Sia - Elastic Heart
🌹Merhaba :)
Çoğunluğun isteği üzerine bölümü bitirdiğim gibi yayınladım.
Umarım beğenirsiniz.
Yalnız aklıma takılan bir şey var. Cevabını verebilecek biri umarım çıkar. :) Şimdiye kadar hiç oy kullanmayan kişiler bile geçen bölüme oy verdi. Haliyle oyu en yüksek olan bölüm oldu. Bölüm öncekilere nazaran daha mı güzel yazılmıştı, yoksa sadece Giray ve Liya'dan oluşan bir bölüm olduğu için miydi?
Sizi daha fazla tutmadan bölümle baş başa bırakıyorum.
Keyifli okumalar..
💫
Ben, ailemi kaybettiğimden beri, duygularımdan sakınmaya, hatta çoğunu hissetmemeye çalışıyordum. Bunun başındaki duygu ise bağlanmak ya da birini sevmekti. Bunun için hayatıma yeni insanlar dahil etmekten çekinirdim. Çekinirdim diyorum çünkü; Yeşim, kaybımdan sonra hayatıma dahil ettiğim ilk kişiydi.Duygularım ve insanlar arasında olan duvarlarımın zayıfladığını kulaklarıma dolan çatlama seslerinden anlayabiliyordum. O gün, o karaoke barın arkasında gösterdiğim zayıflığım, duvarlarımdaki ilk çatlağım olmuştu. Bundan eminim.
Onu her gördüğümde o duvarlardaki çatlakların git gide genişlediğini görüyordum. Ben birine bağlanmak istemiyordum. Bunun sonu büyük bir yıkımdı. Ben bunu istemiyordum. Bu yıkımın sonu benim için zayıflık demekti. Zayıf olmak istemiyordum. Her anlamda güçlü olmalıydım. Olmalıydım ki dimdik ayakta kalabileyim.
Hayatımda özellikle aşk adlı duyguyu istemememin en önemli sebebi de buydu. Aşk bağlanmaktı.. Aşk zayıflıktı bana göre. Zayıflıktı çünkü; aşık olduğun kişi için insan gözü kapalı çoğu şeyi, hatta bazen her şeyi yapardı insan. Hayatta yapmam dediği her şeyi.. Kendinden önce o gelirdi.
Ayşenur bunların çoğunu bilmemdeki en önemli etkendi.
Bunlar da değildi aslında aşkı zayıflık olarak görmemin sebebi. Çünkü bu sevmenin bir getirisiydi. Sebebi şuydu benim için; her şeyden önce gelen, canından bile çok sevdiğin bir şeye sahip olmak.. Ve gözün kapalı kalbini onun ellerine bırakmak.. Ben bu riski alamazdım. Zaten yaralı, eksik bir kalbe sahiptim ben. Ben ailemin eksikliğinin yanına birde bunu ekleyemezdim. Bunu kaldırabileceğimi düşünmüyordum. Daha doğrusu böyle bir şey yaşayıp da, sonucun hüsran olmasını kaldıramazdım.
Birine, kalbimi gözü kapalı teslim edemezdim. Korkum teslim etmek de değildi. Korkum; kalbimin o kişi tarafından paramparça edilebilme riskiydi belki de. Aslında bu da değildi korkum. Korkum; o kişi beni paramparça bile etse sevdiğim kişiden vazgeçemeyecek olmamdı. O kişi gittiğinde ölene kadar sevgim ve acımla yaşamaktı korkum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖMRÜNE VURGUN
Romance"Gitme." Dizlerinin üstüne çöktü. Duyabileceğim bir ses tonuyla konuşmasına devam etti. "Yalvarırım gitme. Biraz daha izin ver seni görmeme." Sesindeki acıyı anlamayacak tek bir varlık yoktu eminim. Ama bu şekilde olmazdı. Hasta olacaktı böyle durm...