38.Bölüm

3.3K 103 20
                                    

Merhaba arkadaşlar.
Uzun -çok uzun- süreden sonra sizinleyim.
Şimdi diyeceksiniz ki 1 ay oldu be vicdansız. Ne deseniz haklısınız.
Artık daha sık bölüm yayınlayacağım.
Bu bölümü de sürpriz bölüm olarak düşünün.
Sizleri çook seviyorum.
Keyifle okumanız dileğiyle...
Ha bu arada unutmadan Kurbağa Prens'e yenim bölüm yazmayı düşünmüyorum. Bu hikayemi final yaptıktan sonra ona devam edebilirim. Yada onu silip yepyeni bir hikayeye başlayabilirim.
Bu konu hakkında yorumlarınızı bekliyorum.
Tabi yorumlarınızı birtek bu konu için değil bölüm içinde bekliyorum.
Yorum sayılarından oldukça şikayetçiyim!

Z: Kereeemm, hadi kalk. Yoksa geç kalacaksın.
K: Yaa, Zeynep biraz daha.
Z: Hadi kalk ama. Geç kalacaksın yoksa.
K: Tamam kalırım.
Z: Ben gidiyorum bak.
K: Hıhı.
Zeynep daha fazla ısrar etmeden odadan çıkar. Mutfağa doğru iner ve kahvaltı sofrasını hazırlar. İlk olarak masayı siler ve kurular. Daha sonra masanın üstüne zeytin, peynir vs. koyar. Son olarakta portakalları sıkar ve bardaklara koyar. Herşey hazır olduğunda tekrar Kerem'e seslenir.
Z: Kereemm. Daha yatıyor musun sen?
K: Kalktım Zeynep kalktım.
Z: Kahvaltı hazır.
K: Geliyoruuuumm.
Kerem geç kalmadan aşağı iner. Zeynep arkası dönük olmadığı için görmez. Kerem arkadan sessizce yaklaşır ve Zeynep'in yanağına 'Günaydın' öpücüğünü kondurur.
Z: Ooo Kerem Bey. Bu mutluluğunu neye borçluyuz?
K: Karım yanımda. O benim için en büyük mutluluk sebebi.
Z: Sabah sabah üstünde yine şebekliğin. Hadi kahvaltını et de çık artık. Yoksa geç kalacaksın işe.
K: Güzelim geç kalsam da birşey olmaz. Nasıl olsa şirket benim.
Z: Olabilir. Sen yinede geç kalma.
Kerem ve Zeynep kahvaltılarını yemeye başlarlar.
K: (ağzında yemek varken konuşmaya çalışır) Bugün ne yapacaksın?
Z: (gülerek) Ağzında yemek varken konuşma.
Kerem ağzındaki lokmayı yutar.
K: Bugün ne yapacaksın?
Z: Yağmur'la buluşurum heralde.
K: Okey.
Z: Sen?
K: İşteyim bütün gün.
Z: Akşam geç mi gelirsin?
K: Bugün 2 tane toplantı var. Büyük ihtimal geç gelirim. Sen yine de bekleme beni.
Z: Sen gelmeden uyuyamıyorum ki ben.
K: O zaman sende beni düşünerek uyu.
Z: Seni düşünmediğim bir anım bile yok ki benim.
K: Tamam. Erken gelmeye çalışırım.
Zeynep güler.
K: Ama şimdi ben çıkayım.
Z: Geçiriyim ben seni.
K: Hadi bakalım.
Zeynep ve Kerem kapının önüne gelir.
Z: İyi işler kocacım.
K: İyi gezmeler karıcım.

-Şimdiki Zaman-
Kerem, sırtına değen ne olduğunu anlamadığı şey üzerine suyun içinden çıkar.
Z: Ne oldu?
K: Yok birşey. Nefessiz kaldım.
A: Sürpriiiiiiiizzz.
Z: Yok artık!
K: Sen nerden çıktın ya?
A: Denizden.
K: Hahaha. Yine pek espritüelsin.
A: Öyleyimdir.
Z: Hadi Kerem çıkalım.
A: Aaa, siz zaten çıkmıyor muydunuz?
K: Salak salak konuşma.
A: Tamam sustum.
K: Hadi Zeynep.
Zeynep ve Kerem el ele tutuşarak denizden çıkar. Arkalarından Arda'da tabiki.
K: Bak hala takip ediyor.
Z: Sakin ol Kerem.
K: Sakin falan olamam. Ne işi var onun burda ya?
Z: Nerden bilebilirim?
K: Bilme de zaten.
A: Cık cık cık. Olmuyor gençler. Benim için kavga etmeyin.
K: Bencede. Değmez!
Z: Kerem!
K: Zeynep sen karışma!
A: Bencede Zeynepçim. Biz Kerem arkadaşımla hallederiz.
K: Şimdi göstericem ben sana arkadaşı.
Kerem, Arda'nın burnuna kafasını geçirecekken Arda geri çekilir.
A: No. No. No. Hiç yakıştıramadım Sayer. Şiddete hayır arkadaşım.
K: Bak hala konuşuyor!
A: Seninde muhabbetine doyum olmuyor be arkadaşım.
K: Çok koyudur benim muhabbetim. Öyle böyle değil.
A: Belli oluyor.
Z: Aaa Keremcim. Bizimde zaten burada işimiz bitmişti. Hadi gidelim.
K: İşi biten biri varsa o da biz değiliz. Arda!
A: Ne güzel beraber bir gün geçireceğiz işte.
K: Evet doğru geçireceğiz. Ama Zeynep'le ben geçireceğiz o güzel günü.
A: Evet, sıradaki plan ne?
Z: Plan falan yok Arda. Anla artık. Bugün benim doğum günüm ve eğer izin verirsen sevgilimle güzel bir gün geçireceğiz.
A: Zeynep, eğer iki dakika yalnız kalırsak sana söylemem gereken şeyler var.
K: Zeynep'in seninle konuşacak hiçbir şeyi yok.
Z: Kerem bizi biraz yalnız bırakır mısın?
K: (şaşırarak) Ha ha.
Zeynep, Kerem'e "Hadi" dermiş gibi bir bakış atar.
K: Immm. Tamam. Be-ben gideyim o zaman.
A: İyi olur.
Kerem, Arda'ya sert bir bakış atarak şezlongların oraya doğru ilerler.
A: Bak Zeynep. Ben seni asla aldatma...
Z: (sözünü keser) Arda. Aldatma ile ilgili bir açıklama istemiyorum.
A: Eğer şimdi dinlersen bir daha seni rahatsız etmem.
Z: Söz mü?
A: Söz. Ama bir dinle.
Z: Peki, dinliyorum.
A: Ben seni asla aldatmadım. Beni Gizem'le öpüşürken gördüğün o gün beni zorla öpmüştü. Benim telefonuma bir mesaj gelmişti. Açtım baktım Gizem. 10 dakika sonra her zamanki yerde olmamı söylemiş. O zamanlar da yakın arkadaş olduğunuz içşn senin ile ilgili birşey söyler heralde diyerek gittim. Direk konuya girmesini söyledim. Ama o bana biraz beklememi söyledi. Bende acelem olduğunu söyledim. Ama o yaklaşık 5 dakika sonra benden özür dileyerek öpmeye başladı.
Z: Sen de itiraz etmedin.
A: Sen bizi gördüğünde hiçbir şey demeden gitmişsin anlaşılan. Çünkü tahminimce sen gittikten sonra Gizem'e neler dedim. Eğer sorarsan o da sana anlatır.
Z: Peki bunu bana neden anlatıyorsun yıllar sonra?
A: Beni kötü biri olarak hatırlamanı istemedim.
Z: Sırf bunun için mi Gölyazı'ndan buralara kadar geldin?
A: Evet.
Z: O zaman büyük zahmet olmuş sana. Çünkü artık benim için bunların hiçbir önemi yok. Benim bir sevgilim var ve gayet mutluyum. Seni de yeterince dinledim. Artık rahatsız etmezsen iyi olur.
Zeynep, Arda'nın birşey demesine fırsat vermeden Kerem'in yanına doğru ilerler. Fakat Kerem'i bir kızla konşurken görür. Adımlarını hızlandırarak onların yanına gider.
Z: Sevgilim bu kim?
K: A-aleyna.
Z: Kim oluyor bu arkadaş?
K: Zeynep, Aleyna benim....
Devamı diğer bölümde ;)
BÖLÜM SONU

YENİ BİR GÜN YENİ MUTLULUKLAR (ZeyKer)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin