SeokJin en sonunda istediğini almanın verdiği mutlulukla çantamı sıradan alıp ceketimi askıdan almıştı.
Zorla bensiz tadı olmadığını ve benimde gelmemi söylüyordu.
Sıkıntıyla montumu giyip çantamı tek omzuma attım ve sınıftan çıktık. Şuan gerçekten içimden koca bir of çekmiştim.
Eğer yanlarında gitmek isteseydim ilk kez teklif ettiklerinde reddetmezdim zaten.
Okuldan çıktığımızda yakında olan oyun salonuna gelmiştik. Yoongi Dünya yansa umrunda olmayacak bir tavırda köşedeki koltukta montuna gömülerek uyurken NamJoon ve Jimin ellerindeki konsollarla savaş oyunu oynuyorlar ve arada bir sesli küfür savuruyorlardı.
Babalarının mekanıymış gibi milleti umursamadan takınmış oldukları bu tavır hoş değildi.
İç çekip çantamı Yoongi'nin yanındaki boşluğa koyup SeokJin'e döndüm.
"Ee ne yapacağız?"
SeokJin omuz silktiğinde kafamı aşağı yukarı salladım ve kollarımı göğsümde birbirine dolayıp konuştum.
"Madem aklında yapacak bir şey yoktu beni neden yoruyorsun?"
Terslercesine konuştuğum ve sesimi bir tık yükselttiğim için NamJoon ve Jimin oyunu durdurup bize dönmüştü.
"Sorun ne?"
Ellerimi montun geniş cebine sokup bıkkın bir ses tonu ile cevapladım.
"Buraya gelmemi istedi sensiz tadı çıkmıyor falan dedi. Geliyorum ne yapacağız diyorum omuz silkiyor."
SeokJin yan taraftaki FİFA konsolunun bulunduğu koltuğa oturmuş yüzüme gözleri dolu dolu bakıyordu.
Minik bir kız çocuğu gibi laf işittiğinde ağlama moduna geçiyor olması beni zerre etkilemiyordu.
"Müsadenizle eve gideceğim."
Yoongi uyanmış ve uykulu bakışlarını bizde gezdirirken yanına gidip çantamı aldım.
"İyi akşamlar gençler."
NamJoon elindeki konsolun kolunu bırakıp ayağa kalktı ve yavaşça yanıma geldi.
"Bu sıralar bize fazla soğuksun Taehyung. Bir sorun mu var?"
Birde küstahça soruyor muydu? Gerçekten...
"Sorun var. Ebeveynlerimmiş gibi davranmanız ve bir köleymişim gibi davranmanız büyük bir sorun. Ben sizin yaptıklarınıza hiçbir zaman karışmadım. Sen Jimin okulun en sürtük kızı ile yattığında sana o kız ile muhattap olma demedim. Ya da sen NamJoon sana hiçbir zaman kullandığın sigaraların hayatını tehlikeye atacağını söylemedim. Ama siz her zaman her koşulda yaptıklarımı sorgulayıp hoşunuza gitmeyenleri yapmamam için önüme bir set ördünüz."
Aslında basit gözüken bir olaydı bunlar. Ama ben dayanamıyordum. Bir tutsak hayatından farkım yoktu sanki. Hapsedilmiştim. Ama hapsedilme sebebimi sorsalar öyle masumdu ki cevabı.
Aşk...
"Ben sizin arkadaşınızım. Değil mi?"
NamJoon kafasını aşağı yukarı salladı. Sakin gözüküyordu. Bu sakinliği beni bile şaşırtmıştı belkide bundan cesaret alarak devam etmiştim konuşmaya.
"O zaman lütfen. Beni kimi seveceğim konusunda da zorlamayın artık. Ya da neyi yapacağım konusunda."
SeokJin'e baktığımda rengi atmış bir vaziyette artık hiçbir umudunun kalmadığını anlamışçasına yüzüme bakıyordu.
"Senin için iyi olan neyse onu isti-"
"Ben neyin iyi veya neyin kötü olduğunu ayırt edebiliyorum. Bundan sonra lütfen. Bana Hoseok konusunda karışmayın. Çünkü yaptığınız baskılar sizden uzaklaşma sebebim. Eğer ortada bir yanlış varsa. Ben bu yanlışı çekmeye hazırım."
NamJoon elini omzuma koyup güven vermek adına sıktığında tebessüm ettim.
"Pekala. Ama o çocuk seni üzerse eğer o zaman sözümüzden çıkmayacaksın."
Kıkırdanıp kafamı salladım.
"Anlaştık."
Sen asla kendi isteğin doğrultusunda beni üzmezdin. Eminim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
We Were Beautiful :: VHope ✔
FanfictionBizi sevmediler. Oysa biz çok güzeldik. ||02.12.2016||