Dün yeterince çalıştığımızı varsayarak bugün benim evime gelmiştin ve aynı yatakta uzanmış telefonlarımızı bakıyorduk.
Bu bir asosyalliktir. Tabi benim yaptığım tam bir mallık. Yanımda sen yatıyorsun ve ben kafamı çevirip bakmak yerine senin sosyal medya hesaplarını kurcalıyorum.
"Taehyung"
En sonunda şu sessiz ve sıkıcılaşan ortamı bozacak bir şekilde mırıldanıp doğruldun. Elindeki telefonun ekranını kapatıp kenara attıktan sonra tekrar konuşuyorsun.
"Bari bir şeyler yapsak. Uyuyacağım. Gerçekten."
Dağılan saçlarını uzun parmakların ile daha çok dağıtıp esniyorsun. Aslında haklısın ama ne yapacağımızı da tam bilmiyorum. Bu soğukta dışarıya çıkmak donmak demek ve bunu ikimizde göze alamıyoruz.
"Ben şey soracağım."
Aklıma gelen şeyi sormak adına bir yoklama yapıyorum ve kafanı olumlu manada salladığında elimdeki telefonu senin telefonunun yanına fırlatıp bağdaş kurarak yüzüne bakıyorum.
"Hala bir aradayız. Ama hala bir ilerleme kaydedemedik. Sonuçta sende bana karşı boş olmadığını itiraf etmiştin. Artık sana rahatça sarılabileceğim bir kavrama oturtsak ya şu durumu."
Yüzüme odakladığın bakışların son cümlem ile odanın içinde gezinmeye başladı.
Bakışları kaçırmak ve saniyeler süren bir sessizlik. Anlaşılan bunu istemiyordun.
Dudaklarımı birbirine bastırıp kafamı eğdim. Bunu ben istiyordum. Sana rahatça dokunabilmek,seni rahatça öpebilmek ve elini tutabilmek. Bunları cidden çok ama çok istiyordum. Ama anlaşılan sen hala bu kadar ileri gitmek için bu duruma bir ad koymak için hazır değildin.
Bu içime bir burukluğun oturmasına sebep olurken dudaklarımı araladım.
"Özür dilerim. Bencillik ettim. Sen istemiyorsan anlayışlı olmam gerekir. Sen ne zaman hazır olursan o zamana dek bekleyebilirim."
Açıkçası anlayışlı olmak istemiyordum. Bir süre sonra beklemek öyle zor bir hal alıyordu ki gelişme bölümünü hemen atlamak ve artık bir sonuca bağlamak istiyordum.
"Aslında 'hayır' olarak algılama sessizliğimi. Elbette seninle geçirdiğim her vakitte içimde hislerim büyüyor ve bende seninle bu duruma bir ad koyup ona göre hareket etmek istiyorum. Ama aileler... Ne der? İşte bu biraz sıkıntı. Yani annem ile hiç bu konularda konuşmadım ve tepkisinin ne yönde olacağını gerçekten kestiremiyorum."
Kafamı sağa sola sallayıp sana yaklaştım ve yüzümü avuçlarım arasına alıp yeşil irislerine odakladım bakışlarımı.
"Bu ilişkiyi sen yaşayacaksın ve ben yaşayacağım Hoseok. Onlar ise sadece bu aşka onay vermeli. Vermek zorundalar. Eğer bu konuda gerçekten geriliyorsan ailen ile konuşabilirim. Bunu gerçekten yapabilirim. Ama bir açıklama yapmak zorunda değiliz. Bunu unutma. Biz birbirimizi seviyorsak. Onlarada bu kararımıza saygı göstermek düşer. Bu konuda korkma. Lütfen..."
Aslında anlayabiliyordum. Belki kızacaktı ailen ya da daha kötüsü olabilirdi. Ailen ile bu konu hakkında üstü kapalı bile olsa konuşmadıysan elbette verecekleri tepki hakkında içinde bir endişe belirebilirdi. Ama biz bir arada olmak istiyorsak eğer gerekirse ilişkimizi bile saklardık.
"O zaman... Bana bir söz ver Taehyung?"
İşaret parmağını kaldırıp gülümsediğinde yanaklarında bulunan ellerimi geri çekip kucağıma koydum.
"Nedir?"
İşaret parmağını göğsüme bastırıp mırıldandın.
Dudaklarından dökülen o birkaç kelime gülümseme sebebimdi.
"Benden ilgini hiç ama hiç esirgeme. Belki 1 yıl sonra belki daha uzun bir süreç içerisinde. Sevgimiz eksilmesin. Artsın ama hiç eksilmesin. Biz değişelim. Ama duygularımız değişmesin. Anlaştık mı?"
Seni elbette ömrümün her anında sevecektim ve bunu sana doyasıya hissettirecektim.
İşaret parmağını kavrayıp ucuna minik bir öpücük kondurdum.
"Anlaştık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
We Were Beautiful :: VHope ✔
FanfictionBizi sevmediler. Oysa biz çok güzeldik. ||02.12.2016||