Kerem, Zeynep'in arkasından kendini yatağına attı. Çekmecesinden kulaklıklarını aldı ve müzik dinlemeye başladı. Zeynep ise kendini sahile attı. Koşuyordu durmaksızın. Çünkü koşmanın ona herşeyi unutturacağına inanıyordu. Fakat hiçbirşeyi unutamıyordu. Kerem ile tanıştıkları ilk günden bugüne kadar film şeridi gibi geçti gözlerinin önünden. Ne kadar üzülmüştü bu zamana kadar. Hemde bir erkek için. Zeynep daha önce hiçbir erkek için üzülmemişti. Kerem içinde durum pek farklı değildi. Sanki her şarkı ona Zeynep'i hatırlatıyordu. İkisi içinde çok farklı hislerdi bunlar. İkisinin de daha önce yaşamadığı o güzel hisler....
Sabah
Kerem sabah erkenden uyandı. Saate baktığında 06:00 olduğunu görünce şaşırdı. Çünkü daha önce hiç bu kadar erken uyanmamıştı. Okula gitmek için erken olduğunu anlayınca koşuya gitmeye karar verdi. Üstüne rahat giysiler giydi, kulaklığını taktı ve sahile kadar koştu. Çalan her şarkı Kerem'in daha da hüzünlenmesine neden oluyordu. Kafasındaki düşüncelerden kurtulmak istercesine kafasını salladı Kerem. Ama uzaktan ona doğru koşan kişiyi görünce kısa çaplı bir şok geçirdi. Zeynep'te aynı şekilde kafasını dağıtmak için etrafına bakınmaya başladı ama ona doğru bakan Kerem'i görünce o da kısa çaplı bir şok geçirdi. Acaba yine mi hayal görüyordu diye düşündü. Birkaç kere kafasını sallasa da hala Kerem'i görüyordu. En sonunda hayal olmadığına kanaat getirdi. İkisi de içinden "Acaba selam versem mi? Yok yok selam vermemek olmaz. Ne de olsa arkadaşız." diye geçirdi. Zeynep, Kerem'e doğru yaklaştıkça ikisininde kalbi çıkacakmış gibi oluyordu. Zeynep içinden "Yorgunluktandır." diye geçirse de öyle olmadığını o da biliyordu. Zeynep kafasındaki düşüncelerden kurtuldu ve Kerem'in yanına oturdu.
Z: Gitmemişsin.
K: Halletmem gereken işler var. Hallettikten sonra gidicem.
Z: Gittiğini kimseye söylemiyecek misin?
K: Bir tek Barış'a. İşte bir de sen.
Z: Ben gerçekten çok...
K: Önemli değil. Kimseye söylemezsin olur biter.
Z: Söylemem. Bana güvenebilirsin.
K: Sana birşey sorabilir miyim?
Z: Tabiki.
K: Sen neden böylesin?
Z: Nasılım?
K: Senden uzak durmamı söylüyorsun. Sonrada yakın davranıyorsun.
Z: Sadece içimden geldiği gibi davranıyorum.
K: İçinden ne geçiyor Zeynep? Ben çözemiyorum, kestiremiyorum.
Z: Sadece içimden bir ses senle böyle ayrılmamamız gerektiğini söylüyor. Ne kadar doğru ne kadar yanlış onu bilemiyorum.
K: Biz.. Yani sen ve ben... Sonuçta ar-arkadaşız.... Böyle ayrılmayalım.
Z: Arkadaşız değil mi?
K: (gülümser) Arkadaşız.
Bu sefer Kerem atak yapar ve Zeynep'e sarılır. Zeynep geri çekilmez. Uzunca birbirlerine sarılırlar.
Z: Kendine iyi bak. Olur mu?
K: Sende.
Z: Tatillerde de gelmiyecek misin?
Kerem 'Hayır' anlamında kafasını sallar.
Z: Peki. O zaman sanıyorum ki bir daha görüşemeyiz. Hoşçakal.
K: Hoşçakal.
Zeynep ayağa kalkmış tam gidecekken Kerem onun elinden tutar ve gitmesini engeller.
K: Zeynep. Gitme!
Zeynep anlamamış boş bir ifadeyle Kerem'e bakar.
K: Yani şey... İstersen beraber kahvaltı yapalım diyecektim.
Z: Okul saati yaklaştı. Eve gitsem iyi olucak.
