Karen gördüğü rüyanın etkisiyle yerinden hızla doğrularak sağ tarafına baktı. Vincent derin bir uykuda gibi görünüyordu. Bir kaç gündür gördüğü rüyalar artık kabusa dönüşmeye başlamıştı ve genç kız terler içinde uyanarak hemen Vincent'ın yanında olup olmadığına bakıyordu.
Her gece Vincent'ın kendisini terkettiğine şahit oluyordu. Hamile olmadığını öğrenen Vincent beklenildiği üzere önce kendisini yalancılıkla suçluyor daha sonra da ağır sözler söyleyerek evinden kovuyordu. Genç kız o gün yaşananların buna neden olduğunu bilse de psikolojik olarak kendisini rahatlatamıyordu.
Aklı sürekli yalanının ortaya çıkmasına odaklanmıştı ve geçirdiği her dakikayı diken üzerinde yaşıyormuş gibi rahatsız hissediyordu. Yemek yerken, kitap okurken, bahçede gezerken sürekli Vincent'ın bakışlarını üzerinde hissettiğini sanıyor ve endişeli gözlerle etrafına bakıyordu. Öyle ki hamile olmadığını bile Vincent'a itiraf etmeyi düşünse de bir süre sonra bu fikirden vazgeçiyordu. Tanrıdan ümit kesilmezdi ve Karen sonuna kadar gitmeye kararlıydı.
Tekrar yastığa başını koyarak derin bir şekilde nefes aldı. Artık bunları düşünmemesi gerekiyordu. Vincent'ın kendisini azarladığı günün ardından biraz olsun araları düzelmiş ve tekrar eskisi gibi muhabbet etmeye başlamışlardı. Genç kızın farkettiği kadarı ile Vincent Karen'in hamile olmasından dolayı çok mutluydu sadece bunu hareketlerine yansıtmakta zorlanıyordu. Karen'in gördüğü kadarı ile Vincent'ın bakışları her şeyi açıklıyordu. İşte bu bakışlar genç kızın gerçekleri söylemesine engel oluyordu.
Vincent'ın gözlerinde ki ışığı söndürmek ve üzülmesine sebep olacak olan kişi olmak istemiyordu. Her ne kadar Vincent'ın kendisini yalnız bırakıp gittiği günlerin intikamını almak istese de bebek sevgisi daha ağıt basıyor ve ılımlı davranmadan edemiyordu. En kısa zamanda Vincent ile tekrar birlikte olmalıydı. Kocasının kendisine dokunmasını ve sevgisini tekrar hissetmeyi istiyordu.
Hamile kalmasının tek yolunun bu olduğunu bilen Karen utançla dolsa da buna mecbur olduğunun farkındaydı. Şimdi bu yalanı sürdürmesinin daha önemli bir sebebi vardı o da içinde ki sevgiyi ortaya çıkarmaya başlayan Vincent'ın kalbinin taş kesmesini engellemekti.
Gözlerini kapatarak tekrar uyumaya çalıştı. Uykusu sürekli bölündüğünden tekrar uyuması zor olsa da Vincent'ın yanında olmasının verdiği güvenle tekrar uykuya dalabiliyordu.
Ertesi sabah Karen kahvaltı masasında sessizce kahvaltısını yapıyor aynı zamanda da Vincent'a birazdan söyleyecekleri için cesaretini toplamaya çalışıyordu. Kocasıyla birlikte yatıyor olsalar dahi Vincent kendisini asla bir temasta bulunmuyordu. Biraz yakınlaşmaları gerektiğinin bilincinde olan Karen birlikte biraz daha vakit geçirmeleri için Vincent'a ricada bulunacaktı.
Vincent Karen'in yüz ifadesinden birşeyler olduğunu anlamış olacak ki arkasına yaslanarak genç kızın solgun yüzüne baktı.
" Bana söylemek istediğin bir şey mi var ? "
" Evet, sanırım "
Genç kız bakışlarını kaldırarak Vincent'a baktı. Nasıl anladığını bilmiyordu fakat ne zaman bir sorun olsa Vincent hemen farkına vararak soruyordu.
" Dinliyorum ? "
" Birşeyler yapmak ister miydin diye soracaktım "
" önerin var mı ? "
" H-hayır fakat işin varsa yapmayabiliriz. Rahatsız etmek istemem seni "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜL KURUSU / TAMAMLANDI
Historical FictionHİKAYE TAMAMLANMIŞTIR / Yıllar önce verilen bir söz ve Vincent tarafından seçilmiş bir kız. Vincent Charles Broderick seçtiği kızın ikiziyle evlendiğini farkettiğin de çoktan kalbini Karen'a kaptırdığını biliyordu. Fakat Vincent'ın incinen gururu ge...