İlk kitabım olmasa da bir annenin çocuğunu evlendirdiği an gözünün önünden geçen doğumu, bebekliği, çocukluğu, ergenliği gibi bu kitabı her aşaması gözümün önünden geçiyor. Şimdiden herkese teşekkür ederim.
Herkese keyifli okumalar diliyorum!
*
Ruhumun her zerresinde hissettiğim korku ve telaşla ceketimin ütüsünün bozulacağını bile umursamadan yan koltuğa fırlattım. Kimin umrundaydı ki, basit bir ceketti işte. Ruhumdaki telaştan nasibini alan uzun ve erkeksi parmaklarım daha önce hiç olmadığı kadar zorlanarak olsa da anahtarı çevirdi. Benim olan ama benden uzak hissettiğim uzuvlarımın yardımıyla arabayı çalıştırmayı başardım. Ne zaman otoparktan çıktığımı fark edemeyecek kadar dalgındım ancak trafiğe karıştığım an tüm dikkatimi topladım. Mesai saatinin bitimine daha çok vardı ve bu, bir an önce evlerine gitmek için direksiyon başına geçmiş beyni yorgunluktan isyan bayrağını çeken insanların oluşturduğu yoğunluk yok demek oluyordu ama yine de hatrı sayılır bir trafik vardı.Babama bu kadar bağlı mıydım? Elbette her normal çocuk gibi bende babama bağlıydım ama bu kadar bağlı olduğumun kendim bile farkında değildim. İçimdeki artçıların bu kadar sarsacağını, hayallerimi, umutlarımı bu denli parçalayacağını tahmin dahi etmemiştim.
Kabul ediyorum, dini ritüellerine özen gösteren ve düzenli olarak yerine getiren bir insan değildim ama bu korku tüm kemiklerimi kırabilecek bir basıncı tüm gücüyle bana uyguladı ve benim tek yapabildiğim dua etmek oldu. Tüm benliğimle yalvardım, yalvardım...
Babamın ölümle burun buruna geldiği eve gelmiştim. Geçen dakikaların her bir saniyesi bir asırla eş değer gibi hissettirmiş, içimdeki korkuyu körüklemiş ve yolu bir saniyeliğine yalayıp geçen tekerlerin feryadını umursamadan ayağımın altındaki korkummuş gibi biraz daha yüklendim gaz pedalına. Evin önüne geldiğim an tekerlerin içten bir çığlık atmasına sebep olarak birkaç saniye içinde arabadan indim. Ben eve doğru olabildiğince büyük ve hızlı adımlar atarken kapıda her daim hazır bekleyen güvenlik bahçe kapısını açtı. Ben yanından yel gibi geçtikten birkaç saniye sonra arabamı garaja çekmek için harekete geçti.
Kalbim, göğüs kafesime sert yumruklar atarken gözlerimi görkemli ve dışarıdan mutlu bir ailenin ev sahipliği yaptığını hissettirecek eve, evimize diktim. Herhangi birinin çok beğenebileceği bir evdi fakat şimdi bunu düşünmeyecektim. Kapıyı açıp saygıyla beni bekleyen yardımcıyı umursamadan içeriye girdim. Önce doktorun sesini duydum, sonra onu ilgiyle dinleyen annemi gördüm.
"Anne," diyebildim yüreğimdeki yangının her zerreme aksettiği ürkeklik ile titreyen sesimi belli etmemeye çalışarak. Annem, sosyetenin gözbebeği Ecrin Hanım, oğlunun canının ne kadar yandığını bir harebeyi andıran gözlerinin alevlerinden anlayabilirdi. Çünkü o annemdi, anlardı işte. Anlardı anlamasına ama elinden bir şey gelmezdi.
Beni gören doktor susmuştu. O an kollarım iki yanımda çaresizce beklerken umut ışığıyla aydınlanan gözlerimi doktora diktim. Belki ağzından bir iki güzel kelime çıkardı da umut ışıklarımın gücü artardı. Ben doktorun konuşmasını beklerken benim bedenim karşısında ufacık kalan bir beden bana sokuldu. Kafası yolunu bulup göğsüme dayandı, sağ kulağı sol göğsüme baskı yaparken bedeni gibi güçsüz düşen kollarını gömleğimin üzerinden belime doladı. Bende sıcaklığına ihtiyacım olan bedeni aşkla sarmaladım. Bende ona sarıldım, ondan daha sıkı. Bir süre sessizliğini koruyan doktor boğazını temizleyerek söze başladı.
"Boran Bey, annenize anlattım ama bir de size anlatayım." Duraksadı, annem hala kollarımdayken kulaklarımı dört açıp doktoru dinledim. "Babanızın durumu şu an iyi fakat daha sonrası için aynı şeyi söyleyebilir miyiz bilmiyorum, bunu yaşam kalitesi ve psikolojisi belirleyecek. Geçirdiği kriz onu çok etkilemiş, hatta vücudunda büyük hasarlar bırakmadığı için şükretmelisiniz. Size tavsiyem babanızı üzmemeye, yormamaya dikkat edin. Sağlıklı beslenip sağlıklı yaşaması da yaşam kalitesi için oldukça önemli."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Vurgun | TAMAMLANDI
General Fiction*Kapak Design Knights'a ait* Bu fikir pek aklıma yatmasa da içimden gelmeyerek onu kafamla onayladım. "Elbette, bu mümkün." Onu öldürmem için bana yalvaran kızın izlerini leke dahi bırakmadan silen, umut dolu gözlerle dünyaya tekrar bakabilen ve g...