"Dört ay Vincent sakin ol" diye fısıldadı kendi kendine. Güneş ışıkları çıplak bedenini yakarken gemiye yüklenen malların taşınmasına yardımcı oluyordu. Kucağında tuttuğu içi yiyecek dolu tahta kutuyu geminin içine taşıdıktan sonra doğrularak limanda ki insanları izlemeye başladı. Üzerinde ki bakışlardan rahatsız olduğu için başını kaldırmış ve etrafına bakınmıştı.
Bir kaç genç kız fısıldaşarak konuşuyor ve ara ara kendisine bakış atıyordu. Vincent bu tarz davranışlara çoktan alışmıştı. Gittikleri her limanda bir şekilde kadınların dikkatini istemedende olsa çekmeyi başarıyordu.
Genç kızları görmezden gelerek arkasını döndü. Zamanını geçirmek için bile olsa başka bir kadına dokunmayı asla düşünmemiş ya da onlarla vakit geçirmek aklının ucundan dahi geçmemişti. Kendisini seven bir karısı vardı ve hala öyle olması için içten içe yanıyordu.
Gemisinin batmasının üzerinden 3 ay geçmişti ve Karen artık kendisinin öldüğünü kabul etmiş olabilirdi. Bu düşünce içinin özlemle dolmasına sebep olsa da daha dört ay bu gemide kalması gerektiğini biliyordu. Yapacak hiç bir şeyi yoktu ve karısını düşünmek bu gemide kalacağı günlerin daha da zorlu geçmesini sağlamaktan başka bir işe yaramıyordu.
Bart ile konuştuğu her an ise ondan daha da nefret etmesine sebep oluyordu. Kendisini bu gemide tutsak etmişti ve bir karısı olduğunu bildiği halde geçmişin acısını kendisinden çıkarıyordu. Evet Vincent bir şeyler yaşandığını biliyordu. Babası ve Bart arasında olan o kavgayı hala dün gibi hatırlıyordu.
Büyük salona girmeden bir kaç saniye önce babasının " ırz düşmanı " diye bağırdığını duymuş daha sonra ise Bart'a yumruk atarak yere düşmesine sebep olduğunu görmüştü. Yaşının verdiği küçüklükle ne olduğunu anlayamasa da sonraları düşündüğünde buna sebep olan şeye ad kondurmak istememişti. O zamanlar konuyu kapatsa da ara ara aklına gelip duran bu konu kendisini huzursuz ediyordu.
Daha fazla oyalanmayarak yerde duran tahta kasayı kucağına aldı. Çalıştığı zamanlarda vakit daha hızlı geçiyor ve aklını bir çok şeyden uzak tutabiliyordu. Üzerinde olan diğer bir bakışın farkında olmayarak çalışmaya devam etti.
Bart dayandığı bastonunu hafifçe kıpırdatarak ayağa kalktı ve geminin ön kısmına doğru yürüyen Vincent'ı gözden kaybetmemek için bir kaç adım atarak kenara yaslandı. Bir kaç merdivenle çıkılan bir yükseklikte oturuyor ve günlük işleri oradan takip ediyordu.
Vincent'ın ne kadar zorlandığına gözleriyle şahit olsa da yaşlı adamın elinden gelen hiç bir şey yoktu. Onu tekrar kaybetmeyi göze alamayacağı için şimdilik sessizliğini koruyor ve Vincent'ın günlerini aynı şekilde geçirmesine izin veriyordu. Fakat söz verdiği süre dolduğunda Vincent gitmek isteyecekti. O zaman ne yapacağını neler söyleyeceğini tanrı bilirdi. Bir diğer problemde diğer oğlunun bir abisi olduğunu 4 ay sonra bu gemiye döndüğü zaman öğrenecek olmasıydı.
Nasıl karşılayacağını bilmediği bu durum karşısında tanrıdan kendisine yardım etmesini diliyor ve o günler hala uzakta olduğu için de ayrıca şükrediyordu. Şimdilik oğlunu doya doya görebileceği bir kaç ayı vardı ve ilerisi için hala düşünülmüş bir planı yoktu.
Kenardan destek alarak ayakta ki duruşunu sağlamlaştırdı ve grinin siyaha karıştığı saçlarını bir eliyle hafifçe yoklayarak elini saçları arasından geçirdi.
" Senin gibi bir evlada sahip olmak bu hayatta tanrının ve Alicia'nın bana verdiği bir hediye olsa gerek Vincent " diyerek sessizce aşağıda çalışan Vincent'a bakarak konuştu.
Genç adam bir evlatta isteyebileceği her şeye sahipti. Çalışanları yönlendirme işini çok iyi beceriyor aynı zaman da kendisini onlardan ayrı tutmayarak yardım ediyordu. Üç aydır gemisinde ki düzen daha iyi bir şekile girmeye başlamış ve herkes Vincent'a saygı duymaya başlamıştı. Bunun nedenini çok iyi bilen Bart bu durumu yadırgayamamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜL KURUSU / TAMAMLANDI
Ficción históricaHİKAYE TAMAMLANMIŞTIR / Yıllar önce verilen bir söz ve Vincent tarafından seçilmiş bir kız. Vincent Charles Broderick seçtiği kızın ikiziyle evlendiğini farkettiğin de çoktan kalbini Karen'a kaptırdığını biliyordu. Fakat Vincent'ın incinen gururu ge...