1 HAFTA SONRA
İstemiyordum.
Hayatımda kimseyi istemiyordum.Artık daha fazla yalan söylemek,daha fazla bana yalan söylendiğini duymak ve o yalanlara inanıp acı çekmek istemiyordum.İstediğim tek şey sadece birazda olsa mutlu olmaktı.İşimde başarılı biri olmak ve hayatımı onun kolları arasında huzurla geçirmekti.Fakat isteklerimin hiçbiri olmamıştı işte.Ne onun kolları arasındaydım ne de işimde başarılıydım.Daha da kötüsü işimde başarılı olmamamdan daha çok düşünmem gereken tek bir şey vardı.İşimi bırakmıştım,beş parasızdım ve bir hafta geçmiş olmasına rağmen deli gibi acı çekiyordum.
"Hey.."dedi Baekhyun benim gözlerimin dolduğunu fark ettiğinde."Bu kadar üzülmene gerek yok..Biliyorsun bağlantılarım var ve sana en kısa zamanda yeni bir iş bulacağım.."yavaşça saçlarımı karıştırdı ve dudaklarımın kenarına parmaklarıyla yukarı doğru çekerek zoraki de olsa gülümsememi sağladı.
İşte yine oluyordu.
İşte yine dibe doğru sürükleniyordum ve Baekhyun daha fazla batmamam için elinden geleni yapıyordu.Onu kaybettiğimi sandığımda bile orada olduğunu gösteriyor ve "Ben daha gitmedim,buradayım." diyordu.Baekhyun yeniden beni kurtarıyordu.
"Luhan aradı.."dedi tereddütle.Başımı yavaşça kaldırdım ve ona baktım."1 haftadır onu aramıyormuşsun..Konuşurken neredeyse delirecekti.."
"Onu aramak istemedim."dedim.Onu arayamayacağımı,ona söyleyecek bir şeyim olmadığını biliyordum.Bilmediğim tek şey ise onun yüzüne nasıl bakacağımdı.İşler sarpa sarmıştı.Ve ben hayatımı düzenleyecek gücü artık kendimde bulamıyordum.
"Kyungsoo..Biliyorum hiçbir şey yolunda gitmiyor ama lütfen kendini toparla..Onun hayatında yer alamayacağı başından belliydi ve.."
"Sorun hiçbir şeyin yolunda gitmemesi değil Baek.."dedim onun sözünü keserek."Sorun ne biliyor musun?Sorun hiçbir şey yolunda gitmezken benim aptal bir şekilde aşk acısı çekmem..Sorun nefes alamamam...Sorun onun her dokunuşunu her hareketini hatırlamam..Sorun ilk birlikteliğimi onunla yaşamış olmam..Sorun ilk onu sevmem ve hala da onu sevmeye devam etmem..Sorun ne biliyor musun Baek?Sorun benim..Sorun Jongin.."Gözlerimden bir damla yaş süzüldü ve hemen o süzülen yaşı elimin tersiyle sildim.Ağlamak istemiyordum.Artık acı çekmek istemiyordum.Jongin'in adını duymak ve onun hakkında hiçbir şey görmek istemiyordum.Fakat o her yerdeydi.Zihnimdeydi.Kalbimdeydi..Ve televizyonu açar açmaz karşıma çıkıyordu.Onu unutmam imkansızdı.Onsuz nefes almam imkansızdı.
"Kyungsoo.."
"Bir şey söylemene gerek yok..Bunları bir şey söylemen veya beni teselli etmen için söylemedim.Sadece söylemem gerekiyordu..Bir şekildede olsa içimdekileri kusmam gerekiyordu..Ve bir şekildede olsa onu bir daha göremeyeceğimi kendime itiraf etmem gerekiyordu..Baekhyun.. Onu bir daha görmek istemiyorum.Ama bir yandanda onu deli gibi özlüyorum..Çok garip değil mi?"
"Garip değil Soo..Çünkü aşıksın.Ve aşkın her ne kadar büyük olursa olsun kızgınlığın daha ağır basıyor.Ona o kadar kızgınsın ki onu görmek bile istemiyorsun.Ve ona o kadar aşıksın ki onu deli gibi özlüyorsun..Ama karar vermelisin Soo..Aşkının parlaklığına doğru mu yürüyeceksin?Yoksa kızgınlığının ateşine doğru mu?"
"Bizim aşkımız parlak değil.."dedim acı içinde."Bizim aşkımız kömür gibi..Simsiyah.Birbirimizi tüketiyoruz..Ve en önemliside birbirimiz için asla fedakarlık yapmıyoruz..Biz elimizde olan şeylerden vazgeçemiyoruz.Ve bu yüzdende birlikte olmayı hak etmiyoruz."Baekhyun gülümsedi.Bu bana kendimi iyi hissetirmek için atılmış bir gülümseme değildi.Bu gülümsemenin ardında bir şeyler vardı.Bu Baekhyun'unun yanılıyorsun gülümsemesiydi.
"Kömür madenlerinin derinliklerinde ne bulunur biliyor musun Kyungsoo?O zifiri karanlıkta..En ücra köşesinde.."Gözlerimin içine aptal bir pırıltıyla bakıyordu ve ben sorduğu sorunun yanıtını çok iyi biliyordum.
"Elmas.."dedim."Elmas bulunur."
"Doğru..Ve o elmasa ulaşmak için ilk önce oradaki kömürleri çıkarman lazım..Çünkü karanlığı tatmadan asla aydınlığa ulaşamazsın.."Anlamıştım.Ne demek istediğini çok ama çok iyi anlamıştım.Fakat o benim söylemek istediğimi anlamamıştı.Asla da anlamayacaktı.Çünkü Jongin ve ben için seçenek yoktu.Jongin karanlıktı.Ben karanlıktım.Ve bizim için aydınlık yoktu.Asla da olamazdı..
LUHAN-
"Ne biliyor musun?Siktiğimin herifi umurumda bile değil..Sadece..."Bakışlarımı koltuğumda oturan Sehun'a çevirdim ve sinirlerimi birazda olsa yatıştırmaya çalıştım.Fakat olmuyordu.Patlamak üzereydim.1 hafta boyunca Kyungsoo'ya ulaşmak için her yolu denemiş ve hiçbir şekilde ona ulaşamamıştım.Dolaylı yoldan terk edilmiştim ve beni sürekli takip eden Sehun'da bana hiç ama hiç yardımcı olmuyordu.
"Sadece seni sevmiyor ve seninle görüşmek istemiyor.."dedi cümlelerimi tamamlayarak.Sinirle ona doğru yürüdüm ve yayılmış olduğu koltuğumdan kolundan çekerek kaldırdım.
"Dışarı.."dedim."Hemen evimden defol.."Onu hangi akla hizmet evime aldığımı ve hangi akla hizmet koltuğumda yayılmasına izin verdiğimi bilmiyordum.Fakat bu kadar delirmişken onun bana böyle cümleler söylemesi hiç ama hiç yardımcı olmuyordu.
"Hayır gitmiyorum.."Onu sürüklemeye çalıştığım elimden kolunu kurtardı ve beni hızlı bir şekilde kendine çevirik ellerini kollarımın iki yanında birleştirdi.
"Bu kadar kör olmak zorunda mısın?Seni sevmiyor,seni önemsemiyor ve sen hala kendini küçük düşürerek onu aramaya devam ediyorsun..."
"O benim sevgilim..Tabiki de onu aramaya devam edeceğim.."Bağırmıştım.Kızgınlığım ona karşı olmasada ona bağırmıştım.Çünkü haklıydı.Beni sevmiyordu.Deli gibi sevmesini istesemde beni sevmiyordu.Önemsediği kişi asla ben olmayacaktım.
"O senin sevgilin falan değil..O seni çoktan terk etti...."Sehun gözlerimin içine anlamamı istermiş gibi bakıyordu.Sevilmediğimi ve önemsenmediğimi anlamamı istiyordu.Fakat bu acı veriyordu.Bu aptal şey gözlerimin dolmasını sağlıyordu.
"Tamam.."dedim basitçe ağlamak üzereyken.Kollarımı sıkıca tutan ellerini çekmemiş ve gözlerimin içine bakmaya devam etmişti.Kaşları çatılıydı ve her halinden şuanda oldukça sinirlendiği anlaşılıyordu.
"Tamam diyemezsin lanet olası...Tamam diyemezsin..Bağırmalısın.Küfretmelisin.Ama asla tamam dememelisin.."
"Ne yapmamı bekliyorsun?"dedim hızlıca kollarımı kavrayan ellerinden kurtulurken."Defalarca ağzından ne kadar acınası olduğumu duydum..Ne yapmamı bekliyorsun?Kabullendim işte..Beni sevmiyor.Beni önemsemiyor.Ve onun gözünde hiçbir şeyim...Ne yapmamı bekliyorsun Sehun?"Bana doğru birkaç adım attı ve yeniden kollarımdan kavradı.Gözlerimden çoktan yaşlar süzülmeye başlamıştı ve kendimi berbat hissediyordum.Ne yapacağımı bilmememin çaresizliği üzerime büyük bir siyah bulut gibi çökmüştü.Ve her geçen saniye beynimi daha da bulandırmaktan başka hiçbir şey yapmıyordu.
"Sen acınası değilsin.Ne kadar mükemmel olduğun konusunda bir fikrin bile yok.Her gördüğümde dudaklarına yapışmak istiyorum ve hep yanında olmak istiyorum..Sen mükemmelsin Luhan..Sen her alanda mükemmelsin.."Gözlerimin içine büyük bir hayranlıkla bakıyordu.Ve bu her ne kadar özel hissettirsede şuanda iyi hissettirmiyordu.
"Bu kadar mükemmelsem o neden beni sevmiyor Sehun?"dedim.Yavaşça ellerini kaldırdı ve yanaklarımdan süzülen yaşları silmeye başladı.
"O seni sevmiyor olabilir.."dedi.Ve bana buruk bir şekilde gülümserken ekledi."Ama ben seni çok seviyorum."
...
Yavaş adımlarla yürüdü ve sandalyesini de aynı yavaşlıkla çekerek tam karşısına oturdu.Bakışlarını karşısındaki kadından ayırmıyor ve ona büyük bir hayal kırıklığıyla bakıyordu.Kalbi hiç bu kadar sıkışmamıştı ve daha önce hiç bu kadar berbat hissetmemişti.Fakat zorundaydı.Lanet olsun ki bunu yapmak zorundaydı.
"Düşündün mü?"dedi Mi Rae bütün ihtişamıyla.Bakışlarında alay ve büyük bir kibir vardı.Emindi.O kadar emindi ki Jongin nefes alamadığını hissetti.Mi Rae o kadar emindi ki Jongin ilk defa onun bu kendinden emin tavrından nefret etti.
"Düşündüm.."dedi.Sesi fısıltı şeklinde çıkmıştı ve bütün özgüveni yerlerdeydi.Kyungsoo'yu düşünüyordu.Kendini düşünüyordu.Ve yaptığı aptalca hatayı düşünüyordu.
"Doğru kararı verdiğini ses tonundan bile anlıyorum Jongin..Her zaman bencildin.Ve her zamanda bencil olmaya devam edeceksin..Ama biliyor musun?Senin bu huyunu seviyorum."Mi Rae güldü.Ve Jongin bir kez daha ölmek istedi.Çünkü Mi Rae haklıydı.Jongin bencildi.Jongin bencil herifin tekiydi.
"Evlenelim.."dedi."İstediğin olsun..Evlenelim.."Ve Mi Rae bile ona şaşkınlıkla bakarken Jongin oturduğu yerden ayağa kalktı ve odadan çıktı.
Bir daha Kyungsoo'yu görmeyecekti.
Bir daha onu asla görmeyecekti.