21 ~ İÇİMİZDE DOLUP TAŞAN KELİMELER

994 64 45
                                    

Helöüü Meleklerim! Yeni bölüme geldiniz biliyorum. Aşağıda tabii bölüm ama ondan önce bir şey demek istiyorum. Resmen Team Savaşları çıktı 😝 Bir kısmınız Görkem Sıla çiftini diğer kısmınız ise Furkan Sıla çiftini destekliyor. Finalde neler yazacağımdan ben de tam emin değilim. Ama lütfen bir çifti yaptım diye beni kınamayın. Sıla'yı sap olacak şekilde mi getireyim finali 😂 Gerçi daha finale çooooook var.

Neyse işte, sizi çooooook böyle bol bol seviyorum. Hadi bölüme uçun.

Bölüm Şarkısı: Chen & Punch: Evrytime

"Furkan." diye seslendim sessizce. Kalın bir dala oturmuş, ağaca sarılmıştı. Titreyen çenemi sıkmaya çalışırken bir kez daha seslendim. Gözleri yarı açıktı ve uyuşmuş gibiydi.

Gözlerini indirip bana baktı ve beni görünce hafifçe gülümsedi.

Bakışlarımı ondan çekip gözyaşlarımı tutmaya çalıştım. Vicdanımın verdiği rahatsızlıkla, bu iğrenç suçluluk duygusunu taşımak zor geliyordu.

İçim siyaha bürünmüştü sanki, kalbim birinin ellerinde sıkılıyormuş gibiydi. Zor geliyordu.

Ayağımdaki terlikleri çıkarıp pencereye çıktım ve dala tutunarak ağaca çıktım. Furkan hafif kafasını kaldırmış kucağındaki hırkama sarınmıştı. Onu giysin diye vermiştim oysaki! Siyahtı ve havasını bozacak da değildi.

Sinirle dallara tutuna tutuna yanına çıktım. Bu ağacın dallarının kalın olması hoşuma gidiyordu. Yaz ayları hep buraya çıkardım.

Ama şimdi eve girip ağlamak istiyordum. Yalnız başına!

"İnebilir misin yalnız başına?" dedim kısık sesimle. Farklı dallardaydık o oturmuş, ben ise ayakta dengede durmaya çalışıyordum.

"Moralin mi bozuk?" diye fısıldadı. Sesi benim sesimden bile düşük çıkıyordu. Hasta olacaktı, bundan emindim.

"Ayağı kalmayı dene." dedim onun dediğini umursamadan. Gözlerine bile bakmamıştım.

"Bir an hiç gelmeyeceksin sandım. Burada donarak öleceğimi..." Ardından öksürdü. Gözleri baygın baygın bakıyordu.

Kendimi tutamayarak omzuna vurdum yavaşça. "Aptalsın. Neden gitmedin ki?" diye bağırdım. Kocaman bir ağacın içinde, bir akşam vakti, dondurucu bir soğuk varken oturmuş konuşuyorduk.

Ellerimle yüzümü kapatıp kendime gelmeye çalıştım. Burada durmamız akıl işi değildi.

"Gel buraya." dedim sinirli ama kırgın bir tonla. Ardından kolunu omzuma atıp doğrulttum onu ağaçtan.

Onun gücüyle, kendi çabalarımla ağaçtan penceremin önüne doğru indik. Ki bir kaç kez düşme tehlikesi bile geçirecektik. Onu pencereden içeri atıp, kendim de zemine oturdum.

Furkan kendisini koltuğa bırakıp gözlerini kapattı. Ben ise soğuk zeminde, kafamı pencereye dayayıp onu izledim.

Soğuğu bile umursamıyordum. İçimde kocaman bir yangın vardı sanki. Ailemin bile arkasından iş çevirecek kadar kötü olmuştum.

"Kimdi gelen?" diye sordu Furkan. Koltuğun üzerindeki battaniyeyi alıp üzerine attı.

"Ablamdı." dedim sessizce. Onun aşık olmasına sebep olan, onu umutlandırıp, kırılmasına sebep olan bendim. Ben kötü biriydim.

"Seni üzecek bir şey mi dedi?" Furkan ardından bir kaç kez öksürdü. Battaniyemi kafasına kadar çekmişti. Aptal! Saatlerce orada beni beklemişti. Üstelik ağaçta en üste çıkmış, yakalanmamak için saklanmıştı.

KİLİT - ZEMHERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin