Baekhyun bu dünyada görebileceğiniz en mükemmel,en sevimli ve en yardımsever arkadaştı.Sizi üzgün olduğunuzda neşelendirir.Mutlu olduğunuzda ise daha çok mutlu ederdi.Çoğu kişi onun cennetten kaçan asi bir melek olduğunu düşünürdü.Ve Kyungsoo'da aynı fikirdeydi.Çünkü Baekhyun Kyungsoo'nun her anındaydı.
O ağladığında yanında ondan daha çok ağlayan bir Baekhyun vardı.
O güldüğünde yanında ondan daha çok gülen bir Baekhyun vardı.
Ve o hasta olduğunda onunla birlikte hasta olup yinede ona bakan bir Baekhyun vardı.
Her anı onunla doluydu.Her saniye onu görüyordu.Ve istemsiz olarak her saniye onu hissediyordu.Yinede o her anını dolduran insanın kendisi yüzünden acı çektiğini göremiyordu.
Baekhyun'la Kyungsoo üniversitenin ikinci senesinde tanışmışlardı.Fakat Baekhyun Kyungsoo'yu üniversiteye başladığı ilk gün görmüştü.Her zaman gerçek aşkını beklemiş olan ve her zaman filmlerdeki gibi bir karşılaşma yaşayacağını düşünen Baekhyun'un üniversiteye başladığı ilk gün hayalleri gerçekleşmişti.
Onu ilk kez yağmurlu bir günde tanımıştı.Her şey hayallerindeki gibiydi.Kampüste tek başına şemsiyesiyle ilerlerken şemsiyesinin altında aniden o belirmişti.Ona gülümsüyor ve bir şeyler söylüyordu.Fakat Baekhyun söylediği hiçbir şeyi anlayamıyordu.Sadece karşısındaki kocaman gözlere ve kalp şeklindeki dudaklara bakıyordu.Baekhyun o anda onun hayatının büyük bir bölümünü oluşturacağını anlamıştı.Bunu iliklerine kadar hissetmişti.Ve büyük gözlü,kalp dudaklı çocuk geldiği gibi çabucak şemsiyesinin altından kaybolmuştu.
Sonra onunla aynı bölümde okuduğunu öğrenmişti.Onu her gördüğünde hızlanan kalbine ve karnında uçuşmaya başlayan kelebeklere engel olamıyordu.Her derse onun için geliyor,her etkinliğe onun için katılıyordu.Ve onu uzaktan deli gibi seviyordu.Asla olmayacağını bile bile onu istiyordu.
Sonra aniden Baekhyun için umut kıvılcımları belirmişti.Çünkü Kyungsoo'nun dans bölümünden Zhang Yixing adında bir erkekle çıktığı haberi bölüme bomba gibi düşmüştü.Herkes onlar hakkında konuşuyor ve her dedikodu Baekhyun'un daha da canını yakmaktan başka bir işe yaramıyordu.Umutla bir gün onu fark edeceği günü bekliyordu.Ve her gün Tanrı'ya Kyungsoo'nun o çocuktan ayrılması için dua ediyordu.Onun bu duaları ise yanıtsız kalmamıştı.Çünkü Tanrı Baekhyun'u gerçekten seviyordu.Yixing'le Kyungsoo oldukça olaylı bir şekilde ayrılmışlardı.Birbirlerine bahçenin ortasında onca insanın önünde hakaret ederek ve ellerine ne geçerse birbirlerine fırlatarak...O günden sonra,o ayrılıktan sonra Kyungsoo okulun gözdesi olmuştu.Herkes onun seksiliğinden ve mükemmeliğinden bahsediyordu.Ve Baekhyun buna dayanamıyordu.İlk yılları böyle bitmişti.
Baekhyun bir yılı deli gibi aşık.
Kyungsoo ise bir yılı deli gibi bıkmış bir şekilde geçirmişti.
İkinci yıllarında Baekhyun kararlıydı.Ne olursa olsun onunla konuşacak ve ona deli gibi aşık olduğunu söyleyecekti.Hatta bunun için bir plan bile yapmıştı.Onunla proje partneri olmak için hocaya yalvarmış ve sonunda başarmıştıda.Arkadaşlıklarıda bu ödev sayesinde başlamıştı.Fakat hiçbir şey Baekhyun'un planladığı gibi gitmemişti.Onunla sadece bir haftada arkadaş olmuş ve onunla konuştukça ona daha da aşık olmuştu.Fakat ne zaman açılmaya kalksa Kyungsoo başka birinden söz etmeye başlıyordu.Ne zaman ona açılmaya kalksa hayatına başka biri girmiş oluyordu.Baekhyun bazen delireceğini hissediyordu.Yüzüne karşı seni seviyorum diye haykırmak ve onu kollarının arasına alıp ömür boyu bırakmamak istiyordu.Fakat yapamayacağını biliyordu.Çünkü Kyungsoo,sevdiği adam birden en yakın arkadaşına dönüşmüştü.Bütün dertlerini sabırla dinliyor ve onunla birlikte üzülüyordu.Ne zaman ihtiyacı olsa yanında oluyor ve ona bütün benliğiyle yardım ediyordu.
İlk öpüştüğü kişiyi biliyordu.
İlk seviştiği kişiyide.
Ve aslında en başından beri bütün bunların kendisi olmasını diliyordu.
Sonra Baekhyun bütün bunlara alıştı.Onu sevmeye alıştı.Onun dertlerini dinlemeye ve sevgililerni anlatmasına alıştı.İçindeki kıskançlık ve sevgi günden güne büyürken onun en yakın arkadaşı olmaya alıştı.Baekhyun Kyungsoo için sadece en yakın arkadaştı.Bunu kabullendi.Bunu kabullendi ve hayatı daha yaşanır hale gelmeye başladı.
Her şeyi Kyungsoo'yla birlikte yapmaya başladılar..Her yere birlikte gitmeye,ve her dakikalarını birlikte geçirmeye başladılar.Hatta bir kere öpüştüler bile.Kazada olsa bu Baekhyun için en unutulmaz andı.
Kyungsoo Baekhyun'un ilk öpücüğünü çaldı.
Kyungsoo Baekhyun'un kalbini çaldı.
Kyungsoo Baekhyun'un bütün ilklerini çaldı.
Ve Kyungsoo hayatını bu kadar ele geçirirken Baekhyun sadece sustu.
Çünkü Baekhyun aşıktı.
Çünkü Baekhyun aynı zamanda en iyi arkadaştı.
...
Ne kadar yaralayıcı olacağımı bilmiyordum.Ya da onu yaralayacak mıydım onu bile bilmiyordum.Fakat son 1 saattir eve doğru yürürken düşünmeme engel olamıyordum.Bir nedeni olmalıydı.Hiçbir şekilde özel hayatının basında yer almamasının mutlaka bir nedeni olmalıydı.Her gece lanet bir otobüsle şehir turu yapmasının mutlaka bir nedeni olmalıydı.Ve benim görevim ise bu nedenleri bir bir ortaya çıkarmaktı.Ailesi var mı yok mu o bile bilinmiyordu.Ve eğer Tanrı yardım edipte ona yaklaşmayı başarırsam öğreneceğim şeyler beni korkutuyordu.Öğreneceğim şeyleri kullanmak istememem beni korkutuyordu.
"Ben geldim.."Sesimdeki yorgun tondan hoşlanmamıştım.Hiçbir zaman kendimle baş başa kalmak ve düşünmek bana iyi gelmemişti.Ve yaptığım bir saatlik yürüyüşün ilk on dakikasında şeytani planlar yaparken son 45 dakikasında içimdeki meleğin devreye girmesi hiç ama hiç iyi olmamıştı.
"Dostum meraktan çıldırıyordum.Seni aramamak için kendimle ne kadar mücadele ettim haberin var mı?Nerede kaldın?"
"Sadece yürüdüm."Baekhyun'un otobüse binerken kafama geçirdiği beresini çıkarıp ona fırlatırken onu havada yakaladı ve gülerek kafasına geçirdi.
"Berbat ettin.Değil mi?"Baekhyun yüzündeki gülümsemeyi bozmadan mutfağa girerken onu takip ettim ve derin bir nefes aldım.Berbat etmemiştim.Berbat edebileceğim o kadar çok olay olmasına rağmen berbat etmemiştim.Bu benim şansım mıydı?Yoksa şanssızlığım mıydı,bilmiyordum.Fakat ilk karşılaşmada dikkatini çekmemin oldukça anormal olduğunu biliyordum.
"Yemek mi hazırlıyorsun?"Onun hakkında şuanda konuşmak istemiyordum.Kafam çok karışıktı.Bir yandan onun bütün yapacaklarımızı hak ettiğini düşünürken bir yandan da bütün bunların bir nedeni olduğunu biliyordum.Fakat yinede bunu yapmak zorunda olduğumu hissediyordum.
"En sevdiğin yemeği yaptım Soo.Ramen..."
"Benim en sevdiğim yemek ramen değil aptal."
"Benim yapabildiğim tek yemek olduğu için seninde en sevdiğin yemek bebeğim.O yüzden sesini çıkarma ve ye."Baekhyun'un söylediği şeylerden sonra yüzüme içten bir gülümsemenin yayılmasını engelleyemezken tencereyi masanın ortasına koydu ve yerine oturdu.
Baekhyun'la bu sık sık yaptığımız bir şeydi.Birimizin morali bozuk olduğunda gece yarısı ramen yapıp saatlerce konuşurduk.Ve en sonunda ikimizde masanın üzerine başımız düşmüş bir şekilde uyuya kalırdık.Baekhyun yanımda olduğu için her zaman kendimi şanslı hissetmiştim.Çoğu zaman benim kurtarıcım ve en büyük sırdaşım olmuştu.O benim en iyi arkadaşımdı.Ve onu asla kaybetmek istemiyordum.
"Şimdi anlat bakalım.Neler oldu?"
"Onun dikkatini çekmeyi başardım."dedim ve derin bir nefes aldım.Baekhyun'un gözleri parlamış ve bana umutla bakmaya başlamıştı.Bunun benim mesleğim olduğunu biliyordum.Yine de içimdeki anlamsız duyguyu anlayamıyordum.
"Önce tartıştık ve sonra benim adımı sordu."
"Dostum bu harika.Bunun için sevinmen gerekiyor.Neden böyle üzgünsün?"
"Bilmiyorum Baek.Yanlış yaptığımızı düşünüyorum.Bu yaptığımız çok yanlış."
"Bana bak.."Bakışlarımı boş bir şekilde ortadaki tencereye odaklamışken Baekhyun çenemi kavradı ve ona bakmamı sağladı.
"Bu bizim mesleğimiz anladın mı?Hayatta kalmak için bunu yapmak zorundayız.Onun hakkında çıkan hiçbir haber ona zarar vermeyecek Soo.Birkaç gün konuşulup sonra unutulacak.Hatta o haberler sayesinde belki dahada fazla ünlenecek.Sadece yapalım şunu ha.Belki de maaşına zam bile alabilirsin."Baekhyun son söylediği şey ile gülümsediğinde kafasına ufak bir şaplak attım ve sinirle ramen yemeğe başladım.
"Benden yüksek maaş alıyorsun diye bana hava mı atıyorsun?"
"Hayır senden daha yetenekli olduğum için sana hava atıyorum."
"Yah!Baekhyun ölmek mi istiyorsun?"Ufak bir kahkaha atıp onun saçlarını karıştırmaya başladığımda o da beni gıdıklamaya başlamış ve deli gibi gülmemi sağlamıştı.Sonunda ikimizde nefes nefese kalıp tekrar yemeğimizi yemeğe başladığımızda ise kesin olarak kararımı vermiştim.Bunu yapacaktım.Sonuçları her ne olursa olsun.