9 ~ SESSİZLİĞE HÜKÜM SÜRMÜŞ ADAM

2.2K 157 56
                                    

Bölüm şarkımız. Yellow Claw - Becky G ; Wild Mustang

Ee? Nerde kalmıştık? Aşağıda bir bölüm bekliyor. Hadi uçun!

'-'-'-'-'-'-'-'-'-'-'-'-'-'-'-'-'-'-'-'-

Elimdeki kitapların karda ıslanmamaları için montunun içine sıkıştırırken tek başıma sokakta yürüyordum. Gece yarısı diyemeyeceğim bir zaman dilimindeydik. Kediyi her ne kadar bırakmak istemesem de babam aramış eve gelmem gerektiğini söylemişti.

Görkem onu evine bırakırken, ben ise kapıda kitapları alıp çıkmıştım. Kadir ve Merve ise biraz daha kalıp, eve döneceklerdi. Böyle demişlerdi bana.

Gökyüzü hafif yağan kar taneleri ile şenlenirken bunu umursayacak durumda bile değildim. Bacaklarım uyuşmuştu ve acıyordu.

Kediyi kucağıma aldığımda dakikalarca karın üzerinde oturup konuşmuştuk Görkem'le. Kardan nefret etsem de bulunduğumuz ortamın sıcaklığı hoşuma gitmişti ve kalkmamıştık. Acısını şimdi çekiyordum oysa. Ayaklarımı hissetmiyordum, bacaklarım ise sızlıyordu.

Sokak lambası beyaz örtünün üzerine ışıklarını vururken, olduğum yerde durdum. Sırılsıklam üstümü, karın üzerine yapışmış ayakkabıma rağmen sağıma döndüm.

Önümde iki yol vardı. Sola giden yol benim evime giden yolken, sağımda duran uzunca yol beni ağlatan çocuğun yoluydu. Bir an düşündüm. Oraya gidip tekrar özür dilemeyi, bir kez de olsa istemiştim. O değer verdiğim biri olmuştu.

Hicbir özelliği yokken beni kendine çekecek, onun çekim gücüne kapılmıştım. Aşk değildi bu! Aşk aptalların hissettiği saçma bir duyguydu. Ben aşık değildim.

Hayır! Bir söz vermiştim, Görkem'e. Bir hırsıza asla güvenmeyecektim. Onunla aynı yolda yürüsem bile yolumu değiştirecektim. O bir hırsızdı. Güvenin konacağı en son daldı o.

Gözlerimi o yoldan çekip acıyan bacaklarımı bile umursamadan hızla evime doğru yol aldım. O çocuk artık olmamalıydı hayatımda. Sudan ucuz nedenlerle bana bağıran, kalbimi kıran bir çocuk, zaman gelir beni yarı yolda bırakırdı.

-'-'-'-'-'-'-'-'-'-'-'-'-'-'-'-'-'-'-'-'-'-

Furkan'ın Ağzından;

Saniyeler geçerken, geçen zamanın üstü tozlanmıştı. Bekliyordum. Sıla'nın gelip yine benim peşimde dolanmasını, bana yardım etmek istemesini görmek istiyordum.

En umulmadık zamanda bana çarpmıştı ve yanımda olması gereken en son kişiydi belki de. Dosyalarını çaldığım adamın kızı olmasının yanı sıra, bir kızdı. Kalp kırmak kolay şeydi ama bunu istemiyordum. Bir kızın kalbi kırılsa toparlanamazdı. Bunu biliyordum fakat gözlerimin önüne pembe giyinmiş küçük bir kız gelince bunu yapmak zorunda kalıyordum.

Belki de bunun adı paranoyaklıktı. Yanıma yanaşan herkesten şüphe duymam gereksizdi belki de fakat istemiyordum. Yanımda seveceğim bir kişi daha istemiyordum. Babama olan o bitmeyen sevgim, sadece acizlikten ibaretti. Oysa bana hayatımın kötülüğünü yapıyordu.

Buna rağmen, geçen şu üç günde, yanımda bir soğukluk hissediyordum. O kızın saçmalıklarını beynimin duvarlarıma çarparken hissediyordum. Hep aynı ses yankılanıyordu. "Bay, Simitsever Çocuk."

Saçlarımı savurup karların saçlarımdan gitmesini sağladım. Elimde küçük bir çanta yine bir hafta önceki yerimdeydim.

Herşey aynı gibiydi. Saat gecenin bir vakti, önümdeki lüks eve bakıyordum. Bir hafta önce buradan çaldığım evraklarla beraber, bir kızla da tanışmıştım. Onunla kavga bile etmiştim.

KİLİT - ZEMHERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin