LUHAN-
"Sikeyim.."Sinirle tısladım ve ondan hızlı bir şekilde uzaklaştım."O benim popomu elledi..Sikeyim.."Uzaklaştığım mesafeyi 5 saniye içinde tekrar ona saldırmak için kapattım ve etraftan bıkkın mırıltıların yükselmesine engel olamadım.Siktiğimin veleti yüzünden bir poz bile çekememiştik.Ve bu lanet olası velet şuanda karşımda sırıtmaktan başka hiçbir şey yapmıyordu.
"Bu kadar yeter.Bu çekimi yapmıyorum."Fotoğrafçı makinesini koltuğun üzerine fırlatıp çıkışa yönelirken menejerim bana öldürücü bakışlarından birini attı ve onunla peşinden dışarıya doğru yöneldi.
Her şey berbat olmuştu.Siktiğimin liselisi yüzünden bütün çekim berbat olmuştu.Ve bunun en büyük sebebi de onun rahat durmayan eliydi.Yapma dediğim her şeyi yapıyordu.Ve yap dediğim hiçbir şeyi yapmıyordu.Aynı zamanda beni gölgelemek konusundada haklıydı.Resmen bu piç yakışıklılığı ve fiziğiyle beni gölgede bırakmıştı.Bütün kızlar ağızlarının suyunu akıtarak ona bakıyor ve derin derin iç çekiyorlardı.Sinirliydim.Şuanda ölümüne sinirliydim.
"Seni pislik..Hepsi senin yüzünden..."
"Ne güzelde konuşuyorsun sen öyle?"Alayla gözlerimin içine baktı ve gülümsedi.Şuanda onu parçalamak istiyordum.Şuanda onu binbir parçaya bölüp köpek balıklarına yem etmek istiyordum.Fakat sinirli bir şekilde ona bakmaktan başka hiçbir şey yapamıyordum.
"Çekimleri berbat ettin.Her şey senin suçun..Aceminin tekisin.."
"Ben mi acemiyim?Kalçana yanlışlıkla elim çarptı diye resmen ortalığı ayağa kaldırdın...Ben mi acemi oluyorum?"
"Siktiğimin liselisi.."
"Siktiğimin A sınıfı.."Gözlerimi irice açtım.Ona defalarca küfür etmeme rağmen onun ağzından bana karşı hiç küfür duymamıştım.Ve şuan ki yüz ifadesi oldukça kızgın görünüyordu.
"Her şeyi kendinin bildiğini sanıyorsun değil mi?Binlerce hayranın var diye kendini havalı sanıyorsun..Sen benim gözümde hiçbir şeysin..Benim gözümde 4.sınıf bile olamazsın.."Şakınlıkla bir adım geriledim.Gerilememle o öne doğru bir adım atmış ve konuşmasına devam etmişti.Sinirliydi.Oldukça sinirliydi ve söylediklerinden pişman olacağını adım gibi iyi biliyordum.
"Güzel bir yüzün..Güzel bir fiziğin var diye herkese istediğini yaptırabileceğini sanıyorsun..Şımarık tavırlarınla herkesi bezdiriyorsun..Bencilsin..O kadar bencilsin ki seninle birinin 5 dakika bile konuşmaya tahammül edebildiğini sanmıyorum..Neye benzediğini biliyor musun?Bu güzel yüzün ve fiziğin ile neye benzediğini biliyor musun?"Gözlerimi aptalca kırpıştırdım ve tek kelime bile edemedim.Söylediklerinde haklıydı.Bencildim.Bencil herifin tekiydim ve bir tane bile doğru dürüst arkadaşım yoktu.
"Oyuncak bir bebeğe benziyorsun Luhan..Aptal bir kuklaya benziyorsun.."
"Evet..Çekimlere devam edebiliriz..."Odada fotoğrafçının sesi yankılanırken hiçbir şey duymuyordum.Ve kulaklarımda sadece Sehun'un söyledikleri yankılanıyordu.Oyuncak bebek..Aptal bir kukla..Herkes için böyleydim.Herkes beni aptal bir oyuncak ve kukla olarak görüyordu.İstedikleri gibi yönlendirebiliyorlar ve istedikleri gibi oynatıyorlardı.Herkes beni kullanıyordu...Kyungsoo beni kullanıyordu...Ve ben buna izin veriyordum..Aptaldım..Gerçekten aptaldım..
"Çekim iptal.."dedim.Gözlerim dolmuştu ve biri dokunsa ağlayabilecek durumdaydım.Ve Sehun benim bu sözümle gözlerini irice açarak bana bakmaya başlamıştı.
"Sözleşmede yazan parayı yarın gönderirim.."Omuzlarım çökmüştü ve tüm itirazlara rağmen yavaş adımlarla kapıya yönelmiştim.Arkamdaki hiçbir sesi duymuyordum.Ve duymakta istemiyordum.Gerçekler bir tokat gibi yüzüme çarpmıştı ve hiç olmadığı kadar acıtmıştı.En çokta haklı olması acıtmıştı..
"Hey Luhan.."Koridorda ilerlemeye başlayıp kolumu kavrayan bir elle durdurulurken bu elin sahibinin kim olduğunu biliyordum.Ve lanet olsun ki ona kızamıyordum..
"Özür dilerim..Çok özür dilerim..Tüm bunları isteyerek söylemedim..Sadece öfkemi kontrol..Ağlıyor musun?"Onun söylemesiyle gözümden yaşların istemsizce döküldüğünü fark ederken kolumu elleri arasından kurtardım ve kendimi gülümsemeye zorladım.
"Sorun değil..."dedim."Özürünü kabul ediyorum.."
"Oyuncak bir bebek olmadığını biliyorsun..Aptal bir kukla olmadığını biliyorsun...Eğer aptal bir kukla olsaydın asla yükselemezdin.."
"Sorun değil Sehun..Kendini zorlama.. Bir model arkadaşımı ayarlayacağım ve bu çekimleri tamamlayacaksınız..Hem senin içinde daha rahat olur.."Arkamı dönüp yeniden gitmek için hareket ettiğimde tekrar kolumu kavradı ve beni kendine çevirdi..
"Anlamıyorsun.."dedi."Sen..Ah!Tanrım..."Ellerini saçlarında gezdirip sıkıntıyla iç çektiğinde çoktan ona merakla bakmaya başlamıştım.
"Sen benim idolümsün.Model olmaya sırf senin yüzünden karar verdim ve telefonumun ekranında bile senin fotoğrafın var."Hızlı bir şekilde telefonunu cebinden çıkarıp ekran fotoğrafını burnumun dibine sokarken gözlerimin şaşkınlıkla irileşmesine ve dudaklarımdan şu cümlenin dökülmesine engel olamamıştım.
"Erkeklerden mi hoşlanıyorsun?"
Çünkü telefonunun ekranında Calvin Klein'ın modelliğini yaptığım zamanlardan kalan bir fotoğrafım vardı.
Üzerimde olan siyah bir boxer ve aptal bir kürk ile birlikte.
BAEKHYUN-
"Eğlendim.."dedim kapımın önünde Chanyeol'un gözlerine bakıp gülümserken.Saatlerce sohbet etmiş ve en aptalca konularda bile birlikte kahkaha atmıştık.Ve bu hiç olmadığım kadar bu gece beni rahatlatmayı başarmıştı.
"Bende.."dedi.Elini yavaşça ensesine götürmüş ve ovalamaya başlamıştı.Bunun anlamını biliyordum.Ne yapmak istediğini ve yapmaya cesaret edemediğini biliyordum.
"Öyleyse..Görüşürüz.."Yavaşça parmak uçlarımda yükseldim ve yanağına ufak bir öpücük bıraktım.Bu beni rahatlatmaya çalıştığı için ufak bir armağandı.Ve daha fazlasını istememesi için bir uyarı..
"Görüşürüz Baekhyun..Seni arayacağım.."Ufak bir şekilde başımı salladım ve içeri girdim.Yavaş adımlarla merdivenlerden çıkarken onun hala orada öylece durduğunu biliyordum.Ve bu oldukça iyi hissettiriyordu.Beni önemsiyordu..Beni seviyordu..Ve asla getiremeyeceğini bilsem bile o yıldızı getireceğini söz vermişti.O hayatımda tanıdığım en mükemmel insandı.Ve mükemmellik her zaman beni korkutmuştu.
Adımları biraz daha hızlandırdım ve kendimi yüzleşmeye hazırladım.Kyungsoo büyük ihtimalle evdeydi.Ve büyük ihtimalle şuanda beni bekliyordu.Fakat ben hazırdım ve artık korkmuyordum.Çünkü bir şekilde bu anın bir gün yaanacağını biliyordum.Derin bir nefes aldım ve kendimden emin adımlarla kapıya yaklaştım.Yaklaştıkça bir ağlama sesi kulaklarımda yankılanıyordu.Ve ben bu sesi tanıyordum.Bu sesi oldukça iyi tanıyordum.
"Kyungsoo.."Hızlı bir şekilde anahtarımı cebimden çıkarıp kapıyı açarken yere çökmüş bir şekilde ağlayan ve elindeki boş şişeden hala içki içmeye çalışan Kyungsooyla karşılaştım.
Ağlıyordu.
Deli gibi ağlıyordu.
Ve bu onu ilk defa bu şekilde görüşümdü.
"Kyungsoo neler oluyor?Bu halin.."Benim geldiğimi görünce yavaşça ayağa kalktı ve şişeyi bir köşeye fırlattı.
"Neler mi oluyor?Neler olmuyor ki Baek..."Ayakta zar zor duruyordu.Ve gözlerinden yaşlar hala akmaya devam ediyordu.
"Ben tam bir aptalım.."dedi."Jongin'e güvenebilecek kadar aptalım.."Jongin'in adının geçmesiyle gözlerimi irice açtım ve ona doğru yaklaşıp omuzlarından kavradım.
"Sakin ol.."dedim."Sakin ol ve seni ayıltalım tamam mı?"
"Ayılmak istemiyorum..Her şey berbat oldu..2 saat öncesine kadar her şey normalken her şey birden berbat oldu.."
"Hadi sana kahve yapalım..Sakinleş.."
"Sakinleşemem.."dedi kollarımdan sıyrılırken.."Sakinleşemem Baek..O.."Bakışlarımı ona kilitledim.Omuzları çökmüş ve gözleri ağlamaktan kızarmıştı.
"O vazgeçmedi.."dedi.Sesinde öyle yoğun bir acı vardı ki ne yapacağımı ona nasıl yardım edeceğimi bilmiyordum.
"Ona o kadından vazgeçmesini söyledim ve o vazgeçmedi."Birden bire yere çöktü elleriyle yüzünü kapattı.
"Baekhyun.."dedi.Yavaşça yanına çötüm ve gözlerinin içine baktım."Ona aşık oldum Baekhyun..Ne yapacağım?"Ve göğsümde derin bir sızı hissederken kollarımı boynuna dolayıp onu kendime çektim.
Ve her zaman yaptığım gibi mırıldandım.
"Geçecek Kyungsoo...Geçecek..Ben hep yanındayım.."