Bir haftasonu daha geldiğinde hem hava koşullarından hemde başlayacak olan yazılılardan dolayı kitaplarım ile sizin evinize gelmiş ve ders çalışmaya başlamıştık.
Birbirimize konunun bildiğimiz yanlarını anlatıyor. Birinin bilmediği yeri diğeri biliyorsa o bilgiden faydalanıyorduk.
Sınavlar ortaktı. Bu yüzden çalışmamız kolayca bir düzene oturmuştu ve hız kazanmıştık.
"Acıktım."
2 saatlik çalışma sonunda bıkkın ses tonun kulaklarıma ulaşınca kafamı kaldırıp tebessüm ettim. Karnını ovuştururken dudaklarını büzmüştün.
"Annem ne yemek yaptı acaba ben gidip bakayım."
Kafamı salladığımda ayaklanıp ağır adımlarla -o kadar süre oturmak bacaklarını uyuşturmuş olmalıydı- ilerleyip aşağı kata inen merdivenlere ulaştın ve gözden kayboldun.
Seninle ders çalışmanın bile ayrı bir zevki vardı. Bazen konu ile alakalı kısaltmalar,akılda kalıcı kalsın diye hikayeler ve bazen esprilerle şu sıkıcı ortamı canlı tutuyordun. Açıkçası 2 saat ders çalışmaya dayanamayacağımı sanmıştım. Oysa öyle çabuk geçmişti ki zaman farketmemiştim bile.
Merdivenlerde yankılanan ayak sesleri ile kafamı oraya çevirdiğimde elindeki tepsiyle masaya geliyordun.
Kitapları kapatıp kenara koyduğumda yer açmak için tepsiyi masaya bırakıp yemek dolu tabakları masaya yerleştirdin.
"Harika gözüküyor!"
Dudaklarını yalayarak söylediğin cümle kahkaha atmama sebep olduğunda yüzüme bakıp gülümsedin.
"Öyle ama gerçekten çok açım."
Sana hak veriyordum. Açlığımı farketmemiş olsam bile çalışma süresince,gerçekten fazlasıyla acıkmıştım.
Çubuklarla yemeği karıştırıp yemeye başlayana kadar seni seyredip ardından bende aynı işlemleri yaptım ve sıcak yemeği yemeye başladım.Annen gerçekten yetenekliydi. Çünkü benim annem bazı yemekler konusunda tam bir fiyaskoydu. Et barındıran yemekler gibi...
Et yanıyor ve maalesef çöpe gidiyordu çoğunlukla. Aslında bunun sebebi yıllar geçse bile sevmediği yemek yapma olayıydı bana göre ama ne olursa olsun bazen baharatları fazla atsada,bazen yemeği yaksada harika yaptığı yemekler de vardı. Bir şeyi çok yapmak o konuda yetenek ve alışkanlık kazanmamıza sebep oluyordu sonuçta.
Aslında annenden bana yemek yapmayı öğretmesini isteyebilirdim. Bu sayede annemi bu sevmediği konuda yormaz ve bende zevkle yapıp vakit geçirebileceğim bir etkinlik öğrenmiş olurdum. Hem yararlı hem de eğlenceli bir uğraş olurdu.
"Alın bakalım tatlılarınızı."
Bayan Jung'un sesi ile kafamı kaldırıp tebessüm ettim ve düşüncelerimi dile getirdim.
"Harika yemek yapıyorsunuz. Eğer sizi yormayacaksa bana da yemek yapmayı öğretebilir misiniz?"
Genç ve güzel kadın sana bakıp ardından bana çevirdi ve sıcak bir gülümseme ile yanıma gelip saçlarımı okşadığında yüzümde oluşan tebessüm genişledi.
"Tabiki. Yazılılarınız bitince ikinize de ders verebilirim bu konuda."
Bir teşekkür mırıldanıp önümdeki tatlıya baktım. Zaten Bayan Jung'ta yemek tabaklarını alıp uzaklaşmıştı.
"Bu fikir de nereden çıktı?"
Sesini işitince kafamı tekrar kaldırıp merakla yüzüme bakan gözlerine baktım.
"Galiba annem bu konularda iyi sayılmaz. Yardım amaçlı."
Kıkırdandığımda eşlik edip tatlı kaşığını eline aldın.
Tatlı yerken oluşan sessizlik tatlı faslı bittikten sonra tabakları götürüp gelmenden sonra bölündü.
"Biraz film mi izlesek ders sıktı?"
Sorduğun soru 'hayır' diyemeyeceğim nitelikteydi ve cevap olarak kafamı aşağı yukarı salladığımda ellerini birbirine kenetleyip tebessüm ettin.
Küçük bir çocuk gibi sevinirken yüzümdeki gülümseme ile önerdiğin filmleri kısaca anlatışını ve merak uyandıranları söylüyordum.
Seninle aynı evde kalsaydık en sevmediğim aktiviteyi bile yapabilirdim galiba.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
We Were Beautiful :: VHope ✔
Fiksi PenggemarBizi sevmediler. Oysa biz çok güzeldik. ||02.12.2016||