O’nun sesini duyduğumda arkamı döndüm. Elinde anahtarı sallıyordu. Yanıma gelip dudağıma minik bir öpücük kondurdu.
“Uslu dur dediğimi hatırlıyorum.” Dudağımı ısırdığımda Zayn’in sinirli olduğunu daha yeni anlıyordum.
“Ben üzgünüm Zayn…”
“Üzgün olman bir şey değiştirmiyor.” Bağırdığında gözlerimi büyülttüm.
“Odana çık Elena! Hem de hemen!” Sesinden kendini sakinleştirmeye çalıştığı anlaşılıyordu.
Sesimi çıkartmadan odama –odamıza- çıktım. Acaba bana çok kızacak mıydı? Ya da ne yapacaktı bana? Ne vardı ki o odada? Aklımda deli sorular…
Dışarıdan bir şeye vurma ve bağırma sesleri geldiğinde cama koştum. Pencere zaten bahçemize bakıyordu. Zayn asılı olan kum torbasına yumruk atıyor ve bir şeyler söyleyerek bağırıyordu. Bir dakika? Arka bahçemizde kum torbası mı var? Ben neden hiç fark etmedim.
Gözlerimi kaslarında gezdirdiğimde dövmeleri dikkatimi çekti. Çok fazla dövmesi vardı. Yaptırırken canı acımıyor mu acaba? Ben de yaptırmak istiyorum o zaman. Umarım bir gün Zayn’le birlikte yaptırabiliriz.
Onu daha fazla gözlerimle taciz etmeyi bırakıp yatağıma oturdum. Ne yapacaktım ki ben bu odada? Kaç saat duracaktım acaba?
***&***
Yatakta ters bir şekilde oturmuş kitap okuyordum. Neredeyse 2 saat geçmişti ve Zayn hala o kum torbasını yumrukluyordu. Aniden açılan kapıyla başımı oraya çevirdim. Gelen Zayn’di. Yerimde doğruldum ve bağdaş kurdum.
“Seninle ne yapacağım ben güzelim?” Yanıma gelip oturduğunda elini yanağımda gezdirdi.
“Neden beni dinlemiyorsun Elena? Neden bir kez olsun dediğime uymuyorsun?” Sorularına verecek bir cevabım olmadığından sessiz kalmayı tercih ettim.
“Lanet olsun! Sorularıma cevap ver.” Dişlerinin arasından tıslamıştı ve bu ondan korkmam için iyi bir neden.
“B-bilmiyorum Zayn. Eski Zayn değilsin artık. Bana eskisi gibi önem vermiyorsun. Ya da benimle zaman geçirmiyorsun. Bana beni sevdiğini söylemiyorsun mesela. Daha kötüsün Zayn. Sürekli kendi istediklerin olsun istiyorsun. Bağırıyor, çağırıyor, canımı yakıyorsun ama sonra hiçbir şey olmamış gibi devam etmemi istiyorsun. Bunlar senin için normal şeyler mi Zayn?” Bu uzun konuşma benden mi çıkmıştı? Vay be! Neymişim ben. İçimdeki her şeyi söylemiştim işte.
Dudakları şaşkınlıkla aralanırken gözleri koyulaşıyordu.
“Evet, bunlar benim için normal ve sende bunları benimle yaşamaya zorunlusun.”
Seslice yutkundum. Bana bir soru sordu ve bende cevabını verdim. Neden abarttı ki? Hem de cevaplamam için beni o zorladı.
“Seni kırmak istemiyorum. Ama sinirlerimi yıpratıyorsun Elena. Rahat dur bir kerede. Seni uyarmak zorunda kalmiyim. Tamam mı?” Başımı olumlu anlamada salladım. Dudaklarıma sulu bir öpücük kondurup aşağıya indi.
Bende dolaba yöneldim. İçinden bir t-shirt ve bir de kısa short aldım. Elime aldıklarımı hızlıca üstüme geçirip onun üstüne de bir hırka geçirdim. Her ihtimale karşı. Ayağıma da converslerimi giydim. Telefonumu da cebime sıkıştırdım. Markete gidecektim ve paraya ihtiyacım olabilirdi. Cüzdanımı elime alıp aşağıya indim.
Zayn gitmemiş miydi? Onu umursayan kim? Kapıdan çıkacağım
sırada arkamdan seslendi.
“Pantolonunun yarısı nerede Elena? Arkamı döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MotherFucker (ZaynMalikFanFiction)
Fanfiction►"Mutlu sona inanır mısın?" ►"Sonun olduğu yerde mutluluk olmaz ki." © Tüm Hakları Saklıdır.