K: Imm... Peki sen bilirsin.Zeynep hızlıca oradan uzaklaşır. Aynı zamanda içinden kendine küfürler savurur. Neden Kerem'i reddettiğini anlamamıştı. Sonuçta bir daha görüşmeyeceklerdi. Belki sokakta tesadüfen karşılaşırlarsa bir daha o yeşil gözleri bakabilecekti. Ki o bile imkansızdı. Kerem bir daha dönmeyi düşünmüyordu. Zeynep içinden "Bir kahvaltıdan zarar çıkmazdı. Keşke reddetmeseydim. Sonuçta bir daha görüşemeyeceğiz. Keşke gitmese." diye geçirir. Kerem ise reddedilmenin verdiği küçük bir şokla Zeynep'in arkasından baka kalır. Kerem içinden "Kız haklı. Ona çok kötü davrandım. Onun içinde benim içinde gitmek en iyisi" diye geçirir. Kim haklıydı? Zeynep mi? Kerem mi? Gitmek mi? Kalmak mı? Kerem kalırsa onca engele rağmen aşkı için savaşacaktı. Ama giderse unutmak için savaşacaktı. Hatta Zeynep'i unutmak için tenden tene dolaşacaktı belkide. Ama onlar birbirlerini ne olursa olsun kolay kolay unutacaklarını sanmıyorlardı.
Birkaç Gün Sonra
Kerem hazırlıklarını bitirmiş uçağını akşam için hazırlatmıştı. Sırt çantasını aldı ve içine çizimlerini, kalemlerini vs. koydu son olarak. Artık herşey tamamdı. Hazırlıklar bitmiş, geriye sadece uçağa binmek kalmıştı. Havaalanına gitmek için daha 1-2 saati vardı. Barışlar'a vedalaşmak için gitmeye karar verdi. Arabasına atladı ve Barışlar'a gitti. Zile bastı. Kapıyı Behice açtı.
Be: Hayırsız, sen buraların yolunu bilir miydin?
K: Ben gidiyim o zaman.
Be: Gel buraya gel.
Sarılırlar.
Be: Hadi içeri geç.
İçeriye geçerler. Barış aşağı iner. (Kerem ve Barış'ın araları hala biraz soğuktur.)
Ba: Hoşgeldin kardeşim.
K: Hoşbulduk.
Ba: Nasılsın?
K: İyi sen?
Ba: İyi bende.
K: Imm... Aslında ben şey için... Birşey demek için geldim.
Be: Bende diyordum ki bu hayırsız boşuna gelmemiştir.
K: Ben 1-2 saat sonra Amerika'ya gidiyorum.
Ba: Heralde bana da gittikten sonra haber vericektin.
K: Saçmalama.
Be: Noldu yavrum? Hayırdır? Bir problem mi var?
K: Öyle gerekti annecim.
Ba: Eminim.
K: Ben vedalaşmaları pek sevmem. O yüzden ben bir an önce gidiyim.
Be: Gelmiyecek misin bir daha?
K: (gülerek) Sanmıyorum.
Ba: Seni özliycez.
K: Bende sizi. Ama ben kaçıyım artık.
Be: Otursaydın biraz daha.
K: Yok Behice Anne. Anca giderim.
Be: Peki. Sen bilirsin.
Kerem kapının önüne çıkar. Herkesle teker teker vedalaşır.
B: Bende seninle havaalanına geliyim.
K: Gerek yok.
B: Hayır Kerem. İzin verde geliyim.
K: Ayrılmayı daha fazla zorlaştırmayalım. Gerçekten gerek yok.
B: Gel buraya.
Tekrar sarılırlar.
B: Beni ara tamam mı?
K: Tamam kardeşim. Haydi eyvallah.
Kerem arabasına doğru yürür. Behice Kerem'in arkasından su döker. Kerem ise arabaya binerek ordan uzaklaşır. Eve gider. Bavullarını arabaya yerleştirir. Annesi ve babası Kerem'le vedalaşmak için kapının önünde beklerler.
S: Hoşçakal oğlum. Varınca ara bizi tamam mı?
K: Tamam.
Sarılırlar.
A: Kendine iyi bak oğlum.
K: Sizde.
Sarılırlar.
N: Yolunuz açık olsun Kerem Bey.
K: Sağol Nurgül.
Kerem arabasına biner ve Ufuk'la beraber havaalanına doğru yol alır.
BÖLÜM SONUNot: Birkaç bölüm sonra hepiniz bir şok geçireceksiniz ama bu çok iyi bir şok olucak :) Haydi yorum + votelere yüklenelim. Ne kadar çok vote + yorum. O kadar çabuk yeni bölümm....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ BİR GÜN YENİ MUTLULUKLAR (ZeyKer)
أدب الهواةSeveceğiniz ve heyecan duyacağınız bir hikaye. Keyifle okumanız dileğiyle :)