Şizofren Müslüman

Siyahlarını Beyaz Yapmaya Geldim!

Selamun aleyküm kardeşlerim! Beğendiğiniz yerlere yorum atmayı ve oy vermeyi unutmayın olur mu :) Hadi Bismillah (:

..

Bugün büyük gündü bizim için. Hüseyin yıllardır Dilan'ı seviyordu. Kavuşamadığı için her geçen gün içinde ki bu sevgi yüreğini parçalıyordu. Her zaman böyle olur zaten. İçinden söküp atamadığın her sevgi, büyür, büyür, büyür ve tüm vücudu sarar. Gece uyumak için başını yastığa koyduğunda sol yanının sızladığını hissedersin. Elinde büyük bir çaresizlik nasırı oluşmuştur.

Bazen o kadar çok özlersin ki, rüyalarda gösterir Allah sana ona bile hamd edersin.

Rüyanda sevdiğin ile beraber olduğunu görürsün. Onunla evli olduğunu, eve gelince seni kapıda karşıladığını. Sonra uyanırsın. Her uykuda olduğu gibi bu uykudan da uyanırsın. O senin değildir.

Hakan Yeşilyurt, 'Acıya Gülmek' şarkısında ne de doğru söylemiş 'Yeri gelmiş acıya da gülmüşsek.' Manidar bir şarkı. Vardır belki herkesin hayatında bu şarkının anlamı gibi hikayeler.

Ama şu var ki yinede, seni Allah rızası için seven, ne olursa olsun seni hem bu dünyada hem de ahirette sever.

Bir saç teline kıyamadığın sevdiğin, başka bir erkekle aynı evi paylaşıyordur. Tek saç teli kırılmasın diye tüm kemiklerinin kırılmasına razı olacağın sevdiğin, başkasının çocuğunu taşıyordur. Ne diyebilirsin ki? Bırak kocanı gel mi diyeceksin? Bunu diyemezsin.

Hem mutluluk nedir ? Allah'ın hükmüne razı olmak değil midir? Evet kolay değil zor ama zor olacak ki imtihan olsun.

Aşk, iki ucu zehirli bir değnektir. Bu yüzden ortasından tutmak gerekir. Her hangi biri aşkını ortadan tuttuğunda artık uzak durmak gerekir. Çünkü başkasının ortadan tuttuğu bir aşkı sadece iki ucundan biri ile tutabilirsin. Bu tutuş seni zehirler.

Mecnun gibi çöllere düşsen de ne fark eder ki Leyla'nın Mecnun'u sen değilsen ?

Dilan Mecnun'unu bulmuştun. Hemde Mecnun'undan bir evlatları olacaktı. Ah Hüseyin... Senin istediğin kader, Allah'ın yazacağı kaderden daha güzel olamaz. Sabret canım kardeşim. Biliyorum ki bir gün, Leyla'na kavuşacaksın. Hem belki de o gün, bugündür...

- "Hazır mısın süslüman Hüseyin?" dedim aynada kendisini süsleyen kardeşime dönerek. Hiçbir ses vermeden yanıma geldi Hüseyin. Salonda ki diğer koltuğa oturdu.

- "Kalbimde başka biri varken, hayatıma birini sokmak ne kadar doğru Özkan? Bir gönül de iki sevda olur mu? Elif başka biriyle evlenseydi, sen hayatına birini sokar mıydın?"

Sorunun ağırlığı karşısında güçsüzleşiyor insan.

- "Bak canım kardeşim." diyerek başladım cümlelerime.

- "Bizim isteyeceğimiz kader, Allah'ın bize yazacağı kaderden daha güzel olmaz. Elif benim şifammış ki Şafi olan Rabbim nasip etti. Dilan senin Şifan değilmiş ki sana nasip etmedi. Biz ondan gelene boyun eğmez miyiz ? Eğeriz değil mi? Öyleyse artık nasibimizi aramak zorundayız. Belki çok seveceksin nereden biliyorsun ? Belki onu ilk gördüğün an tüm acılarını unutacaksın? Helalin olmayan birine aşık olmak, seni helak eder. Hem bir tanı. Görelim mevlam neyler.." dedim.

Buluşacağımız kaffeye gittik. Hüseyin içeri girerken birden dışarı çıktı. Ne olduğunu sorduğumda ise:

- "Garip bir heyecan yaşıyorum. Bana bir şeyler oldu." dedi.

- "Hadi, hadi gir içeri." dedik.

Hüseyin'in garipliğini anlayabiliyordum. Hayatında hiçbir kadın olmamıştı ki. Bir Dilan olmuştu, oda olmamıştı.