10 ~ NEFESİNDE BOĞULAN ACI

2.1K 173 56
                                    

Merhaba! Bölümü umarım beğenirsiniz. Yorumları unutmayın.
Multi Furkan'ın filtreli hali. Yani Furkan karakteri gerçekten o! Ona mesaj atıp hikayemde oynaması için izin isteyeceğim. Aynı şekilde diğerleri için de geçerli. Sadece biraz daha keşfedilsin kitabım. Boşuna umutlandırmak istemiyorum kimseyi. Görüşlerinize açığım.

Bölüm Şarkısı: Blaxy Girls - If you feel my love (Kore şarkı isteyen okuruma gelsin 👆⬆)

İYİ OKUMALAR!

"Benimle gel!" diye sessizce haykırdı Sıla ve beni mutfağa çekiştirdi. Ne yapacağını bilemez bir halde etrafına bakarken hızlıca eğilip sofra bezinin örtülü olduğu masanın altına girdim.

"Sıla, sen misin?" dedi bir ses. Genç bir kız sesiydi. Sıla'nın kardeşi ya da ablası mı vardı? Elimin altındaki çantayı alıp biraz daha geriye gittim. Beni görmesini istemiyordum.

"B-benim Sümeyra Abla." dedi Sıla. Kekelemişti. Örtünün el verdiği kadar baktım. Ayağını tutup "Ayağımı vurdum." dedi Sıla.

Yalan mı söyleyecekti yine beni kurtarmak için? Bir yalan için ona bağırmıştım. Şimdi buna yeltenir miydi yine?

"Gece gece ne işin var burada?" dedi Sıla'nın 'Abla' dediği kız Sıla'ya yaklaşırken. Eğilip ayağına bakacağı sırada kendimi olabildiğince geriye ittim.

Lanet olsun! Beni görecekti!

"Dur, abla!" diye bağırdı Sıla. Kolundan tutup onun eğilmesini engelledi. "Acımıyor, zaten." dedi ve mutfaktan içeri girdi.

"Ben zaten su içip uyumaya gidecektim. Uykun dağılmasın. Git uyu!" dedi adımları altına saklandığım masaya doğru gelirken. Sanırım masadan su alacaktı.

Sürahi ile bir bardağa su doldurmaya başladığını tahmin ediyordum. Bunu tahmin etmek zor değildi.

"Uykum dağıldı zaten. Boşver." deyip o da masaya doğru gelince telaşla Sıla'nın ayağına vurdum.

Buradan bir an çıkmak için can atıyordum. Nasıl bir işin içindeydim ben böyle?

"Abla!" diye telaşla söylendi Sıla. Onu alıp götürmesi için dua ediyordum. Prensesimin yanına gidecektim ben. Bu dosyayı babama verdikten sonra başka bir eve kardeşimle taşınmak için aramalara başlayacaktım. Ama bir an önce buradan çıkmalıydım.

Sıla bardağı gürültüyle masaya bırakınca bir an için masa başıma devrildi sandım. Biraz sakin kalmayı denemeliydi.

Aptal kız! Bizi yakalatacaktı.

"Yeliz anne, kalem al demişti bana senin için. Gidip bakar mısın, doğru mu aldım diye?"

Kalem mi? Başka bir bahanesi yok muydu bu kızın?

"Bırak şimdi kalemleri otur şuraya." deyip hemen önümdeki sandalyeye oturdu. Şanslıydım ki; kendimi geri çekmiştim.

Sıla el mecbur bulunduğum bölüme doğru ilerledi ve bana dikkat ederek sandalyeye oturdu.

"Yeter!" diye bağırmamak için kendimi zor tutuyordum. İçim şişmişti ve patlayacaktım.

Ablasında katır inadı vardı. Sıla kalem almıştı ona. Gidip baksındı ya!

"Hiç konuşmuyoruz, güzelim. Yabancı oldun bana." diye başladı sözüne ablası. Sesi içtenlikle çıkıyordu. Üvey değil miydi bu kız? Babam öyle demişti bana. Nereden geliyordu bu samimiyet?

KİLİT - ZEMHERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin