Bu bölüm;
Guvvce,
KartaliceTutku,
semanur_1907,
bitifulgorl,
quennofmilkshake,
pinkmarshmellow,
jbmşne,
CansuMalik7,
elifnur2013
Ve
-LittleBlackStar-'a
İthaftır.
İyi Okumalar...
***
Şaşkınlıkla gözlerimi büyülttüm.
"Hayır, Zayn." Kaşları çatıldı.
Hayır, Zayn bizim okula gelemezdi. Gelirse olacakları düşünsenize? Okulda sürtüklerin ona asılması, öğretmenlerle yapacağı kavgalar, kötü çocuk havalarında gezmeler, sürtüklerin ona asılması, bana koyacağı yasaklar, sürtüklerin ona asılması.
Sanırım en çok koyanı Sürtüklerin ona asılması oluyor. O yüzden gelemez.
"O zaman sende gitmiyorsun." Ama benim okumam lazımdı.
"Zayn ben okumalıyım. Biliyorsun." Çatılı olan kaşları na kasılan bir çene eklenince sandalyeme sindim.
"Sana çok mu iyi davrandım ben? Bakıyorum da kim olduğumu unutmuşsun." Elimdeki çatalı sertçe tabağıma bırakıp odama çıktım.
Her seferinde canımı yakıyordu işte. Eğer ki sonu böyle bitecekse neden iyi davranıyorsun ki? Neden umut veriyorsun seni ahmak!
Yatağıma yatmaya ilerleyecekken Jonat'a verdiğim söz aklıma geldi ve hazırlanmaya başladım. Üzerime bol bir t-shirt altıma ise mini short. Sanırım olmuştum.
Dolan gözlerime aldırmadan aşağıya indim. David ve Zayn salonda maç izlerken Ashley mutfağı toparlıyordu.
Size bir şey söyliyim mi?
Zayn özür dilemeden o'nunla konuşmayacağım.
Ben sanki onun sevgilisi değilim de zorla o sözcükleri söylüyormuş gibi hissettiriyor. Çok iyi davrandım da ne demek? Ayda - yılda bir kere gülümsüyorsun zaten bana.
"Bir yere mi gidiyorsun?" Gelen sesle yerimden sıçardım. Düşüncelerimden kurtulup sesin sahibine yani Ashley'e döndüm.
"Jonat'la buluşmam gerek." Gülümsedi ve yanıma gelip bana sıkıca sarıldı.
"Üzme kendini. O hala eski Zayn." Değil. O eski Zayn falan değil. O benim canımı yakan Zayn!
"Ne dediğini duydun mu Ash? Çok mu iyi davrandım sana dedi. Benimle doğru düzgün konuşmuyor bile. Ve bu canımı yakıyor." Yavaşça benden ayrıldı.
"Takma kafana. Sevgilin o senin. Olur böyle kavgalar." Olur tabii ki. Ama bizim gibi düzenli olarak olmaz kavga. Bizim ki kavga da değil ki 3. Dünya Savaşı bildiğin.
"Ama her gün olmaz Ash." Tebessüm edip omzumu sıvazladı. İyi ki Ash gibi bir dostum var. O olmasaydı kim bilir ne yapardım ben? Şuanda burada dahi olamazdım.
"Kendine dikkat et." Bende tebessüm ettim. Ayağıma converse'lerimi giyip ceketimi de üstüme geçirdim.
"Nereye gidiyorsun, sevgilim?" Zayn!in sorusunu cevapsiz bırakarak dışarıya çıktım. Konuşmayacaktım o'nunla. En azından özür dileyene kadar.
Yoldan geçen taksiyi durdurup içine atladım ve adresi verdim. Ne konuşacaktık acaba?
Yalnız benim aklım hala Zayn'deydi. Eskiden de kavga ederdik ama hemen barışırdık. Geçmişteki kavgalarımız gözümün önünden geçerken hepsine birer tebessüm yolladım.
*Geçmiş*
"Yeter artık Zayn! Ben istediğim kişiyle istediğim kıyafetimle buluşurum. Buna karışma." Seslice o'na doğru bağırdığım da gözleri daha da koyulaşmıştı.
"O çocuğun kim olduğunu bilmiyorsun. Sadece sana bir kolye aldı diye onunla yemeğe çıkman çok saçma." O da bana karşı bağırdığın da başımı eğdim.
"Ama biz seninle 1 yıldır çıkıyoruz ve sen bana hiç bir şey almadın." İki üç adım da yanıma yaklaşıp bileğini bana uzattı. Hafifçe başımı kaldırıp bileğine baktığımda el yazısıyla 'Ell' yazıyordu.
Gülümseyip elimi dövmesinin üzerin de gezdirdim.
"Çok acımadı mı?" Dudaklarını alnıma bastırdı.
"Senin mutluluğun için değerdi." Kollarımı sıkıca boynuna dolayıp kokusunu içime çektim.
"Seni Seviyorum, Zayn." O da ellerini belime dolayıp beni kendine çekti.
"Seni Seviyorum, baş belam."
*Geçmiş'in Sonu*
Nedensiz yere sırıttım. Keşke o zaman ki gibi yine kavgalarımız 'Seni Seviyorum' kelimesi ile bitse. Birbirimizi hiç kırmayıp, incitmesek.
"Geldik, hanım efendi." Düşüncelerimden kurtulup yeterli parayı şöför'e uzattım. Taksiden indim. Burası evimizin olduğu yere göre daha sıcaktı.
Kafe'ye doğru yürüyüp içeri girdim. Salona bir göz gezdirdiğim de Jonat arka taraftaki masaya oturmuştu. Beni görünce gülümsedi ve ayağa kalktı.
Gülümsenesine karşılık zorla da olsa tebessüm edip hızlı adımlarla yanına adımladım. Kollarını boynuma sarıp kaburgalarımı kırmak istermiş gibi sarıldı.
"Geliceğini düşünmemiştim.". Yavaşça ayrılıp sandalyeye oturdum. O da karşıma oturdu.
"Zayn nasıl izin verdi?" Sanki biliyor da.
"Bilmiyor." Kısa cevabımdan sonra sırıttı.
"Benim pek zamanım yok. Konuşacağın konuya hemen geçebilir miyiz?" Derin bir iç çekip ellerini ellerimin üstüne koydu. Ne oluyor böyle!?
"Ben seni hala unutamadım, Elena" Gözlerimi büyültüp ellerimi ellerinin altından çektim. Bitmiştik biz. İkimiz de bitirmiştik.
"Ne!?" Gözlerini gözlerimden ayırıp arkamdaki duvara dikti.
"Duydun.". Hiç bir şey demeden ayağa kalktım. Çantamı elime aldım.
"Sonra görüşürüz, Elly" Hızla dışarı çıkıp yoldan geçen taksiye bindim.
Jonat beni hiç sevmemişti ki. Bende onu sevmemiştim zaten. Şimdi bu da neyin nesiydi?
Çıkarken bana seslendiği isim. "Elly". Sanki başka bir yerde daha görmüştüm bu ismi. Ya da başkası da bana bu şekilde hitap etmişti.
Ama şimdi sadece eve gitmek ve depresyona girmek istiyorum.
"Buyrun, efendim". Taksici ye parasını ödeyip arabadan indim.
Hızlı adımlarla evin kapısını açtım. Zayn'e ya da diğerlerine gözükmeden odama çıkacakken arkamda o'nun sesini duydum.
"Benden bir özür mü istiyorsun?" Sertçe yutkunup Zayn'e döndüm.
"Jonat ile olduğunu biliyorum. Şimdi sen bana bir özür ve açıklama borçlusun"
Merhaba ^^ Erken yükledim. Bir kaç işim var ve ben bugün sadece gece girebilirim. Sizi bekletmek istemediğim için hemen yükledim.
Unutmayın; ne kadar uzun yorum o kadar uzun ve erken gelen yeni bölüm...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MotherFucker (ZaynMalikFanFiction)
Fanfiction►"Mutlu sona inanır mısın?" ►"Sonun olduğu yerde mutluluk olmaz ki." © Tüm Hakları Saklıdır.