- Sen nerden duydun bunları Görkem ?- Dinlemiyor musun beni oğlum, Tuğçe söyledi dedim ya. Tuğçe ile Elif konuşurken Elif anlatmış ona.
- Elif'in cevabı neymiş peki ?
- Elif, Bilal'e sıcak bakıyormuş. Tuğçe'ye, ''Madem evlilik hayatımızın geri kalanını ve yine hatta evlilik ölümden sonra ki hayatımızı dahi etkileyecek bir şey, öyleyse o evlilik Allah için olmalı. Peygamberimiz (s.a.v.);
"4 şey için evlenilir;
Malı için, asaleti-soyu için, güzelliği için ve dini için. Sen dindar olanı tercih et, mesut olursun." diyor. Öyleyse benimde dini boyutuna bakmam gerek." demiş ve o yüzden Bilal'i onaylamış
- Tamam Görkem, yarın konuşalım olur mu ?
- Olur kardeşim. Allah'a emanet ol.
- Sende.
Telefonu kapattıktan sonra gözlerimden yaşlar aktı. Haklıydı Elif. Ona onun gibi biri yakışırdı. Ama bunu kaldıramam. Evet kaldıramam. Bakmaya kıyamadığım sevdiğime, başkasının bakmasına dayanamam. Benim bataklığımda açan bir güldü Elif, başkasının onu benim hayatımdan koparmasına dayanamam. Ne gelir ki elimden ? Daha onu sevdiğimi bile bilmiyor. Bilse ne değişecek ki sanki ? Meyhaneler de sabahlayan bir baba ile mi gideceğiz istemeye ?
- Alo Görkem ?
- Efendim Özkan.
- Bu çocuğun nerde oturduğunu, nerde okuduğunu öğrenebilir misin ?
- Saçmalama oğlum, çocuğu mu döveceksin ?
- Boşver sen öğren yeter.
- Tamam bekle.
Çocuğu takibe almayı düşünüyordum. İlk yanlışın da bir daha yanlış yapmamayı ona öğretecektim. Onun dindar biri olmadığını da hissediyordum. Bu esnada Görkem aradı.
- "Bugün Elif'lerin evine gidecekmiş. Ama dikkat et eve girme. Haneyi tecavüz olur." dedi Görkem.
- "Tamam hadi görüşürüz." dedim ve telefonu kapattım.
Kapatır kapatmaz hemen evlerinin önüne gittim. Bilal denen çocuğun gelmesini bekliyordum. Nedense onunla ilgili pek iyi şeyler hissedemiyordum, her ne kadar dindar biri diye duysamda. Bakalım neyin nesiymiş bu çocuk derken Bmw x6 onların kapısının önüne yaklaştı. 1.90 boylarında, 90 kiloya yakın, saçları uzun, sarı saçlı, takım elbise giyen, elinde de bir demet papatya olan, iri biri indi arabadan. Neden onca çiçek çeşidi içinden papatyaydı ki ? Elif'in en sevdiği çiçek papatya olmalıydı tahminimce.. Sonra,
- "Eğer Bilal buysa 10-0 geriden başlıyorum." dedim içimden. Bilal içeri girdi. Buz gibi havada titreye titreye bekliyordum. Ne yapıyorum diye düşündüm bu bekleyişte. Kulağımdaki kulaklıktan gelen Canfeza sözleri düşüncelerime farklı boyut kazandırıyordu. Diyor ya Canfeza;
"Sorarsa biri önünü kesenlerin, Tanımıyoruz ne sen beni, ne ben seni. Hiç olmadık ne ben senin, ne sen benim. Açıkcası; ne sen ben, ne ben senim.''
Haklıydı Canfeza. Hiç olmadık ne ben senin, ne sen benim. Ama olsaydık çok güzel olurduk be. Senin yanına inan çok yakışırdım. Sen benimle güzelleşirdin, gerçi sen bensizde güzelsin ama, her neyse.
Ve işte dışarı çıktı. Elif'te yolcu etmek için çıkmıştı. Elif'in elini tutmaya çalıştı. İşte dedim ne olduğu ortaya çıktı. Gerçekten dindar biri olsaydı,elini tutmaya çalışır mıydı? Bu çocuğun ruhu dindar değil. Ailesi dindar olduğu için dindar gözükmek zorunda olan biri. Elif elini çekti. Elif'e doğru yaklaşıyordu. O yaklaştıkça Elif geri gidiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şizofren Müslüman
SpiritualitéDerin bir nefes aldım. Ayaklarımın altındaki İzmir manzarası çarpıyordu gözüme. Bakışlarım yerdeydi, kaldırdım: "Beyler, ben annem ve kardeşimden sonra ilk kez bir karşı cinsi sevdim lan!"dedim. Görkem, "Gizemli konuşma oğlum noldu?"ded...