"Kollarını biraz gevşek bırak,aynen öyle"
Yanına gelip arkana geçiyorum ve kollarına nasıl bir şekil vereceğini gösteriyorum.
"Tam olarak böyle"
Kulağına doğru fısıldadığımda yutkunup kollarım arasından kurtulmak için birkaç adım attın. Yanakların pembeleşmişti. Anlaşılan bu çokta yakın olmasada bulunduğumuz belli belirsiz temas seni etkilemişti.
Yarım saattir sana voleybolu nasıl oynayacağını anlatıyordum.
Çabuk kavrıyor olsanda gücünü ayarlamadığın için top ya fileye takılıyor ya da fazla ileriye gidiyordu."Bacaklarını çok az kır"
Elimi dizinin arkasına koyup pozisyonunu oturttum. Şort giydiğin için elim çıplak tenine değmişti haliyle ve şuan yaptığımız antremanlar beynimde farklı taraflara gidiyordu.
Spor salonu sıcak bile olsa seni hiçbir zaman şort giyerken görmemiştim. Ve bacakların kesinlikle omuzlarıma harika yakışırdı. İnce ve hafif kaslı... Bana göre bir kıza oranla daha güzel.
Parmaklarımı tüy hafifliğinde gezdirip en nihayetinde ulaşacağım mevkiiye varan en güzel yoldu bacakların.
"Bu kadar yeter mi?"
Düşüncelerimden sıyrılıp parmaklarımı fileyi sardıktan sonra soluklanırken konuştum. Çabuk kavrıyor olsan bile yorucuydu.
"Evet. Zaten birazdan ders biter."
Köşeye gidip havlunu ve su şişeni alıp yanıma geldin. Beden derslerimiz ortak olduğu için iki ders boyunca voleybol çalışmıştık.
Tribünde oturan Jimin ve SeokJin ise iki ders boyunca bizi izleyip aralarında bir şeyler konuşmuşlardı ki bana göre konuştukları şey hiç iç açıcı konular değildi,bakışlarından anlaşıldığı üzere. Tabi bunu umursadığımda söylenemezdi.
"Ben soyunma odasına gideceğim geliyor musun?"
Gülümseyerek sorduğun soruyu gülümseyerek cevapladım.
"Evet."
Ders başladıktan birkaç dakika sonra gelmiştin. Anlaşılan hala çoğunluk içerisinde giyinmeyi istemiyordun. Bunu anlıyordum. Kolay aşılmıyordu bazı şeyler.
Bazıları,yanında ben olsam bile sana laf atmaktan geri durmuyordu. Sen ise kafanı eğiyordun. Benim yanımdayken laf yiyor olmak seni üzüyor olmalıydı.
Birlikte soyunma odasına girdiğimizde elindeki havluyu ve şişeyi oturma yerine koydun.
Dolabına doğru ilerlerken şortunun cebinden anahtarını çıkartıp konuşmuştun.
"Ben lavaboda giyinip sınıfa çıkarım."
Daha ders bitmediği için kimse gelmemişti. Yani sadece ikimiz varken neden burada giyinmiyordun ki?
"Burada giyin Hoseok. Kimse yok."
Tereddütle kıpırdanıp duvarda asılı bulunan saate bir bakış attın. Rahat rahat giyinebileceğin bir süre zarfı vardı. Elindeki poşedi siyah düz oturma yerine koyup kafanı salladın.
"Hem birisi gelirse ben bir şekilde buraya gelmemesi için oyalarım."
Güven verici bir gülümseme sunduğumda poşetteki özenle katladığın kıyafetleri çıkartıp poşetin yanına koydun.
Dolaplara yaslanmış seni izliyordum. Açıkçası benimde üstümü değiştirmem gerekirdi ama bunu sen giyindikten sonra yapmayı tercih etmiştim. Senin ilk kez vücudunun büyük bir çoğunluğunu çıplak göreceğim bu fırsatı kaçırmak istemiyordum.
Yüzüme bakıp rahatsız olmuşçasına konuştun.
"Bakma öyle"
Biraz mızmız ve biraz utangaç bir tonu vardı sesinin ve gülümseyip kafamı eğdim.
Dolabım ön taraftaydı. Ortadaki dolaplar ile ön ve arka olarak ayrılmış odada dolabım kapıya yakın kısımdayken seninki birkaç adım daha uzakta kalıyordu.
"Oyalanma ve giyin hadi."
Ayakkabılarını çıkartıp şortunu sıyırdığında bütün vücut işlevlerimin alt bölgeme toplandığına yemin edebilirdim.
Lacivert boxerının çevreleyip sardığı sıkı kalçalarına hayranlıkla bakarken boğazını temizleyip sanki dikkatimi çekmeye çalışıyordun ama gözlerim öyle bir dalmıştı ki kalçalarına sanki bakışlarım tutkalla yapıştırılmıştı da çekemiyordum.
Hızla okul pantolonunu giyindiğinde kaybolan görsel şölen ile bakışlarımı yere indirdim. Aslında bakarken farketmiş olman tabiki de utandırmamıştı. Bana kalsa gün boyu oturur seyrederdim de.
Bu zamana dek vücudunu inceleyipte bel altı şeyler düşünmemiştim. Ama gördüğüm görüntü ister istemez düşüncelerimi o tarafa çekmişti.
Bu sefer üstündekini çıkarttığında atlet olmadığı için çıplak göğsünü göz zevkime sunmuştun. Açıkçası çok zayıf olmasan bile çelimsiz tabirini rahatlıkla etiketleyebileceğimiz bir görüntüye sahipti üst kısmın.
Okul formasını da giyindiğinde eşorfmanlarını katlayıp dolabına koymuş ve anahtarını cebine atıp ayakkabılarını giyinirken konuşmuştun.
"İstersen sende giyin artık ben beklerim."
Onaylayıp dolabıma ilerlerken gülümsememe engel olamıyordum. Elbette bir erkek olarak kirli hayaller kurmam olağan dışı olmazdı. Ama şuan o kirli hayallerin çok uzandığında olan bir hayal doldurmuştu düşüncelerimi.
Sana sıkıca sarılmak...
Çelimsizliğini ve güzelliğini bedenim arkasına saklamak... Seni gözlerden uzak tutmak.
Seni sadece kendime saklamak isterim Jung Hoseok.
İzin verir misin? Sana bir arkadaştan farklı yaklaşsam izin verir misin acaba...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
We Were Beautiful :: VHope ✔
FanficBizi sevmediler. Oysa biz çok güzeldik. ||02.12.2016||