Türkiye'ye indiğim zaman karnımda binlerce kelebeğin uçuştuğunu fark ettim,aklımda nedense Bedirhan vardı ve bu düşünceler oldukça saçmaydı. Beyazıt'ın beni ileri itmesiyle kendime gelmem bir olmuştu,gözlerimi Beyazıt'a çevirdiğimde aptalca bir gülümsemeyle yüzüme bakıyordu ama ben onun bu büyüleyici bakışlarına esir olmaktan kaçınıyordum,şuan derin nefes almanın tam sırasıydı çünkü aynı şehirde,aynı oksijeni soluyorduk ve bu düşünceler içerisinde felsefi yapımın geliştiğinin farkına vardım.
"Seni eve bırakmama ne dersin?"
Ev mi? Gidecek bir yerim yoktu çünkü hâlâ annemle kavgalıydım bu yüzden bir evim olduğunu sanmıyordum.
"Ah hayır arkadaşıma uğramam gerek söz vermiştim,ayrıca burada araban yok gidebileceğine emin misin?"
"Birazdan araba gelecek"
"Anlıyorum,peki bana taksi çevirebilecek misin?"
"Bu da sorumu? Bekle bakalım"Nereye gidecektim şimdi? Aklıma sadece bir yer geliyordu fakat kimi aramalıydım? Nispet yapan Ateş'i mi,yoksa elinde olsa beni bir kaşık suda boğacak olan Bedirhan'ımı? Taksiye bindiğimde yol tarifi vermeden devam etmesini söyledim ve Ayhan'ı aramaya karar verdim.
"Melisa nerdesin sen,neden aramadın bunca zaman?"
"Ayhan şuan İstanbul'dayım buluşalım mı?"
"Çok hastayım,eve gelmeye ne dersin?"
"Fark etmez hemen geliyorum birşeye ihtiyacın var mı?"
"Hayır şuan sadece sana ihtiyacım var"Telefonu kapattıktan sonra iç çekmiştim çünkü güvenebileceğim birinin olması beni mutlu ediyordu. Peki Bedirhan ordaysa? Hayır umurumda değil çünkü kolyemi almak için iyi bir fırsattı,kolyemi herşeyden çok istiyordum. Herkesin vazgeçemeyeceği birşeyler vardır hayatında ve bu en sevdiğiniz biri tarafından size bırakılmış ise,kalbime giren ağrılarla kendimi halsiz hissediyordum. Artık hiç birşey olacağına varmıyordu,çaresizlik dört tarafımı sarmış ve yenilgiyi kabullenmemi bekliyordu ama pes edecek kadar güçsüz değildim ayrıca bu kadar çabuk vazgeçemezdim. Yıldızları izleyerek vakit geçirmenin bir mantığı yoktu belki de yalnızlığımı resmen yüzüme vuruyordum,etraf sessiz ve bir o kadar da sisliydi sanki küçük bir çocuğun balonu şehrin en uçsuz bucaksız bir yerine konmuş gibi,küçükken verilmiş ama büyüdüğümüz de unuttuğumuz sözler gibiydi. Mutluluk arıyordum ağlayarak ama gidebilecek bir kapı dahi bulamıyordum,son yıllarımdı gençliğimin ve hatta ömrümü yarılamıştım ama kalbim hâlâ yaralıydı. Eve geldiğimde elim titreyerek arabanın kapısına doğru uzandı şoför bavulu yanıma getirdikten sonra eve doğru ilerledim nefes alışverişim bir hayli hızlıydı,özlemenin ne demek olduğunu biliyordum ama kanmayacaktım içimde ki sese ve asla o geceyi unutmayacaktım. Kafamı Bedirhan'ın odasına doğru kaldırdım fakat ışıkları kapalı olduğundan dolayı mutluydum en azından bu gece için,kapıya tıkladığımda Ayhan büyük bir mutlulukla boynuma atladı.
"Bu kadar çok mu özledin?"
"Tabi ki sen benim en iyi arkadaşımsın diyebilirim"
"Buna sevindim ama diyebilirim de ne demek,Yoksa benden başka biri daha mı var?"Gülerek kafasını salladı en azından bu gece ki ilk mutluluğum buydu. İçeri adım attığımda nedense Bedirhan aklıma gelmişti ama bu öncekiler gibi değil yada beraber güldüğümüz günleri özlediğimdendir. Herşey üst üste gelmesine rağmen umudumu kaybetmemek için yalvarıyordum,çünkü güçlü olmak benim tek seçeneğimdi. Yanaklarımın sıcaklığını tüm hassasiyetimle hissediyordum ve biliyordum ki bu gece çok uzun olacaktı ama kaçmayacaktım.
"Neden kızardın Melisa?"
"Bilmiyorum sanırım dışarısı fazla soğuktu"
"Bedirhan evde yok rahat olabilirsin"Ne sanıyordum ki? Yağmur'la barışmışlardı unutma Melisa,unutma.
"Hayır olsada sorun olmazdı"
"Aç mısın sen?"
"Hayır sen otur sana çorba yapacağım,hasta olan sensin"
"Ah tamam oturuyorum"Kendimi salak yerine koyulmuş hissediyordum çünkü bu hiç adil olmayacaktı,umudun bittiği yerde çiçek açsın. Çorbayı yaparken kafam iyice allak bullaktı nedeni belirsiz bir sıkıntı vardı içimde. Kapının açılmasıyla kafamı aniden oraya odakladım ve ellerimin titrediğini biliyordum.
"Yüzünü gören cennetlik"
Bedirhan'ın bu sözü üzerine onda doğru yaklaştım,gözlerimi ona doğru odakladım ve yürümeye devam ettim. Yüzünde hafif bir tebessüm olsada içinde ki duyguları dışa yansıtmayacak kadar ciddi duruyordu ben ise hâlâ ona yürüyordum,fakat gözlerini bir an olsun benden ayırmıyordu. Koşar adım gidiyordum ve yakınlaşmamıza bir adım mesafe vardı,şaşkındı elimi uzattığımda gözleri biraz daha açılmıştı aniden kapıyı kapayınca bu onun ürpermesine neden olmuştu.
"Soğuk"
Diyerek geçirmiştim bana bakan gözlerini.
"İçeri girince kapayabilirdim"
"Bedirhan konuşmamız gerek"
"Şuan karnım aç,birşey konuşmak istemiyorum"Ayhan yerinden hızla kalkıp yanımıza doğru geldi ve gülerek konuşmaya başladı.
"Bedirhan benimle yemek yiyebilirsin"
"Ne var yemekte"Kendimi duvara doğru yaslayıp onları izliyordum,gerçekten özlemiştim. Gülmek yakışıyordu fakat bana bu aralar böyle gülmüyordu. Sofranın başına oturduğunda hazırladığım çorbayı ona ikram ettim ve yüzünü buruşturarak bana baktı. Hayır takmayacaktım çünkü onun bu ani tavırlarına çoktan alışmıştım,kendimi bir ara kaldığım odaya atıp yatağa uzanmıştım. "Merhaba İçimdeki Ben" yalnız kalınca yapılacak en güzel şey buydu,kendimle konuşmak. Aklımdan geçirdiğim sorulara verecek bir cevabım yoktu çünkü kendime dahi söyleyemediğim doğrularım var benim. Kapının gıcırdamasıyla kafamı kaldırdım.
"Şşş rahatsız mı oldun?
"Bedirhan artık sende ki emanatimi alabir miyim?"
"Bunun karşılığında senden ne alacağım"
"Benden ne istiyorsun Bedirhan"
"Sadece seninle bir gece geçirmek istiyorum"Dedikleri karşısında şaşkınlık içerisindeydim.
"Sen ciddi misin Bedirhan?"
Kafasını sallamıştı bunun üzerine sinirlenip yataktan kalkmıştım ve Bedirhan kapının önünde duruyordu,kapıyı kapattıktan sonra bana bakarak gülmeye başladı. Gözümden yaş aktığını hissediyordum ama buna rağmen gömleğimin düğümelerini açmaya çalışıyordum.
"Yeter dur"
Kafamı kaldırıp Bedirhan'a baktım.
"Ne oldu?"
"Sadece keyfim kaçtı,istemiyorum yatıp uyu"Odadan çıkar çıkmaz kendimi yere atıp ağlamaya başlamıştım çünkü artık dayanacak gücümün kalmadığını hissediyordum,gözünde ne olarak görüyordu beni? Bu kadarı fazlaydı benim onu her görmem de nefret etmemi sağlıyordu ve benim gözümde yok oluyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/92541553-288-k760591.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LADES
Romance"Sürekli kavga ettiğiniz ve sürekli nefret kustuğunuz bir insanın kaderiniz olacağına inanır mıydınız? Genç adam nefret ettiği kadını arıyordu,ona ulaşmak imkansızdı fakat pes etmemişti. Bir gün bir yurdun önünden geçerken ona benzeyen ve onun gibi...