"Harika çiziyorsun"
Heyecanla dudaklarım arasından kelimeler dökülmüştü. Kulaklığını çıkartıp yavaşça kağıdın yan tarafına koydun ve yüzüme baktın.
"Merhaba"
Dediğimi tam olarak duymamış olmanı anlıyordum çünkü dinlediğin müzik karşında oturuyor olmama rağmen benim bile duyabileceğim yükseklikteydi. Hatta adamın söylediği sözleri bile rahatlıkla duyabiliyordum.
Sen benim keşke ihtiyacım olmasaydı
dediğim parçamsınPes etmeden peşinden koşuyorum
Hep kapışıyorum ama neden bilmiyorum
Aşkımız bir trajedi ise neden benim dermanımsın
Aşkımız bir delilikse sen neden benim sarahatimsin
Şarkının büyüsüne ve gizemli sözlerine öyle çok kapılıyorum ki biran şarkıya anlamlar yüklemiş ve sözleri üstüme alınmadan edememiştim.
Senin dermanın olmayı ne çok isterdim...
"Merhaba rahatsız etmiyorum değil mi?"
Müziği kapattığında ancak kendime gelebilmiştim. Bakışlarım tekrar çizdiğin resime kaydı ardından.
Gerçekten yadırganamayacak bir yeteneğe sahipsin. Siyah rengi kağıda öyle güzel işlemişsinki hayran olmamak imkansız.
Ampulün içindeki kelebekleri sana benzetiyorum. Oldukça güzeldin ama içinde bulunduğu ortam seni daraltıyordu. Seni hapseden şeyler vardı. Kelebeği içinde hapseden ampul gibi. Çiçeği de kendime benzetmeden edememiştim.
O dar alanda sana iyi imkanlar sunmaya çalışıyordum. Seni mutlu etmeye ve senin yalnız olmadığını gösteren bir canlının varlığını belli etmeye çalışıyordum.
Üzerime konmanı ve benden hiç kopmamanı isterdim. O dar alanda birbirimize sonsuza dek sahip çıkabilirdik.
"Hayır ne rahatsızlığı."
Tebessüm edip etrafta gezdirdin gözlerini. Biraz endişeyle... Ama sonra rahatlamışçasına derin bir nefes verip seni bu denli tedirgin eden şeyin ne olduğunu dile getirdin.
"Arkadaşlarının burada olmamasına sevindim. Benim yanıma gelmiş olman onları epey kızdıracaktır."
Onların kütüphaneye adım atması oldukça imkansız bir olaydı. Ama olurda gelirlerse onlara artık açıklama yapmak istemiyordum. Kendi hayatımı onların emirleri ile tutsak hayatına çeviremezdim.
"Onları boşver"
Omuz silkip gözlerinin içine baktım ve merakla mırıldandım.
"Lenslerin yeşil mi?"
Bakışlarını önündeki kağıttan kaldırıp yüzüme baktın ve kıkırdanma bıraktın. Kütüphanenin daha tenha köşesinde olduğumuz için sesimizi ayarlayarak rahatça konuşabiliyorduk.
"Lens kullanmıyorum."
Nasıl yani gerçekten irislerin yeşil miydi? Şaşkınlığımı gizleyememiş ve gözlerimin irileşmesine engel olamamıştım. Ama lens kullandığını söyleyen birkaç kişiyi duymuştum.
Demek ki gerçek göz rengini bile lens olarak millete tanıtacak kadar imreniyorlardı.
"Ben melezim."
Bu oldukça havalıydı bence. Kafamı anladığımı belirtmek adına aşağı yukarı sallayıp konuştum.
"Gözlerin çok güzel."
Gerçekten öyleydi. Sabah akşam övebileceğim kadar güzeldi. Akşam uyumadan önce en son gözlerine bakmayı ve koyu yeşillerin ile rüyalarımı taçlandırmayı öyle çok isterim ki.
Gözlerinin böyle koyu bir tonu var.
Bu fotoğraf tam WWB'ye uygun değil mi? Hoseok'un gözlerini de yeşil yaptım ayrıca. Bence çok hoş oldu *-*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
We Were Beautiful :: VHope ✔
FanfictionBizi sevmediler. Oysa biz çok güzeldik. ||02.12.2016||