20 ~SANA ULAŞMAK İÇİN

838 55 111
                                    

BÖLÜM ŞARKISI; WİNNER- FOOL

İYİ OKUMALAR!

-

Salonun kapısına doğru giderken kalbim beynimde atıyordu resmen. Sümeyra ablayla artık buluşmadığını söylemişti. Bana yalan söylemiş olamazdı değil mi?

Stresle dudaklarımı dişlerken önce Yeliz annenin kahkahalarını ve Sümeyra ablanın kıkırdamalarını duydum. Salona girince de korktuğum şeyin başıma geldiğini farketmiştim. O buradaydı. Başını eğmiş, aileme yalandan bir tebessüm yolluyordu.

Şaşkınlıktan gözlerim kocaman olmuş sadece ona bakıyordum. Neredeyse bir ay önce onlardan kaçan, benden yardım isteyen çocuk şimdi onların karşısında damat rolündeydi.

Bu çok saçma değil miydi? Onlar muhabbeti koyulaştırmaya çalışırken havada bin türlü yalanlar dolanıyordu.

Geçmişi boşverdim, ya şimdi? Ne demişti? 'Ben babamın sağ kolu gibiyim. O çal der ben çalarım. Yıllardır böyleydim. Bir hırsız!'

Ben Furkan'a doğru bakıp bu gecenin nasıl biteceğini tahmin etmeye çalışırken Furkan eğik başını bana çevirdi ve bana baktı. Beni farkettiği an yerinde dikleşip beklentiyle gözlerimin içine baktı.

O yeşil gözlerinden hiç bu kadar nefret etmemiştim. O zehir yeşili gözlerine bakınca asla yalan söylemeyen bir çocuk görüyordum ama tam tersiydi. Her şey yalanlara süslenmiş, önüme konmuştu.

"Sıla, kızım gel otur şöyle." dedi Yeliz anne. Kızım? Ondan gözlerimi çekip yalandan gülümsedim ve Yeliz annenin gösterdiği yere hırkamı arkaya asarak oturdum.

"Bu da bizim en küçük kızımız. Kendisi Sümeyra kadar olmasa da başarılı derslerinde." dedi bana bakıp. Sümeyra ile karşılaştırmıştı beni. Zaten onun yüzünden babam sürekli derslerimi bahane edip kızıyordu bana. Hep Yeliz anne dolduruyordu onu.

Derslerimin iyi olmamasına rağmen gülerek bunu demesi gurur kırıcıydı.

Bu kadar sahte bir tanışma yemeğini entrika dizilerinde bile görmemiştim. Ablamın sevinci boşunaydı. Yeliz annenin bana birazcık da olsa sıcak davranması yalandı.

Furkan zaten yalanları sırtlayarak oturmuştu buraya.

"Öyle mi? Oysaki çok başarılı bir kıza benziyor uzaktan." dedi gülümseyerek. Yeliz anneye bakıp ona döndüm ve başımı eğip gülümsedim. O kadar sahteydik ki!

"Adın Sıla'ydı değil mi?" dedi Furkan bana doğru eğilip. Zaten çaprazımda oturuyordu. Boş boş bakan gözlerimi ona çevirdim.

"Siz tanışıyor musunuz?" diye sordu Yeliz anne. Belli etmemeye çalışsam da Furkan'a 'Ne yapıyorsun?' dercesine bakışlar attım. Yakalatacaktı bizi.

"Sümeyra ile buluşurken karşılaşmıştık." dedi Sümeyra'ya döndü. Sümeyra da gülen yüzüyle onu onayladı. Ona acıyordum. Başka bir durumda olsak ona asla acımazdım ama gerçekten şu an ona sadece acıyordum. Kördü ve gerçekleri öğrenince çok üzülecekti.

Gereksiz espirilerle geçen yemekte Furkan hanım evladı gibi davranıyor. Herşeyi olumlu yanıtlar veriyordu. Ben ise yemeğime gömülmüş, onunla başbaşa buluşacağımız bir zamanı bekliyordum.

Bana yalan söylemişti. Ona güvenip yine arkadaş olmuştum. Güvenimi boşa çıkarma da ondan iyisi yoktu cidden.

Kafam burada olsa da beynim başka bir yerdeydi ki Furkan'ın öksürüşünü sonradan duydum. Kafamı yemekten kaldırıp ona baktığımda bir kaç kez göğsüne vurup Sümeyra ablaya "İyiyim." dedi.

KİLİT - ZEMHERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin