" Baba !! Jihuang bana vuyuyoy !"
minik ikizler ,jihuang ve jiwu'nun, yatağa atlamasıyla Tao ve Kris uyandı.
Tao gülüp neşeli bir şekilde uyandı ve jiwu'yu kucağına aldı.
"yah kavga etmek yok. Bunu çok önceden de konuşmuştuk "
" Banane yah ! vuyuyoy ! vuymasın diyoyum vuymasın ! Baba sen de uyan aytık ! "
kris dayanamayıp gözlerini açtı ve bir çocuk edasıyla mızmızlandı. Ah ama daha saat sekizdi ! tavuk gibi erken uyanıyorz diye düşünmesi çok doğaldı belki de ?
" Bugün izinliyim ne olur biraz daha uyusam ha ? az bir şey ? "
kris yavru köpek bakışları atarken tao ve ikizler çoktan yataktan kalkmıştı. Tao kris'e cevap verdi.
" Madem izinlisin dışarda kahvaltı edelim ! Bak izin günün çok güzel geçecek. Benim sayemde. Ah ben olmak.. "
kris ile aralarında ufak bir çekişme geçmişti. Kris her ne kadar yataktan kalmak istemesede kazanan her zamanki gibi Tao olmuştu. Kris ise kendini arabada bulmuştu.
" Baba çok güsey oyacak. Sonunda evden çıkabiyeceyis !"
kris dayanamayıp ikizlere güldü ve arabayı sürmeye başladı. Yol boyunca susmamışlardı.. ne beklenirdi ki ?
" Baba bana pembe kutup ayısı ayıy mısın ? "
" Ah onlar beyaz oluyor oğlum "
" Hayıy bana pembe ayın "
..
" Baba siyah pamuk şekey istiyoyum "
" Ama kahvaltıya gidiyoruz ve psiyah pamuk şeker olacağını sanmıyorum. "
" yah ! "
..
" Baba bu kadar güsel biy gökyüsü altında neden hep kötü insanyay yaşıyoy ? "
ve kris bu sefer cevap veremedi...
**
aradan 1 saat geçmişken gidecekleri yere vardılar ve arabayı otoparka park ettiler. Otoparktan karşıye geçmeleri gerekiyordu. Jiwu uslu bir şekilde taonun yanında yürüsede Jihuang aniden koşmaya başlamıştı.
Kris gelen arabayı görünce panikle arkasından koştu. Jihuang'ı kucağına alıp kenara itti hemen. Fakat kendisini arbanın karşısında buldu.
ve duyulan son ses Tao'nun korku dolu bağırışı oldu..
**********************
Tao korku ile gözlerini açtı. Tavanı görmesimile birlikte hemen yatakta doğruldu ve derin nefesler aldı. Etrafa baktığında karanlıktı. Işığı açtığında fark ettiki.. burası eski hastane odasıydı. Odayı fark etmesiyle daha hızlı nefesler almaya çalıştı.
" K-kris.."
Kapının açılmasıyla Tao umutla bakışlarının kapıya çevirdi. Ama gelen kris değildi...
" B-bay park.. sizin ne işiniz ve burada ?"
bay park şaşkınlıkla 3 saniye boyunca Tao'ya baktı. Ardından yanına gitti.
"Acaba ilaçların yan etkisi mi bu ?"
Bay park tao'nun ateşini kontrol ederken Tao aorusunu yeniledi.
" B-bay park.. ne işiniz var burada ? "
" Tao ben senin doktorunum. Nasıl bir soru soruyorsun ? Kabus görmüş olmalısın.. Uyandın Tao. Rüyaydı. "
Rüya..
söylediği cümleler Tao'nun beyninde yank yaparken gözleri doldu. Her şey bir rüyadan ibaret olamazdı !
"K-kris.. o nerede ? Kris nerede ? "
" Bay wu mu ? Tao, onun görevi bitti. Ben sadece bir aylığına gitmiştim. Ve dün döndüm. Hatırlamıyor musun ? Bay wu şimdi odasında. Birazdan havalimanına gidecek. "
Tao duyduğu cümle ile hemen ayaklandı. Bay park arkasından seslense de umursamayıp hızlı adımlarla alt kata indi.
Krisin kapısının önünde durdu ve yazıyı okudu..
Prof. Dr. Kris WU..
gitmiş olamazdı.. Hayır gidemezdi. Tao her şeyin bir rüya olduğuna ihtimal bile vermiyordu. Her şey bir eşek şakası olmalıydı ?!
Tao zaman kaybetmeden içeri daldı.
kris tam kitaplıktaki kitabı alacakken kapının açılmasıyla panikle elindeki kitabı yere düşürdü.
" T-tao korktum. Bir sorun mu var ? ağrın mı var ? Bay park gelmişti. Onu mu bulamadın ?"
" Kris ne diyorsun sen ?! B-biz Amerika'ya gittik. B ben seni seviyordum. G-gidemezsin !"
kris duydukları ile şaşırdı. Bunların hiçbiri yaşanmamıştı halbuki. Sadece bir süre doktorluğunu yapmıştı. Taoyu koltuğa oturtup karşısına oturdu
" Bana ne rüya gördüğünü anlat Tao.."
"Rüya olamaz ! "
tao'nun aniden bağırmasıyla kris hemen tekrar konuştu.
" Y-yani olanları anlat "
" Bay park gittiğinde sen benimle oldun. Ben sana aşık oldum. H-hatta arkandan amerikaya gittim. O-orada ilk defa birlikte olduk. K-kris rüya olamaz. "
" Tao . bazır rüyalar gerçek gibidir ve sen bir rüya gördün. Kalmak isterdim.. ama uçağım kaçmadan gitsem iyi olur. "
kris ayağa kalkıp çantasını aldı. Kapıya yönelecekken Tao ayaşa kalktı.
"Gidemezsin.. Kris ! gitme. Bu şekilde gitme. B-Ben seni seviyorum. G-gitme "
içeri bay park girip taoyu tuttu.
" Tao , sadece kristen etkilendin ve rüya gördün. Şimdi Bay Wu'yu rahat bırak. Odana gidelim "
Tao çırpındı. Ağladı. Ve gitme diye haykırdı. Ama kris çoktan gitmişti...
Bay park zor da olsa Tao'yu odasına getirdi. Direk bir sakinleştiriciiğne yaptı. Tao her ne kadar istemesede uykuya teslim oldu.
Kabullenemiyordu.. Her şey rüyaydı. İkizler , Kris ile olan aşkı.. Hepsi sadece rüyaydı. Ve bu insanı delirtecek derecede mahvediyordu.
Tao uyuduğunda Bay park elindeki raporlara bakıp derin bir nefes aldı. Bu rüyaları uzun zamandır görüyordu. Çünkü bir " Şizofreni " Hasatasıydı. Kris'ten etkilenmişti. Bazen rüyasında konuşuyordu. Ama tüm olanlar yalnızca hastalığı yüzündendi.
Artık çiçek bahçesinde solmayan hiçbir çiçek kalmamıştı. Çiçeği olmayan bir çiçek bahçesi olabilir miydi ? Hayır..
artıık çiçek bahçesini çiçeği ve gökyüzünün bulutu yoktu.
Selam.. final geldi sonunda. Umarım değmiştir. Yazmaya devam edemedim. Çünkü herkes " sıktı artık " diyordu. Moralimi bu laf bozarken uzatmak istemedim.. diğer ficleri bile yazmakta kararsızım. Bana akıl verirseniz fena olmaz.. yorumlarda bekliyor olacağım.
Klişe olacak ama teşekkür etmem gerek değil mi? Size! Oy verip yorum yapan sizlere çok teşekkür ederim. Başka ficlerde de görüşelim! Ah beni yalnız bırakmayın.Unutulmamak dileği ile.
-miraystars
.
.
.
.
❤❤😻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Doctor - TaoRis -
Fiksi PenggemarTao kalp hastaydı.. her şeye alışmıştı. Her gün gittiği doktor bay park'ı da seviyordu. Bay park sayesinde durumu günden güne iyiye gidiyordu. Tao da memnundu. Tabii bay park'ın gideceğini öğrenene dek... bay park yeni doktorunun da en az kendisi ka...