İlk izlenimler önemlidir.Çünkü hiçbir zaman ilk izlenimler unutulmaz.Onunda beni ilk gördüğü anı unutmaması gerekiyordu.Bunun içinde yeni bir tesadüfi karşılaşma gerekliydi.Tamamen bizim planladığımız,beni görmesinden başka hiçbir yolunun olmadığı bir karşılaşma.O yüzden de Baekhyun yeniden kolları sıvamış ve Kim Jongin zor da olsa bir haftalık programını ele geçirebilmişti.İşte Baekhyun'un benden daha fazla maaş almasının en önemli nedeni de buydu.Baekhyun'un kolları uzundu.Baekhyun benim aksime asla pes etmezdi.Baekhyun eğer yapacağım dediyse mutlaka yapardı.
"Sana bir daha bakayım."Baekyun'un beni çevirmesiyle kendi etrafımda döndüm ve bıkkın bir şekilde derin bir nefes aldım.Üzerimde siyah dar bir pantalon,basit beyaz bir tişört ve siyah oldukça şık bir deri ceket vardı.Saçlarım bu sefer Baekhyun tarafından özenle şekillendirilmişti.Ve bu sefer Baekhyun tamamen yakışıklı göründüğümden emin olmuştu.Şuanda iki gece önceki karşılaşmamızdan çok daha özgüvenliydim.Ve şuanda iki gece önceki karşılaşmamızdan çok daha heyecanlıydım.Çünkü Jongin'le kaderimiz resmen taşıtlar aracılığıyla çizilmişti.Ve bu sefer karşılaşacağımız yer bir uçaktı.
Evet doğru duydunuz.
Yaklaşık 45 dakika sonra Amerikaya uçuyordum.Ve şuanda havaalanında sırt çantamla ayakta dikilmiş bir şekilde Baekhyun'un beni tekrar tekrar incelemesini izliyordum.Ve Amerikaya gitme nedenim ise Kim Jongin'in film çekimlerinden bir sahne için bugün oraya uçacak olmasıydı.Derin bir nefes aldım ve kendimi Baekhyun'un yanındaki koltuğa attım.Bu tip şeylerin insanı değildim.Açık bir kitap gibiydim ve gizemli birisi olmak hiç ama hiç bana göre değildi.
"Soo sakinleş lütfen.Sadece Vip bölümünde keyifli bir yolculuk geçireceğini düşün."
"Hemen çaprazımda Kim Jongin otururken mi?"Sırt çantamı çıkardım ve daha çok arkama yaslandım.Baekhyun elimi kavramış beni birazda olsa sakinleştirmeye çalışıyordu.
"İyi tarafından bak.En azından iyi görünüyorsun ve en azından Amerikada 2 günde olsa tatil yapacaksın."
"O iki günün bir gününü uyuyarak geçireceğim ve büyük ihtimalle ikinci günüde burnumu otelden dışarı çıkarmayacağım."Şuanda ölmek istiyordum.Şuanda gerçekten ölmek istiyordum.Amerikaya gitmek istemiyordum.Ve istemediğim şeyleri sürekli yapmak zorunda kalmam tam anlamıyla benim kendi aptallığımdı.
"Pekala...Sanırım fazla olumsuz düşünüyorum.Artık vedalaşsak iyi olur."Bunu söylememle birlikte Baekhyun'un aniden gözleri dolmuş ve elimi daha da sıkmıştı.Bu onunla ilk uzun süreli ayrılığımızdı.Evet neredeyse tuvalete bile beraber giden biz için iki gün gerçekten uzun bir süreydi.Ve Baekhyun'un gözlerinin dolması benimde gözlerimin dolmasını sağlamıştı.
"Pekala kendine dikkat et.Yabancılarla konuşma.Delikten bakmadan kapıyı açma.Telefonun hep yanında olsun.Ve sakın oradan yakışıklı,seksi bir sevgili bulup gelmemezlik yapma."
"Baştakiler için tamam ama yakışıklı,seksi birini bulmak konusunda söz veremeyeceğim."Gülümsedim ve kollarımı onun boynuna sardım.Kollarımı boynuna sarmamla o da mengene gibi kollarını belime dolayıp bana sıkıca sarılmıştı.Ve uçağımın anonsunu duymamla ayrılmamız bir olmuştu.
"Sadece iki gün Baek.Eve geldiğimde evi hala yerinde bulmak istiyorum.Havaya uçurma veya buna benzer bir şey yapma."
"Merak etme dostum.Her şey kontrolüm altında."
"Bende bundan korkuyorum ya zaten."Baekhyun hızlıca saçlarımı karıştırdı ve sırt çantamı elime tutuşturup beni sırtımdan itti.Ona gözlerimi devirip ilerlemeye başladığımda ise şuanda havaalanının oldukça garip olduğunu fark ediyordum.Dünyaca ünlü bir yıldız yeni filmi için Amerikaya gidiyordu ve havaalanında bir tane bile fanı olmuyordu.Bu dünyada ki en saçma olay değil miydi?Ya da bana mı öyle geliyordu?Ünlüler dünyasını çok iyi bilmeme rağmen Kim Jongin hakkında genel bilgileri bile anlamlandıramamam can sıkıcıydı.Hızlıca pasaport kontrolünden geçtim ve uçağa bindim.Hayatımda ilk defa Vip bölümünde yolculuk yapacaktım ve bunun için oldukça heyecanlıydım.Yine de tüm bu heyecanımın arasında Kim Jongin'i düşünmek karnımda aptal kasılmaların oluşmasına neden oluyordu.
Hosteslerin yönlendirmesiyle birkaç tane perdeden geçtim sonunda Vip bölümüne ulaştım.
Oradaydı.
Birden nefes alamadığımı hissettim ve kendimi toparladım.Onu ensesinden tanıyabilecek kadar fotoğraflarını incelediğim için kendime lanet okuyordum.Ve aynı zamanda koltukların tek kişilik olmasının da en büyük şansım olduğunu hissediyordum.Onun bir önündeki koltuk boştu.Ve o yan koltuğunda oturan kişiyle oldukça koyu bir sohbete dalmış gibi görünüyordu.Biraz daha dikkatli bakınca onun rol arkadaşı Park Chanyeol olduğunu anlamıştım.İçimden sadece biraz cesaret diye mırıldandım ve kendimden emin adımlarla koltuğuma yöneldim.Onlara bakmmıştım bile.Fakat benim aralarından geçmemle ikisininde konuşmasının kesildiğini duymuştum.İçimden "Sorun yok.Sorun yok.İyi gidiyorsun."diye mırıldanmaya devam ediyordum.Ta ki o sesi duyana kadar.
"Woww çok seksi.."Bunu söyleyen tabikide Kim Jongin değildi.
Kim Jongin'in aksine boşboğazlığı ve her şeyini açık açık yaşamasıyla ün yapmış Park Chanyeol'du.Ve ben onun bana bu şekilde seslenmesiyle kasılmama engel olamamıştım.
"Bana mı dedin?"dedim ve tek kaşımı kaldırarak ona baktım.Aynı zamanda göz ucuyla Jonginede bakıyordum.Sessizce beni izliyor ve tepkilerimi merak ediyordu.
"Burada senden daha seksi birini göremiyorum bebeğim."dedi ve bana göz kırptı.Şuanda onun ağzını burnunu dağıtmak istiyordum.Fakat dışımdan sadece gülümsemekle yetiniyordum.
"Tuvalette becereceğim en son kişi bile olamazsın Chanyeol.O yüzden sakin bir yolculuk geçirelim."Bunu söylememle birlikte gözlerinin şaşkınlıkla açılmasına ve yüzüne yayılan aptal gülümsemeye baktım.
"Demek beni tanıyorsun..."İçimden bütün ünlüler aynı diye sövmeme engel olamayıp cevap vermeden önüme döndüğümde ise yapılan anonsla kemerimi taktım ve kalkışı bekledim.Park Chanyeol'un hala üzerimde dolanan bakışlarını hissedebiliyordum.Ve aynı zamanda Kim Jongin'inde koltuğumu delmek istercesine gözlerini diktiğin biliyordum.Ve yanımda sadece Baekhyun'un olmasını diliyordum.Bu yolculuk tam bir cehennemdi.Ve ne yapacağımı hiç ama hiç bilmiyordum.
"Hey Jongin!İlk görüşte aşka inanır mısın?"Jongin Chanyeol'un neredeyse dibinde olmasına rağmen bunu benim duyabilmem için yüksek sesle söylemişti.Fakat ben Baekhyun'la kararlaştırdığımız gibi sadece sessizce oturmuş ve hiçbir şekilde tepki vermemiştim.Jongin'de Chanyeol'un sorduğu soruya sadece tepkisiz kalmıştı.
"Hey sen..Bana adını söyle."Chanyeol'un kolumu dürtmesiyle irkilirken gözlerimi kısarak ona baktım ve tekrar önüme döndüm.İçimden umursama umursama diye geçirmekten başka hiçbir şey yapamıyordum.Fakat bu adamı umursamamamın mümkün olmadığını biliyordum.Çünkü deli gibi kolumu dürtüyor ve deli gibi adımı sormaya devam ediyordu.
Sonra yeniden o geceden sonra ilk defa onun sesini duydum.Ses tonundaki rahatsızlık oldukça açıktı.Ve belkide şuanda beni hatırlamıyordu bile.
"Çocuğu rahat bırak Chanyeol."Çocuk mu diye geçirdim içimden.Gerçekten çocuğa.benzer bir halim mi vardı?Neden şuanda kendimş boşuna çabalıyormuş gibi hissediyordum?Neden içimde aniden fırtınalar kopmaya başlamıştı?Neden şuanda onun ağzının payını vermek istiyordum?Ve neden aklıma onun sesini duyduğum anda kendimden bile beklenmeyecek kadar sinsi bir plan gelmişti?
"Adım Kyungsoo."dedim.Aniden arkamı dönmüş ve Chanyeol'a gülümsemiştim.Elimdeki fırsatları iyi değerlendirmem gerektiğini hissediyordum.Ve Chanyeol'un aslında bir fırsat olduğunu daha yeni kavrıyordum.
"Güzel bir gülümsemen var Kyungsoo.Ve güzel dudakların.."Chanyeol gözlerimin içine bakarak fısıldamıştı ve bu sefer gerçekten içinden zafer çığlıkları atmaya başlamıştım.
"Eğer yolculuk boyunca uslu durursan belki daha sonra daha yakından bakmana bile izin verebilirim Chanyeol.."dedim ve başparmağı dudaklarımın üzerinde gezdirdim.Chanyeol'un nefesinin hızlandığı bu mesafeden bile hissedebiliyordum.Ve aynı zamanda birini bu kadar çabuk etkileyebilmek gururumu okşuyordu.
"Biliyor musun,Kyungsoo?Seninle gerçekten iyi anlaşacağımızı hissediyorum.."
"Bende Chanyeol..Bende.."
...
Korkak biri değildim.Aksine sözünü sakınmayan oldukça dobra ve aynı zamandada küstah biriydim.Fakat şuanda kendimi hiç korkmadığım kadar korkmuş hissediyordum.Çünkü çapkınlar kralı Park Chanyeol çoktan rüyalar alemine dalmış olmasına rağmen sevgili rol arkadaşı Kim Jongin tek kelime etmeden dümdüz bir şekilde oturuyordu.Ve onun bu oturuşunu umursamamam mümkün değildi.Huzursuzca olduğum yerde kıpırdandım.Daha fazla bu şekilde oturamazdım.Nefes almam lazımdı.Nefes almaya ihtiyacım vardı.Eğer biraz daha onun gibi kıpırdamadan oturursam gerginliğimi anlayacaktı.
Yavaşça ayağa kalktım ve yeniden ona bakmadan lavaboya yöneldim.Tamam,sorun yoktu.Her şey iyi gidiyordu.Sadece uçaktan inene kadar pot kırmamam gerekiyordu.Fakat asıl sorun şimdi başlıyordu.Çünkü derin bir nefes alıp lavaboya girmek için hamle yapmamla kapının başka bir el tarafından açılması ve içeri itilmem bir olmuştu.
"Hey sen..."dedim ve arkamı dönmemle Kim Jongin'le göz göze geldim.Beni iki eliyle itti ve hızlıca duvara yaslanmamı sağladı.
"Sen..ne yaptığını ..."Eliyle sıkıca ağzımı kapatıp konuşmamı engellemişti.Şimdi tam gözlerimin içine bakıyordu.Gözlerinde gördüğüm şeyin tutkumu yoksa çok daha farklı bir şey mi olduğunu kavrayamıyordum.
"Kim olduğunu biliyorum."dedi,kanımı donduracak bir sesle.Kim olduğumu biliyor muydu?Onun için yaptığımız bütün planları biliyor muydu?
"Ne yapmaya çalıştığını da biliyorum...Fakat Kyungsoo yapmaya çalıştığın şeyi asla yapamayacaksın."Eini yavaşça ağzımdan çekti.Bakışları kısa bir saniye dudaklarıma takılmış ve ardından yeniden şaşkın gözlerime kenetlenmişti.Sonra aniden gülümsedi ve Chanyeol'la konuştuğumda yaptığım gibi baş parmağını dudağımda dolaştırdı.
"Umarım şanslısındır Do Kyungsoo.Çünkü buna ihtiyacın olacak."İşte şimdi gerçekten korkma zamanıydı.Çünkü Chanyeol'a sadece adımı söylemiştim.Fakat Jongin soyadımı biliyordu.
Jongin hakkımdakileri biliyordu.