18 ~ GÖZYAŞLARIYLA PARLAYAN GÖZLER

965 104 120
                                    

Selamun Aleyküm Ahali! Ben geldim. Çok güzel bir yerde kesmiştim bölümü. Okurlrım merak eder şimdi dedim. Hemen yazmaya başladım.

Sizce Görkem mi? Yoksa Furkan mı?

BÖLÜM ŞARKISI - DAY6 I WAIT

Neyse, hemen bölüme geçelim o zaman.

İYİ OKUMALAR!💜

Elimdeki karneye şöyle bir göz atıp derin bir nefes aldım. Bu sayıları görmeye alışık olsam da, bunu babama gösterecek olmam birazcık utandırıyordu. Öğrencilerin-en azından bizim sınıftaki öğrencilerin-, başını eğme zamanı gelmişti. Diğer sınıflara oranla not ortalamalarımız hep düşük olurdu. Şimdi ise hiçbir şey değişmemişti. Hala en düşük ortalama bize aitti.

''Ben bunu anneme gösteremem. Beni çiğ çiğ yer.'' diye yakındı Merve. Diğerlerinin de ondan farkı yoktu. Görkem hariç.

''İki dönem düzeltiriz. Üzülme, küçük uzaylı.'' dedi Samet. Ona Küçük Uzaylı demeyi seviyordu. Bazen onu deli etmek için söylerdi. Çünkü Merve bu lakaptan hiç hoşlanmazdı.

''Sen düzeltebileceğimize inanıyor musun, Samet?'' dedi Kadir sırasından kalkıp Samet'in masanın üzerine otururken. ''Matematik ilk sınavım 5. Sayıyla 5.'' diye sesini yükseltti. ''İkinci sınavda hocaya yalvardım. Puan verilecek bir yer varsa vermeye çalışacağım dedi. Ama kağıdım anadan doğma tertemizdi. Sen hala düzeltebileceğimizi söylüyorsun."

''Çalışsaydın, bana niye bağırıyorsun?''

''Senin karneni de gördüm. Sayısal loto gibi.'' dedi Kadir. Tam o anda Samet masayı kaldırıp onun yere düşmesini sağladı.

''Yürü git şuradan. Uğraşma benimle.''

Gözlerimi onlardan ayırıp kağıdıma baktım. 4, 5, 3, 4, 2, 2, 1, 3... Düzeltilebilirdi değil mi?

"Ben bugün eve gitmesem mi?" dedim ardından sırama kafamı dayadım. Bu karneyi babama gösteremezdim. Ablanı örnek al bak o nasıl çalışıyor diyerek beni kıyaslardı. Bunu istemiyordum.

"Anneme mesaj attım. Teşekkür belgesi almama çok sevindi." dedi Görkem. Normalde olsa ona sırnaşıp mızmızlanırdım ama ondan utanıyordum.

Çocuklar anlamasın diye pek belli etmiyordum ama ondan gerçekten çok utanıyordum.

Dün gece beni öptüğünde hiçbir şey yapamamıştım. Saniyeler durmuş, küçük bir zaman diliminde sıkışmış gibiydik. Gözyaşlarımız birbirine karışmıştı.

Benden ayrıldığında özür dileyip bana sarılmıştı. Yanlış bir şey yapmış gibi benden özür dilemişti.

Kafamı sıradan kaldırıp çocuklara göz attım. Notlarını karşılaştırıyorlardı. Sınıfta kimse kalmamıştı bizden başka.

Dudağımı ısırıp yanımda oturan Görkem'e kısa bir bakış attım. Telefonuna bakıyordu ama ona baktığımı anında farketmiş gibi hemen bana bakmıştı.

Afalladım. Yıllardır tanıdığım adama karşı utanıyordum.

Ayağı kalkıp "Ben eve gidiyorum. Babam bekliyordur belki." dedim. Dediğim biraz saçmaydı aslında. Babam beklemiyordu belki de. Sümeyra ablayla gurur duyuyordu belki de şimdi.

"Beraber çıksaydık okuldan." dedi Merve.

"Yok, yok! Ben gideyim."

Okuldan çıktığım gibi eve gelmiş odama çıkmıştım. Babama karnemi sonra da gösterebilirdim, değil mi?

KİLİT - ZEMHERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin