Z: Barış istediği için girdik. Ben okula ayrılmak için geldiğim gün Barış'la vedalaşmak için onun yanına gittim. Biz sarılırken sen yanımıza geldin. Sonra Barış "Biz sevgiliyiz" dedi. Sen gittikten sonra neden böyle birşey yaptığını sordum. Böyle işte.
K: (Barış'a dönerek) Neden böyle birşey yaptın?
B: Çünkü Melis' i kıskandırmak istedim. Hem böylece Zeynep'te...
Z: Bende kısmen intikam almak istedim.
K: (gülerek) Benden kardeşimle mi intikam almak istedin?
Z: Şey...
K: (sırıtarak) Sen beni kıskandırmak mı istedin? Hemde Barış'la?
B: Ne yani Zeynep'i benden kıskanmaz mısın?
K: (yüzü düşer) Ba-Barış o anlamda değil...
B: Yok yok anladım ben. Sen şimdi daha havalısın, daha zenginsin, daha yakışıklısın ya o yüzden değil mi?
K: Barış. Saçmalama!
B: İşine gelmeyince "Barış saçmalama".
K: Barış konuyu saptırma.
B: Hadi Zeynep gidiyoruz.
Z: Ben kendim dönerim.
B: Saçmalama canım.
Z: Barış artık sevgili rolü yapmamıza gerek kalmadı.
B: Ama ben seni...
Z: Sevmiyorsun Barış. Melis'i unutmak için başka birini arıyorsun.
B: Ben gerçekten....
Z: Barış. İkimizde birbirimizi kandırmayalım.
B: En azından eve bırakayım.
K: Tamam. Atlayın hepinizi ben bırakayım.
J: Gerçekten çok sıkıldım. Gidelim artık.
Z: Merak etme gidicez canım.
B: Ben biraz yürümek istiyorum.
Z: Ben de atlar bir taksiye giderim.
K: Saçmalama. Ya o taksici...
Z: Kereeemmm... Abartma istersen.
K: Peki peki. Ama evden içeri girince hemen ara.
B: Paran var mı?
Zeynep kızgınca güler. Mekandan dışarı çıkar ve bir taksiye atlar.
K: (sırıtarak) S-sen şi-şimdi Zeynep'e paran var mı diye mi sordun?
B: E-evet.
K: Abicim sen gerizekalı mısın?
B: Ya parası yoksa....
K: Yok yok. Sen harbi gerizekalısın.
Barış hiçbirşey demeden mekandan çıkar ve sahile doğru yürümeye başlar. Aklına Zeynep'in söyledikleri gelir. Zeynep haklı mıydı? O Melis'i unutmak için mi Zeynep'ten hoşlanıyormuş gibi yapmıştı? Yoksa gerçekten Zeynep'ten hoşlanıyor muydu? Ona kalırsa kalbi Melis'e karşı ilk günkü gibi atıyordu. Zeynep ise ona sadece arkadaşça veya en fazla sadece anlık bir heves gibi geliyordu. Yani Zeynep haklıydı.Kerem, Barış mekandan çıktıktan sonra Jane'le konuşmaya karar verir.
K: Jane...
J: Kerem hadi eve gidelim. Çok yoruldum.
K: Ama ben şey...
J: Yarın konuşsak?
K: (nefesini dışarı vererek) Peki. Hadi gidelim.
Kerem Jane'i eve bırakır. O sırada aklına Zeynep gelmişti. Telefonuna baktı. Zeynep'ten hala bir arama yoktu. Telaşlanmaya başlamıştı. Kerem, Zeynep'i aramaya karar verdi. Çalıyordu fakat Zeynep açmıyordu. En son aramasında da telefonunu meşgule atmıştı. Kerem iyice telaşlanmaya başlamıştı. Onun gideceği yerlere bakmaya karar verdi.Zeynep sahile gitmek için taksiden indi. Sahile doğru yürümeye başladı. Fakat ona doğru gelen iki tane sarhoşu gördü. Az da olsa korkmaya başlamıştı.
X: Şişştt. Güzelim. Evin yok mu senin?
Zeynep onlara aldırmadan yürümeye devam eder. Fakat ikincisi onun kolundan tutar.
Z: Bırakın beni.
W: Sakin ol. Sana bir şey yapmayağız. Öyle değil mi?
X: Senin anan baban yok mu?
Z: Var var. (Yerden iki taş alır.) Al bu anam (bir taş fırlatır.) Al bu da babam (ikincisinide fırlatır.)
X: Ehh, ama sen fazla olmaya başladın ha.. Kaçma gel buraya.
İki sarhoş adam Zeynep'i kollarından tutar ve bir ağacın yanına götürürler.
BÖLÜM SONU
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ BİR GÜN YENİ MUTLULUKLAR (ZeyKer)
FanfictionSeveceğiniz ve heyecan duyacağınız bir hikaye. Keyifle okumanız dileğiyle :)