Harika giden ilişkimizde bir haftayı geride bıraktık. Her şey hayal ettiğimden bile güzeldi.
Çoğu zaman bir kedi gibi sırnaşıyor çoğunlukla elini tutmadığımda sanki elimi kapıp gidecekmiş gibi tutuyordun. Bu durumda sahiplenici taraf olacağımı sanırken sen bana bakanlara sinirle çekinmeden laflar bile edebiliyordun.
Normalde sessiz sakin birisi olmana rağmen topluluk içinde sahiplenici duyguların kabarıyor olmalıydı ve bu her zaman kahkaha atmama sebep oluyordu. Sahiplenilmek harika bir histi. Tabi bunun yanında seni üzen bir şeylerin varlığı ne olduğunu anlayamasam bile beni de üzüyordu.
Arkadaşlarımın yanındayken geriliyor,sessizleşiyor ve sadece elimi tutup sohbetimize girmiyordun. Onların sana bir şeyler dediğini düşünsem de arkadaşım dediğim insanların bu denli alçalacağını ummuyordum.
Ama yanılmışım.
Seni masada onlarla yalnız bıraktığım bir anda daha belki birkaç saniye geçmeden Jimin konuşmaya başlamıştı.
"Birlikte olabilirsiniz. Ama yakışmıyorsunuz."
SeokJin,Namjoon ile mutlu bir ilişkiye adım atmış olsa bile sana karşı içinde biriktirdiği nefreti resmen püskürüyor ve Namjoon onu susturmak yerine olayı daha da alevlendiriyordu.
Sen ise sessizce masadaki peçetelik ile oynuyordun. Seni sıkıştırıyorlar,aşağılıyorlar hatta ilişkimize laflar ediyorlardı ama sen sadece konu ilişkimiz olunca konuşuyordun. Kendini değilde sevgimizi savunman seni yeniden daha çok sevmeme sebep olmuştu.
Sinir katsayım artarken daha gitmeden saklandığım yerden çıkıp masaya ilerlemeye başlamıştım. Beni farkedip sustuklarında yanındaki sandalyeyi çekip oturmamla dolan gözlerini kırpıştırıp geniş bir gülümsemenin ardından elimi kavradın.
Şimdi daha iyi anlıyordum. Sessizliğini,çekingenliğini ve üzüntünü. Bana söylemeliydin. Neden benden saklıyordun ki sana edilen lafları.
"Neden sustunuz. Devam etseydiniz. İlişkime,sevdiğim kişiye laf etmeye. Huh?"
Jimin'in kıkırtısı kulaklarıma ulaşınca gerginliğim daha da artmıştı.
"Ne saçmalıyorsun Taehyung?"
Namjoon'un sesi kulaklarıma doldu ardından. Hoseok elimi daha sıkı tutarken sessizliğini koruyordu.
"Duydum diyorum. Sen Seokjin. Namjoon ile mutlu olmana rağmen ilişkime laf ne hakla lafla edersin. Ya da sen Namjoon."
Sinirle daha çok geriliyordum. Elimde değildi ki. Seni yalnız bırakmamı fırsat biliyor ve seni kötü duruma sokuyorlardı. Tanrım bu nasıl bir vicdansızlıktı?!
Yoongi camdan dışarıya bakarken sonunda sessizliğini bozdu.
"Bu ilk sefer değil. Sen ne zaman yemek almaya ya da lavaboya gitsen aynısını yapıyorlar. Onun direncini kırmaya çalışıyorlar."
Jimin kaşlarını çatmış Yoongi'ye bakarken konuştu.
"Sen kimin tarafındasın?!"
Yoongi'yi ise ilk kez bu kadar sinirli gördüğüme yemin edebilirdim. Sessiz,sakin ve kendi halinde birisi olmasına rağmen bu olanlar ona da dokunmuş olmalıydı.
"Tabiki Hoseok'un yanındayım. Size ne zararı var?! Saçma ve çocuksu tavırlarınız beni bile bıktırdı. Sessizce oturması bile batıyor size. Siz kafayı yemişsiniz.!"
Jimin sandalyesini fırlatırcasına geriye itip kalktı ve yumruklarını sıkarak bulunduğumuz alandan uzaklaştı.
Namjoon ve SeokJin'de ayağa kalkıp gittiğinde teşekkür için Yoongi'ye bakıp dudaklarımı araladığımda kıkırdandı.
"Boşver. Siz yakışıyorsunuz ve sizin birlikteliğiniz,mutluluğunuz beni de sevindiriyor. Onları boşverin."
Diğer bölüm : Final...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
We Were Beautiful :: VHope ✔
FanfictionBizi sevmediler. Oysa biz çok güzeldik. ||02.12.2016||