Karanlığa iyice alışan gözlerim odadaki eşyaları seçebilir hale geldiğinde içimdeki sıkıntıyla sessizce sırtımda sıcaklığını hissettiğim Boran'ın göğsüne döndüm. Kafamı geniş göğsüne yasladığımda birkaç homurtu çıkardı ve ardından eski haline döndü. Bu gece garip bir şekilde elleri uslu duruyordu. Üstelik daha önce yattığımız her seferinde muhakkak avucunun içi göğsüme temas etmesine rağmen şimdi gerginliği hissetmiş gibi yalnızca sarılmıştı.
Göğsünden kafamı kaldırıp yüzünü incelemeye başladım. Kahverengi saçları uykudan dolayı dağılmış, keskin yüzüne tatlı ve sersem bir hava katmıştı. Tekrar bozulacağını bile bile parmağımın ucuyla saçlarından bir tutamı düzelttim. Aslında niyetim düzeltmek değildi, onun benim üzerimdeki özgürlük hakkı gibi benim de bir hakkım vardı ama onun kadar rahat ifade edemiyordum. Bazen içimden daha önce hiç hissetmediğim hislerin kırıntıları kalıyor ve ben kendi başıma düşünüyorum. Bu his bana tanıdık değilken nasıl bu hissi özleyebiliyorum diye düşünmek garip bir haz veriyor körpe vücuduma.
Yüzünü incelerken gözlerimin kontrolünü kaybettim, bakmamak için direndiğim o dolgun noktaya kaydı. İşte yine o his içimde filizlenip kocaman bir ağaç oldu. Ağacın görkemli gövdesinin oluşturduğu gölge diğer bütün hislerin üzerini gece gibi örtüp yok etti. Eğilip dudaklarını öpmek istedim ama yapamadım, ona söylediklerimden sonra yapamazdım da. Aşık olma dediğim adamın dudaklarını arzuluyor olmam da tamamen benim iradesizliğimden ya da Boran'ın dudaklarının yarattığı o tatlı histen. Emin olamıyorum, dudaklarının dokunuşunu tekrar tekrar hissetmek için çırpınırken bu kadar sabretmiş olmam bile büyük bir başarı.
Kendimi de tıpkı gözlerim gibi daha fazla kontrol edememekten korkarak geri çekildim fakat Boran'ın beni vücuduna mahkum eden kolları belimi daha da sıkı sarıp uzaklaşmamı engelledi. Bugünü düşünürsem aklım dağılır ve kontrolümü kaybetmem diye umut ederek o sözleri tekrar kafamda canlandırdım. Sözler ve ardından gelen tehdidi. Karan'ın bakışlarındaki o tüyler ürpertici his ve onun ardından gözleriyle beni öldüren sarışın. Boran'ın da, benim de etrafıma karşı cinsten yeni biri yaklaşmıştı ve bu bana hiç de hoş gelmiyordu. Burnumun aldığı koku küflenmiş bir ekmekle tost yapmış da yakmış gibi tiksindiri.
Ve gecenin sonunda gittiğimiz mekanda ansızın Tekin'in konuyu Karan'a getirmesi. O an hissettiğim korku ve heyecanı neye benzetebilirim, nasıl ifade ederim aklım almıyor. Büyük bir korku kapladı içimi, zifiri karalık bürüdü. Sanki o an Karan'ın adının geçmesi ile Boran ne konuştuğumuzu anladı ve her şey bitti, mahvoldu gibi bir heyecana kapıldım. Kırk yıllık kocamı kaybediyormuş gibi bir hüzün bulutuna kaptırdım kendimi. Yine de korktuğum gibi olmadı, Boran içmişti ve o an ağzının bozukluğunun verdiği bir rahatlıkla okkalı bir küfür savurup farklı bir konuya atladı. Neyse ki Tekin de uzatmadı da tekrar aynı hisleri yaşamak zorunda olduğum o kafese hapsetmedi beni.
Ağır ağır kapanan gözlerime direnmedim ve onların kapanmasına izin verdim. Bulutlu bir günde gökyüzünü izler gibi her şey bulanıklaştı ve karardı.
Uykulu gözlerimi vücudumun beni zorlamasıyla araladığımda uyuduğum saate göre fazlasıyla dinçtim. Usul usul yataktan doğruldum. Boran'ın karnımın üstünde duran eli yatağa düştüğünde homurdandı. Onu umursamadan sessiz adımlarla merdivenleri indim. Merdivenlerin sonuna geldiğimde pek de beğenmediğim düşünceler zihnimi istila etti. Ben neden Boran'la uyuyordum? Sonuçta Boran beni buna zorlamamıştı. Belki açık açık seçenek sunmamıştı ama yine de istemesem beni zorlamayacağı kesindi. Öyle ki şu an kalk başka yerde yat desem sadece homurdanır, o da uykusundan dolayı. Onun dışında kızmayacağına eminim.
Bir bardak suyu dışarıyı izlerken ağır ağır içtim, başka bir şeye odaklandığım için içtiğim sudan çok zevk almamıştım ama bunu umursamadan mutfaktan çıktım. Mutfak kapısından dışarı adımımı attığım an bir ses duydum. Öylesine ürktüm ki bir an Karan'ın tehdidini gerçekleştirdiğini düşündüm fakat beynimde bir çark yeniden işlevini kazandığında tehdidini uygulaması için ona istediğini vermemem gerek ve ben de vermeyeceğim. Lakin henüz benden bir haber almadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Vurgun | TAMAMLANDI
General Fiction*Kapak Design Knights'a ait* Bu fikir pek aklıma yatmasa da içimden gelmeyerek onu kafamla onayladım. "Elbette, bu mümkün." Onu öldürmem için bana yalvaran kızın izlerini leke dahi bırakmadan silen, umut dolu gözlerle dünyaya tekrar bakabilen ve g...