan olmalısın,Melisa'yı giydirip çıkacağım"

"Arkadaşısın ve onu giydireceksin öyle mi?"

"Evet öyle"

"Sen aşağıda bekliyorsun"

Bedirhan beni kendi mi giydirecekti? Neden şaşırıyorum ki bunu bir kez daha yapmıştı. Kulağıma eğilerek

"Bu defa ne yaptın küçük hanım?"

Diyerek üstümde ki ceketi ve kan izleri olan havluyu yavaşça çıkardı. Bir kızı çıplak görmek erkek için zor bir durum olsa gerekti ama bu onun benim üzerimde ilk deneyimi değildi.

"Melisa beni baştan çıkartıyorsun"

Bu da neydi? Şuan ölebilirdim ama Bedirhan aklından böyle şeyleri geçiriyor,yalan değil bu beni de heyecanlandırmıştı ama kendime engel olabilirdim ve engel de olacaktım.

"Ameliyat mı oldun sen?"

Gözlerimin yavaş yavaş kapandığını hissediyordum ve kafamı sallayarak onay verdim,kan lekelerini temizleyip üstümü giydirdikten hemen sonra beni tüm gücüyle kucaklayıp aşağı indirdi.

"Hastaneye gitmemiz gerekiyor"

Dedi,Beyazıt'a bakarak. Beyazıt'ın sinir olduğu her halinden belliydi,yere baktıktan hemen sonra Bedirhan'a gözlerini dikmişti.

"Bana bak küçük bey"

Bedirhan hafif bir gülümseme ve alaycı ses tonuyla Beyazıt'a karşılık vermek için adımlarını yavaşlattı.

"Genelde bu lafı bana hizmet eden insanlar söyler"

Bedirhan'a baktığımda yüzüme bakıp göz kırptığını fark ettim. Sıcak kan damlalarının narin bir şekilde yere düşüş seslerini duymak pek mümkündü,gözlerimin kısılmasıyla Beyazıt'ın bana bişeyler söylemesi bir olmuştu.

"Melisa benimle burda kalman gerek"

Beyazıt'ın burnundan soluduğu gayet ortadaydı,kıskanıyor muydu?

"Melisa kimin yanında kalacağını iyi bilir,yabancı"

"Fazla konuşacağına arabaya ilerlesen daha iyi olur"

"Bana bak Beyazıt bana akıl verecek son kişi sensin"

Beyazıt arabanın arka kapısını açtı ve kısık bir ses ile "gerisiyle ben ilgilenirim" dedi. Bedirhan'ın sinir küpüne döndüğünü biliyordum ve bu hâli beni mutlu ediyordu belki uzun süredir bu hâlini görmemiş olmamdan dolayıydı ama birşey fark etmiştim,tanıştığımız günden beri sakin bir günümüz yoktu. Ayrıca hep aramıza üçüncü kişiler girmişti,Bedirhan'ın bu durumdan rahatsız olacağını sanmıyordum ama ben huzursuzlanıyordum. Gözlerim kapalı olmasına rağmen belimi kavrayan o sıcak elin sahibini tanıyordum,kulağıma doğru gelen ılık ve ince nefesin cümlelere döküleceği kesindi çünkü kulağımın tamamı bu nefes sayesinde gıdıklanmıştı.

"Seninle yalnız kalmayı özledim Melisa,biri bitiriyor biri başlıyor. Acaba ne yapsam ki? Sanırım  seni kaçırmam gerekecek"

Bu sözler karşısında gülmemek için kendimi zor tutmuştum ve biraz önce beni üzen adam anında mutlu etmeyi başarmıştı,vazgeçemeyecek kadar bağlanmıştım sanki ve o hiç gitmeyecek kadar samimiydi.

"Seni seviyorum Melisa"

Gerçekten beni seviyor muydu? Belimi kavrayan elini tutmaya karar vermiştim,küslük bitecekti ve benim ona kırılan kalbim iyileşecekti.

"Melisa hâlâ uyanmadın mı?"

Gözümü açtığımda hâlâ yataktaydım,etrafa göz gezdirdikten sonra derin bir nefes alıp sonra bıraktım. Ne yani gördüklerimin hepsi rüya mıydı,hayat benden ne istiyorsun? Kendimle konuşurken komidinin üstünde duran kolyeye gözüm çarpıştı,bu kolye benim kolyem.

"Melisa?"

Ayhan'ı daha fazla meraklandırmamak için kapıya yöneldim.

LADES Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin