5.BÖLÜM

5.9K 332 8
                                    



"Byun Baekhyun hangi cehennemdesin veya telefonun neden kapalı bilmiyorum.Ama eve döndüğümde seni öldüreceğim.Şimdiden kendine mezar yeri bakmaya başlasan iyi edersin.Sevgilerimle Kyungsoo."Sinirli adımlarla hava alanında ilerlemeye başlarken Baekhyun'a sekseninci mesajımı gönderdim ve derin bir nefes aldım.Hayatımda geçirdiğim en kötü uçak yolculuğuydu.Yakalanmıştım.Hemde beni yakalaması gereken en son kişi tarafından yakalanmıştım.Ve şuanda bu havaalanını havaya uçuracak kadar öfkeyle dolduğumu hissediyordum.
"Hey Kyungsoo.."İçimden sadece siktir dedim ve olduğum yerde durdum.Park Chanyeol bana seslenmişti ve adım seslerinden bana doğru ilerlediklerini hissedebiliyordum.Yavaşça arkamı döndüm ve önce Jongin'le sonrada Chanyeol'la göz göze geldim.
"Hey bizimle kahvaltı yapmaya gelmek ister misin?"dedi ve gülümsediJongin gözlerimin içine bakıyordu ve cevap bekliyordu.Tam olur demek için ağzımı açmıştım ki telefonumun çalmasıyla irkildim.
"Dostum şimdi beni iyi dinle.Kim Jongin'in senin hakkında bir şey bilmesine imkan yok.Şuanda dergide çalışıyor gözükmüyorsun.Adresini şehir dışındaki yazlık olarak gösterdik.Yani soyadını bilmesi hiçbir boka yaramaz.Umarım bir açık vermemişsindir."Derin bir nefes aldım.Açık vermek mi?Tam olarak gözlerimin kocaman bir şekilde açılması ve küçük dilimi yutmam açık vermekten sayılıyor muydu?Ve anladığım kadarıyla Baekhyun şuanda resmen benimle dalga geçiyordu.
"Dalga geçiyorsun.Değil mi?"Arkamı dönüp Jongine kısa bir bakış attığıma pür dikkat beni izlediğini gördüm ve gerildim.
"Hayır dostum.Dalga falan geçmiyorum.Şuanda nerdesin?"
"Nerede olduğumu tahmin bile edemezsin."
"Yoksa...Tanrım!Onunla birlikte misin?Eğer onunla birlikteysen şifreli konuş."
"Evet."
"Tanrım!Eğer akşam arayıp bana neler olduğunu anlatmazsan seninle ömür boyu küserim."
"Bana asla küsemezsin."
"Her neyse.Ama ömür boyu trip atabilirim.Şimdi kapatıyorum.Dikkatli ol.Ha bu arada unutma.Kaçan kovalanır."
"Tamam.Seni seviyorum."Seni seviyorum mu?Bu lanet cümle dudaklarımdan neden dökülmüştü ki?Lanet olsun!Ben ne yapıyordum böyle?
"Bende seni seviyorum Juliet."Baekhyun'un söylediği bu cümle ile ufak bir kahkaha atarken telefonumu kapattım ve arkamı dönüp ikisininde bana olan şaşkın bakışlarına baktım.Evet yanlış duymadınız şaşkın.İkiside gözlerini kocaman açmış bir şekilde bana bakıyorlardı.
"Sevgilin mi var?"Bu soruyu Jongin sormuştu ve gözlerindeki anlamlandıramadığım şaşkınlığın yanına bir de merak eklenmişti.Ve onun bu halinden uçakta tuvaletteki küçük sohbetimizin nedenini anlamıştım.
Jongin beni zengin koca avcısı sanmıştı.
Tamam bu kulağa oldukça iğrenç ve oldukça saçma geliyordu.Fakat o parasından faydalanmak istediğimi düşünmüştü.
"Evet."dedim.Bir şekilde kafasındaki aptal imajımı yerle bir ettiğimi düşünüyordum.Ve sevgilim olduğunu düşünmesi hem artı hemde eksi puan olarak haneme yazılıylrdu.
"Ne yani?Aramızdaki her şey yalan mıydı?"Chanyeol bağırmasıyla ona baktım ve ufak bir kahkaha attım.Bir çocuk gibi dudaklarını büzmüş ve hayal kırıklığıyla omuzlarını düşürmüştü.
"Senden gerçekten hoşlandım Park Chanyeol.Ama ben ihanet etmem."Chanyeol'un saçına ellerimi geçirip ufak bir hareketle dağıttığımda Jongin sessizce beni izliyordu.
"En azından hoşlandın.Kahvaltı teklifimiz hala geçerli.."Bakışlarımı Jongin'e kaydırdım.Bakışlarımı üzerinde dolaştırmamla bakışlarını benim üzerimden çekmiş ve etrafa bakınmaya başlamıştı.İçimden Yess!diye bir çığlık attım.Onu utandırmıştım.Dün gece yaptığı konuşmadan şuanda utanıyor gibiydi.Ve ben onu şuanda daha da utandırmaya kararlıydım.
"Ah sanırım gelmeyeceğim.Beni "zengin erkek" avcısı sanan biriyle kahvaltı yapmaya niyetim yok."Chanyeol anlamsızca bana bakmaya başlamıştı.Ve Jongin'in bunu söylememle birlikte bakışları daha da genişlemişti.
"Hey seni zengin erkek avcısı falan sanmadım."resmen şuanda çığlık atmıştı.Ve ilk önce benim ve Chanyeol'un sonrada etraftaki birkaç kişinin şaşkınlıkla ona bakmasını sağlamıştı.
"Beni tuvalette sıkıştırıp tehtit ederken yaptığın tam olarak buydu."
"Ne?Onu tuvalette mi sıkıştırdın?"
"Onu tuvalette falan sıkıştırmadım."
"Şimdide unutkanlığın mı başladı?Çift kişilikli falan mısın?Beni tehtit ettiğin için seni resmen dava edebilirim."
"Hah!Asıl ben seni dava edeceğim.Beni takip etmek ve bana hakaret etmek suçundan içeride senelerce yatacaksın."
"Bende ne zaman bu cümleyi kullanacağını düşünüyordum seni pis tacizci.Bir de hala karşıma geçmiş bana bağırıyorsun."Ona doğru bir adım atıp üzerine doğru yürümek için hazırlanırken yüzümde patlayan flaşla irkildim ve kocaman gözlerle o tarafa baktım.Kafamı döndürmemle yüzümde bir tane daha flaş patlarken şuanda deli gibi etrafımızda oluşmaya başlayan kalabalığı ve birkaç tane gazeteciyi fark ettim.Jongin'e döndüğümde onunda oldukça şaşkın ve korku dolu gözlerle bir bana bir de gazetecilere baktığını gördüm.

Siktir.Siktir.Siktir.Bir şeyler düşün Kyungsoo.Bir şeyler düşün.Sende gazetecisin.Bir şeyler düşün.
"Ne?"dedim oldukça yüksek ve herkesin duyabileceği bir sesle.
"Şuanda imza veremez misin?Bütün ünlüler aynısınız.Hiçbiriniz hayranlarınızı önemsemiyorsunuz.Halbuki onca yolu sadece senden imza alabilmek için gelmiştim."Jongin gözlerini kocaman açtı ve bana baktı.Ne yaptığımı anlamaya çalışıyormuş gibi bir hali vardı.Ben ise sadece bakışlarımı gazetecilere odaklamış ve onların afallamış hallerine bakıyordum.
"İşte görüyorsunuz.Bütün ünlüler böyle.Bunu manşetten yayınlamalısınız.Halk bunların nasıl olduğunı görmeli."Gazetecilerin tam önünde durarak söylediğim bu cümleden sonra birinin dudaklarından "Kaçık bir fan daha." cümlesi dökülmesiyle hepsi kıkırdadı ve hepsi omzuma çarparak Kim Jongini ve Park Chanyeol'u soru yağmuruna tutmaya gitti.Ben ise neden dolduğunu bile anlamadığım gözlerimle son bir kez Jongin'e baktım ve sırt çantama daha da sıkı sarılarak yürümeye başladım.
Ve tek bir şeyden emindim.
O havaalanından çıkana kadar Kim Jongin arkamdan bakmıştı.
Park Chanyeol'la birlikte.
...
"İşin iyi tarafından bak dostum.En azından manşetten girmişsin.2.sayfadada olabilirdin."
"Baekhyun cidden ölmek istiyorsun."İnternetteki haberlere bakıp bir yandan kendime bir yandanda Jongine küfürler savururken bunları hak etmek için ne yaptığımı düşünüyordum.Onu korumuştum.Hemde bana bağırmasına rağmen bunu yapmıştım.Fakat o ne yapmıştı?Benim aklını kaçırmış bir fan olduğumu söylemişti.Büyük ihtimalle yarın kimse bu haberi hatırlamayacaktı bile.Fakat yinede bu onur kırıcıydı.Bu cidden onur kırıcıydı.
"Dostum ünlüler dünyasının böyle olduğunu biliyorsun.Çoğu yalan söylemek zorunda.Bunu bu kadar büyütme."
"Yah!Büyüttüğüm falan yok.Umurumda bile değil.Sadece sinirlerim bozuldu."
"Ya tabi tabi."
"Yah!Baekhyun sana umurumda değil diyorum."Sert bir şekilde bilgisayarın ekranını indirip kendimi yatağa bırakırken aklıma gelen şeyle birden dikleştim ve içime ani bir endişe dalgasının yayılmasına engel olamadım.
"Baekhyun ben onlara sevgilim olduğunu söyledim."
"Ne?"
"Duydun işte.Onlara senin benim sevgilim olduğunu söyledim."Telefonda kısa bir sessizlik olup Baekhyun'un vereceği tepkiyi beklerken telefonun diğer ucundan ufak bir "Sorun değil."cümlesi duyduğumda rahatladım ve kendimi yeniden yatağa bıraktım.
"Sanırım yeni bir plan yapmamız gerekiyor."
"Seni daha sonra arayacağım.Buraya geldiğinde bunları daha detaylı konuşuruz."Baekhyun aceleyle söylediği bu cümleden sonra telefonu yüzüme kapattığında ise öylece kalakalmıştım.
"Harika.En yakın arkadaşım tarafından bile dışlanıyorum."diyip telefonu yatağın üzerine fırlatıp birkaç tane yastığı tekmelediğimde telefonumun yeniden çalmasıyla irkildim.Kesinlikle Baekhyun biraz önce telefonu neden yüzüme kapattığını açıklamak için arıyordu.Derin bir iç çekip telefonu el yordamıyla yatakta bulduğumda ise kim aradığına bile bakmadan direk olarak yanıtla tuşuna bastım.
"Ne işin olduğunu açıklamak için 10 saniyen var Romeo."Yavaşça yatakta doğrulup gülümserken yüzümdeki gülümseme birden donup kalmıştı.
Soyadımı biliyordu.
Telefon numaramı biliyordu.
Ve hakkımdaki diğer şeyleri bilmemesi içinde bir neden yoktu.
Belki de Baekhyun yanılıyordu.
"Romeo mu?Juliet'im sen olcaksan neden olmasın?"

Catch Me!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin