9. BÖLÜM

2.3K 205 31
                                    

Bol yorum ve votenizi eksik etmeyin diyerek keyifli okumalar diliyorum!

*

Akşam için yaptığımız kısa bir cümle ve kafa sallayarak onaylanmış planımız annemin Tekin'i akşam yemeğine davet etmesi ve ardından arayıp Bahadır'ı da ikna etmesiyle bizim planımız tuzla buz olmuştu. Tabi annem bununla yetinir mi hayır? Genç çiftleri yalnız bırakalım diyerek ablamı da alıp Tekin'in arabasına kurulmuştu. Annemden karıma kalan yer ise Elem'in isteksiz oturuşu ile dolunca bizden önce hareket eden Tekin'in ardından yola çıktığımda Elem rahatsızlığını ifade etmeye çalıştığı sözleri ağzından çıkamadığı için olduğu yerde kıvranmaya başladı. Konuşmaya çalıştığını görebiliyordum, birkaç kez cesaretini toplayıp bana dönmüş dudaklarını aralamış fakat tekrar arkasını dönüp dışarıyı izlemeye başlamıştı. Onu sıkıştırmak isteyeceğim son şey olduğun farkında değilmiş gibi davransam da gelinlik konusunda endişelendiğini düşündüğüm için uygun cümleleri kafamda tasarlamaya çalıştım fakat beceremedim. Anlaşılan Elem, gelinlik işini benim sandığımdan daha çok önemsiyordu.

"Tekin'e güvenebilirsin," Arkadaşıma olan güvenimi ona ne kadar yansıtabilirim bilmiyorum ama bu en uygun bulduğum giriş cümlesiydi çünkü Elem'in dünyanın bütün sularını içine hapseden kalın çeperli gözleri benim gözlerime dokunacak kadar ilgisini çekmişti. Tekin'e olan güvenimi ona yansıtmak ve gelinliği konusunda endişelerini gidermek, önümüzdeki yine annemin olması gerekenden fazla telaş yaptıracağı ve dolu dolu geçecek üç günün ikimiz için daha rahat ve daha az stresle geçmesini sağlayacak.

"Efendim?" Üzerimde olan mavi gözlerine karşılık vermek için dikkatle takip ettiğim yoldan bir saniyeliğine ayırıp bende onun en az Karadeniz kadar hırçın gözlerine baktım.

"Tekin'e diyorum, gelinlik konusunda güvenebilirsin." Şimdi kafamın içinde Tekin'e güvenme oranını düşünürken bu oranın oldukça büyük olması durumunda sorunun ne olacağı hakkında fikir yürütmeye çalıştım. Belki de benimle evlenmek konusunda haklı bir endişesi vardı. Aslında sorunun ben ve benim davranışlarım ya da kişiliğim olduğunu düşünmüyorum. Sonuçta kötü bir alışkanlığım ya da tutarsız bir davranışım yok. Bu durumda Tekin'e güveniyorsa gelinliği sandığımdan az önemsiyordu.

Beynimin duvarlarında bu düşünceleri görselleştirmeye çalışarak bir çizgi çizdim. Çizgi gelinlikti, çizginin üstü Tekin'e güvensizlik, çizginin altı ise evlilikten endişe ya da aklıma gelmeyen başka bir şey ama ölümü bile kurtuluş olarak gören birinin ne çeşit endişesi olur bilemiyorum ve tahmin etmekte zorlanıyorum.

"Güveniyorum, o odadaki elbiseleri gördüm. Hepsi de çok güzel ve kaliteli olduğunu haykırıyordu." Zarif elini hoş bir bilek hareketiyle hayali bir yeri gösterir gibi kaldırıp toplantı odasının üç duvarını kaplayan geneli abartılı olan elbiseleri gösterir gibi hayali bir yeri gösterdi.

"Tekin kötü mal üretmez," Tekin işini ciddiyetle yapan ve en ufak bir detaya dahi saatlerce kafa patlatabilen bir iş adamı iken markasını lekeleyecek hiçbir hamle de bulunmaz ve bulunmaya yönelik ne varsa ortadan kaldırır, biraz fazla mükemmeliyetçi fakat onun bu davranışı başarıyı gebe bir şirket olmasını sağlıyor.

"Boran?" Adım onun dudaklarından sonbaharda ağacına veda eden bir yaprak misali usul usul dökülürken sorunun görselleştirdiğim çizginin, yani gelinliğin altında olduğunu anladığım için sıradaki soruyu düşünüyordum. Sorun ne olabilirdi? Evliliğe endişe duyuyorsa bunun iki sebebi olabilirdi. Ya evliliğin getirdiği sorumluluklar ya da evleneceği kişi, içimden bir ses her ikisinin de olmaması ve Elem'in oldukça kolay bir çözümü olan bir şeye üzülmesini dilerken çok ufak bir sürede onun gözlerinin aksine dingin ve bir o kadarda zarif yüzüne baktım.

Mavi Vurgun | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin