"İyi anlaşıyorsunuz."
Elimdeki telefonun ekranını kapatıp karşıma oturan Jimin'e baktım.
Yüzündeki gülümseme ile konuşmaya devam etti.
"Artık biz de tanışsak ya onunla. Yanımıza getirsen."
'Sizin yüzünden temiz kalbi kirlensin istemem' diyemesemde alayla gülümsedim. Jimin'in seni hala sevmediği o kadar belli ki. Onun karşısına oturtsam ve sen iyi davransan bir açığını bulup vurmaya çalışacağı apaçık belliydi.
"Gerek yok."
Kestirip attığımda elindeki tosttan bir ısırık alıp oturduğu sandalyede arkasına yaslanıp rahat bir pozisyon aldı.
"Sen bilirsin."
Omuz silkip dışarıyı izlerken tostunu yiyordu.
"Ben gidiyorum."
Ayağa kalktığımda kafasını bana çevirip ağzındaki lokmayı yutup konuştu.
"Yeni arkadaşının yanına mı? Onunla konuştuğundan beri seni göremez olduk."
Elindeki tostu masadaki tabağın üzerine koyup kenardaki peçetelikten peçete aldı ve dudaklarını silip konuştu.
"Seni bize karşı dolduruyor mu? Sonuçta biz senin bu okula geldiğinden beri arkadaşınız. İki günlük çocuk için bizi satman üzücü."
Alt dudağını abartılı bir şekilde sarkıttığında kalktığım yere tekrar oturdum. Jimin hiçbir zaman anlayışlı davranmıyordu.
Her zaman istediğinin olmasını isteyen ve istediği olmayınca burnunuzdan getiren birisiydi.
En yakını dahi olsanız bu böyleydi.
"Jimin. Abartılı yüz hareketlerini bana yapma. Yapmacıklığını yemiyorum dostum."
Alayla güldü. Hadi ama o kesinlikle yokluğumu umursamıyordu. Onun derdi kesinlikle başkaydı. Senden nefret ediyordu.
"Pekala. Ah seninki geliyor."
Arkama döndüğümde senin kantin sırasına girdiğini görmüştüm. Jimin birkaç dakika boyunca sana bakmamdan rahatsız olmuş gibi boğazını temizledi.
"Teneffüs bitecek. Sınıfa mı gitsek?"
Yüzünde garip bir ifade vardı. Anlamlandıramadığım. Nasıl desem... Az önceki alaycı bakışlarından veya alaycı mimiklerinden eser yoktu.
"Tamam"
Jimin elindeki peçeteyi çöpe atıp geriden ilerlerken telefonumu cebime koyup önden ilerlemeye başladım.
"Özür dilerim."
Sesin kulaklarıma ulaşınca arkama dönüp merakla baktım.
Elindeki su şişesindeki su Jimin'in yüzüne sıçramış olmalıydı. Sen ise gözlerin irileşmiş bir şekilde tepki dahi vermeden sana bakan Jimin'e korkuyla bakıyordu.
Hızlı adımlarla yanınıza geldim. Transa girmiş olan Jimin'in kolundan tutup sürüklerken sana ithafen konuştum.
"Diğer teneffüs görüşelim."
Elindeki su şişesinin kapağını kapatırken yüzüme bakıp gülümsedin ve kafanı salladın.
Jimin hala donuk bakışlarla bir noktaya kilitlenmiş bir şekilde ilerliyordu. Aslında ilerlemesi için ben itiyordum.
"Neler oluyor be?"
Kendisine geldiğinde yüzünü okul formasının koluna silip gülümsedi.
"Hiç. Hiçbir şey"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
We Were Beautiful :: VHope ✔
FanfictionBizi sevmediler. Oysa biz çok güzeldik. ||02.12.2016||