"Uyandıysan kahvaltıya in bakalım Melisa"
Dedi,gülerek. Ama hâlâ gördüğüm rüyanın etkisindeydim,elimi yaramın üstüne koyduğumda herşey normaldi ve derin bir nefes alarak banyoya ilerledim. Gülümsemek istesemde yaptıkları kara bulutları etrafıma toplamaya yetiyordu,sesini duymuştum. Kendime bir bahane uydurup onu görmek istemediğimi dile getiriyordum ama bir yandan da onu görmek için can atıyordum. Sesini özlemiştim belki,belki de ettiğimiz çocuksu kavgaları. Umudum yoktu senden yana çünkü yeterince uzaktın bana,hani bir adım atsam ateşinle yakıp kavuracaksın fakat bir adım geriye gitsem soğuk bakışlarınla ebediyen donduracaksın gibi. Seni bırakıp gitmenin bir sürü anlamını biliyordum ama bana bir tek adım atmayan sendin.
Seviyor musun?
Gidecek misin?Bu düşüncelere dalıp gitmek bir hayli zordu,kafamı kaldırdığımda aynada ki benle baş başa kalmıştım. "Hadi şimdi kendine cevap ver... Seviyor musun? Gidecek misin? " Yine hislerime yenik düşüyordum,yine boğuluyordum aşkının okyanusunda ama beni çekip kurtarman gerekirken daha da ileriye sürüklüyordun. Kapının tekrar tıklanmasıyla oldukça irkilmiştim,kendime tekrar baktıktan sonra emin adımlarla kapıya ilerledim ve karşımda Bedirhan duruyordu.
"Misafir olabilirsin ama bu beni kahvaltıda bekelete bileceğin anlamına gelmez"
"Bedirhan beni beklemeni kim söyledi?"
"Ne o başkasıyla gezince biraz dikleşmişsin"
"Ölene kadar boş konuşmaya devam mı edeceksin?"
"Söz konusu sen olunca kendime hakim olamıyorum küçük hanım"
"Küçük hanım mı? Ne ara köle demeyi bıraktın Bedirhan?"
"Melisa artık sus ve kahvaltıya in"
Gerçekten cezbediciydi,beyaz tişörtü ona her zaman yakıştırmıştım ve yakıştırmaya devam edecektim. Koca bir kas yığını olduğu çok aşikârdı, ayrıca kızdığımda ona "teflon adam" demektede çok haklıydım. Merhametli olmasına rağmen itici özellikler taşıyan ve okuldaki kızların aklını başından alan birisiydi o,köle demesine kızsamda bu aralar onun itaatkar kölesi olmaya hazırdım. Önden ilerlerken peşi sıra onu takip ettim,merdivenden usulca süzülüyordu. Aniden bana dönmesiyle belimden tutması belki 2 saniyesini almamıştı,nefesi öyle sıcaktı ki kalbimden aşağı sıcak sular akıyordu ve boynuma eğilerek küçük bir öpücük kondurdu,ardından hemen elini belimden çekerek gözlerime baktı.
"Parfümünü değiştirmişsin,bu diyerinden daha güzel kokuyor"
Bu söz karşısında nefesim kesilmişti o an belki bir kadın olarak başka türlü şeyler istemiştim,gözlerine bakmak isterken tekrar merdivenden adım atarak salona giriş yapmak için yürümeye başladı. Samet ve Ayhan çoktan kahvaltılarını bitirmişti.
"Ayhan hadi geç kalıyoruz"
dedi,Samet aceleci bir tavırla,Ayhan yanıma gelerek saçımı düzeltti.
"Kedicik evde bir hafta yokuz Bedirhan ile kalabilecek misin?"
Bedirhan ile tek kalmak mı? Kulağa iyi gelse de bu kötü bir durumdu ama bu durumla başa çıkabilirdim.
"Ah evet,tabi neden kalamayacak mışım?"
Ayhan kafasını sallayarak evin dışına çıkmıştı,Samette tam arkasından ilerlerken Bedirhan arkamdan enseme doğru dudağını dayadı ve bu öpücük beni benden almıştı. Resmen şu ikisinin gitmesi için dakika sayıyordum,bu istek bu arzu neden bilmiyordum ama kendime bu hisler konusunda söz geçiremiyordum. Arabanın hareket etmesiyle merdivenlerden yukarı koşmam an meselesi olmuştu,Bedirhan'ı kapıda bırakıp odama kaçmıştım.
Gözümü açtığımda uyuya kaldığımı farkındaydım,sürahiyeye baktığımda ise bir damla suyun bile kalmadığını gördüm ve Bedirhan'ın uyuma ihtimalini göz önünde bulundurarak aşağı inmeye kadar verdim,ışık kapalıydı fakat televizyon açıktı. Televizyonu kapatmak için salona doğru ilerledim kafamı çevirdiğimde ise o müthiş manzara ile karşılaştım.
"Kas yığını" uyuyordu,yanına yaklaştım ve usulca onu izlemeye başladım. İlk günü düşünürsek bu bir tesadüf değil de kadermiş gibiydi,aslında farkında olmadan bir çok anıyı,hatırayı birlikte yaşadık ama sen bunları farkında bile değilsin. Biraz saçlarıyla oynadıktan sonra ayağa kalktım,ilk adımımı atarken Bedirhan'ın avucu bileğimi kaplamıştı."Melisa?"
dedi,uykulu ses tonuyla,nasıl da cezbediciydi.
"Efendim Bedirhan?"
"Bugün burada,benimle birlikte uyur musun?"
Bu şok ediciydi,iki üç kere de olsa birlikte uyumuşluğumuz vardı,fakat bu diğerlerinden biraz farklıydı.
"Neden tek uyumaktan korkuyor musun?"
"Üşüyorum"
dedi,aslında tedirgindim ve avcunu kolumdan itip elimi alnına koydum ateşinin olup olmadığını öğrenmek için ama o beni tüm gücüyle yanına yatırdı,artık elini belime atarak kendini gerdirdi. Bu hem heyecan verici hemde çekiciydi benim gözümde,yanımda ki bir erkek bense onun karşı cinsiyim,kısık bir ses ile söze başladı.
"Boynunda ki kolye gerçekten bu kadar önemli mi?"
"Bedirhan bu kolyenin geçmişini sana daha önce anlattığımı düşünüyorum"
"Peki o zaman,o adam,o adam kimdi?"
"Hangi adam?"
"Sen yurt dışında iken telefonuna cevap veren adam"
"Sadece çocukluk arkadaşım"
"Eminim öyledir"
"Bedirhan sen bana hesap mı soruyorsun?"
"Hayır,sadece şu anda yanımda yatan kadını merak ediyorum"
Kadın mı? Bana ilk defa kadın dedi ve bu beni çok mutlu etmişti.
"Artık uyumalısın Bedirhan"
"Susarsan uyurum Melisa"
"Konuşturan sensin"
"Cevap vermek zorunda değilsin Melisa"
"Ah tamam,susuyorum"
"Gece üstümüzü açma küçük hanım"
"Tatlı rüyalar"
"Tatlı rüyalar"
Yüzümde tebessüm ile uyuyacaktım,çünkü şuan yanındaydım. Sabah olmadan bu güzelliğin tadını çıkarmalıydım "Tatlı rüyalar kas yığını"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LADES
Roman d'amour"Sürekli kavga ettiğiniz ve sürekli nefret kustuğunuz bir insanın kaderiniz olacağına inanır mıydınız? Genç adam nefret ettiği kadını arıyordu,ona ulaşmak imkansızdı fakat pes etmemişti. Bir gün bir yurdun önünden geçerken ona benzeyen ve onun gibi...